bugün

gerek gece hayatı, gerek yazın ( fazlasıyla kuzeyde olmasından dolayı ) yaşanılan beyaz geceleri ile, güzel kızlarıyla, kanallarıyla, şehir planlamasıyla, tarihiyle, müzeleriyle, saraylarıyla gidip görülmesi gereken , rusya nın ikinci büyük şehridir. çarlık rusya sına da başkentlik yapmıştır. sürekli yagmur yağar, adamı deli eder.
ileride yurt dışına turistik gezi amaçlı çıkacak olursam gitmek isteyeceğim ilk şehir. sanki bu şehirle aramda bir bağ var bilemiyorum serhat.
dünyanın en güzel 10 şehrinden biridir.*
(bkz: beyaz geceler)
çok yakında gidip uzun bir süre yaşayacağım şehirdir.
şehri kuran amca zeminin kaygan olmasından mütevellit tüm şehrin zeminine zilyon tane kazık çaktırmış ve şehir bu kazıkların üzerine kurulmuş. tabi bu kazıklar çakılırken milyonlarca insan telef olmuş. bu yüzden şehire "kan üzerine kurulmuş şehir" gibisinden bir şeyler diyorlar.

1 haftalık bir iş seyehatinden döneli bir kaç gün oldu canlı canlı bildiriyorum.

dümdüz bi şehir burası. büyük bir kare, sokak ve caddelerle küçük karelere bölünmüş. her sokak ve cadde birbirini 90 derece ile kesiyor. bir ana caddenin bir ucundan baktığınızda uçsuz bucaksız gidiyor cadde. ta şehrin dibine ya da denize kadar.

bir sanat şehri. her köşe bası, her meydan, her köprü, her kilise hatta her bina birer sanat eseri.

hermitage muhteşem.

sokaktaki çalgıcı bile bizimkilerin çoğu gibi hırt değil ulan! bir kemancı kız vardı, götümüz dona dona yarım saat dinledik. o güzellikte, öyle keman çalan kız burda olsa tüm türkiye klasik müzik cemaati aşkından geberir, alkolik olur amk.

cuma akşamı içmeye başlıyorlar ve pazartesi sabah anca ayılıyorlar. dolayısı ile cumartesi ve pazar şehir bomboş. sanki nüfus sayımı var amk. pazartesi direk istanbul mecidiyeköy'e bağlıyor şehir.

.

tamam lan geyiği kesip lafı kızlara getiriyorum.

"yazının bundan sonrası abazalar için ciddi spoiler içerir"

evlenmiş, sıpasını kucağına almış bir adam olarak her ne kadar meselenin icraat noktasından emekliye ayrılsak da futbolculuktan emekliye ayrılmış tv yorumcuları gibi maç sonu değerlendirmelerinde bulunmamızda bir beis görmüyorum mirim. ve hatta hakkım diyorum.

ve diyorum ki gol olur!

olur abi.

şehrin kız skalasın %89'u 4 ana gruptan oluşuyor. grupları kızları gördüğümüde verdiğim tepkilere göre isimlendirdim. şöyle :

güzel.

çok güzel.

vay amına koyim.

allah benim belamı versin.
(bkz: karşındaki insanın sıfata bakıp insanlığından utanmak)

%11'lik kesim yaşlılar, tombullar vesaireden oluşuyor.

dekoltenin her daim ırzına geçiyorlar ve bu durum zaten güzellikten amı götü dağıtmış delikanlının hepten ağzına sıçıyor.

hele gece klübü, hele hele böyle üst düzey pahalı klüpler falan, aman diyeyim!

değil evli adam, yeminli papaz bile dinlemez direk şahin k'ya bağlarsınız.

ben hem evli, hem karısına aşık bir adamım o yüzden çelikliyim, bozmadı bizi *

"yazının bundan öncesi abazalar için ciddi spoiler içerir"
gitsem kaybolmam o derece...

