bugün

ve şimdi sen gidiyosun. oysa seviyorum seni, anlamlandıramadığım bi şekilde. her sevilen gibi acıtmaya alışmış olman, mazoşist beni besledi durdu saymadım kaç zaman. zararlısın bana ama; seni düşlemekten vazgeçebilme yeteneğimi kaybettim, hükümsüzdür. yanında, yamacında olmak, hep dudaklarında kalmak isterdim ömrümün geri kalanında. fütursuz kalabalığın içinde bile izole bi hayat sürmek senin tercihinse eğer, git kendini dahada çok sevdirmeden.
sevemediğin için seviyorum seni...
(bkz: ben bu yazıyı sana yazdım)
-ağzın kokuyordu,
-ayaklarının da aşağı kalır yanı yoktu,
-çükün de bamya gibiydi,
-ama yine de sevmiştim ulan seni...
seni çok seviyorum senın ıcın gururumu ayaklarımın altına aldım hatta ustunde zıpladım dahi ama dikkat et cok uzuyorsun benı bu son fasıl yani.
affet! nefret ettim senden.. ****** *
Sana söyleyemediklerim diyebileceğim ne denli şey var kimse bilemez. bazen ben bile.
Ama biraz da olsa anlatmaya calısacagım.
Sanırım senelerdir en huzur buldugum yerdi kollarında uyumak. yada hastayken, hastalıgım geçsin diye benimle o kat kat yorganın altında terleyişin. sert mizacımın altında ne kadarda ürkek biri oldugumu gören tek insandın sen belkide. ne kadar senden herkesten saklamaya calıssamda. sen gördüm beni. maskesiz bir halde gerçek anlamda. ve evet bunu gören tek insandın sen. hayatıma giren insanlar arasında niteliği asla silinmeyecek hatırladıkca ( diğer insanlar gibi olmayıp canımı yakmayıp ) yüzümde tatlı bir tebessüm bırakmaya yetecek şeyler yaşandı. sana söyleyemediğim çok sey vardı. evet çoğu gece seni senle aldattım. senin bile farkına varmadıgın o garip adamla. sevgililer gününde fasıl keyfimiz yalan oldugu için hala cok üzgünüm. ilk defa birisinden gelen çiçeği kabul ettim buarada. bir dal kırmızı gül. gülleri sevmem aslında ama otobüsü durdurupta elinde o gül ile karsıma cıktıgında sanırım hayatımdakı en garip anı yaşadım. ilk ve son intiharımda çalan şarkı eşliğinde yazıyorum bunları. neden böyle oldu bilmiyorum. neden biz olamadık 3 ay boyunca . ama bildiğim birşey var. Son beyaz gülümde soldu son iyiliği yaptım .
kendime ve yaşananlara olan saygımdandı. sana değil.
sen duymak istemeyeceğin içindi.
yaptıklarımdan dolayı dileyemediğim özürler ve her şeye rağmen 'sana gitme,kal' diyememem.
söylemek istenen seyin icine oturması.
zamana yemin ederim ki insan ziyandadır!
sana söyleyemediğim o kadar cok sey kaldı ki bende.. ama hepsini yazdım. sana dökemedim belki içimi ama kagıtlara döktüm sayfalarca. bir gün, umut ediyorum ki geri geleceksin ve ben bütün bu söyleyemediklerimi söyleyebilecegim sana. bütün nefretimi kusucağım belki ama sen bilmeyeceksin aslında bu nefretimin sana olan aşkımdan kaynaklandıgını. seni hala özlüyorum evet. ve umut ediyorum ki geri döneceksin sen bana. çünkü ne demişti cicero: dum spiro spero. ve bende nefes aldıgım sürece umacağım ki yine bana döneceksin.
geç kalınmış hayatların ve asla başlayamayacak bir şeylerin ardından bir daha kurulamayacak cümlelerin kısa tanımı.