(bkz: klasik dönem rus edebiyatı)
ahmet çakar'ın avucunun içi gibi bildiği yerdir. an itibari ile söylemiştir beyaz tv'de.
nisan ayı sonun mayıs başı gibi gezmeme rağmem acaip soğuk havasıyla beni şaşırtan 5 farklı metro hattı ve birbiriyle keşişip şehrin her tarafına ulaşabilmenizi sağlayan metrosu ve sokakların düzeniyle beni kendisine hayran bırakan şehir eğer giderseniz petergof u da ziyaret etmeyi unutmayın.
inşaat işçileri hazine buldu

http://www.milliyet.com.t...at-iscileri-hazine-buldu/
Dostoyevski, Puşkin, Turgenyev'in ruhlarının dolaştığı şehir. Pulkovo havalimanına indiğinizde küçücük, eskilerde kalmış salonun, geldiğiniz devasa şehre pek uymadığını görür şaşırırsınız. Çıkışta bile bagajınız dedektörden tekrar geçirilir, cebinizdeki para miktarını sorar polis, uçakta da "registiration"belgesi doldurursunuz. bir nüshası sizde kalır çok önemlidir, kaybedilmesi başınıza çıkışta ciddi dert açabilir. Sonra şehrin merkezine doğru çok geniş caddeler, heykellerle donatılmış binalar, bazen bir limuzin, inanılmaz pahalı cipler hemen yanında bazen çok eski bir Ladayı aynı trafikte görürsünüz. Çok işlek bir caddede alımlı kadınlar dolaşırken el arabasında patates, pancar, çiçek vb. sebzeler satan teyzeler de görürsünüz. Hermitage müzesi barındırdığı eser sayısı ve çeşitliliği ile dünyanın en büyüklerinden önde gelen müzelerinden biridir. şehre vardığımda 1 mayıs ulusal tatil olması sebebiyle çok kalabalıktı .Sosyalizmin etkileri ve eski alışkanlıkları bariz gözlenmekle beraber yeni genç nesilde bundan bol bol tüketerek kurtulma çabası gözlenir. mc donaldsları vb. amerikan kültürü mekanları tıka basa doldururlar. Büyük parklar, rahat rahat oturan kimsenin rahatsız etmediği kadınlar bebek arabalarıyla dolaşırlar. çok fazla bebekli anne gördüm. devlet sanırım doğuranlara ciddi bir mali destek sağlıyormuş. alkolizmden nüfus sıkıntısı başgöstermeye başlamış. Gerçekten de caddeler şişe öbekleriyle ve sallana sallana yürüyen sarhoşlarla köşelerde sızan yaşlılarla dolu. Market, eczane vb. dükkanların küçücük pencereleri var ve içerde ne olduğunu pek göremezsiniz. geniş pencere ve vitrin anlayışı yok. Dostoyevskinin 4 yıl oturduğu Karamazov Kardeşleri yazdığı ev şu an bir müze. O deli ruhun o evden gelip geçmiş olması ürpertiyor insanı. Masa, sandalyeler, el yazıları, karalamalar, çay semaveri, tabak, çanak kaşık hala her an kullanılacak gibi. Puşkin müzesi de aynen. Notları, kişisel eşyaları, tabancalar. Deli gibi aşık olduğu Nataşaya 3 yıl boyunca şiirler yazan adeta yalvaran Puşkin'e bu kadın bayağı bi çektirmiş, şiirleri de pek umrunda değilmiş ama en sonunda evlenmiş Puşkinle sonra ordudan keskin nişancı bir yüzbaşıyla dedikoduları çıkmaya başlamış, Puşkin'in kulağına kadar gitmiş bu söylentiler o da gelenek üzere yüzbaşıyı düelloya davet etmiş. düelloada ağır yaralanmış 2 gün sonra da büyük acılar içinde ölmüş. Düelloya gittikleri sabah şahitler ve hasımla buluştuğu yer olan Puşkin Cafede hala bir heykeli bulunur cam kenarında oturuyormuşçasına. Metro ağı çok etkileyicidir bayağı bi yerin dibine inersiniz, sistem inanılmaz hızlı ve detaylı çalışır. Otelden ziyade ev kiralama yöntemi yaygındır. Salon kavramı yoktur.2 oda derler. Yani 1 yatak odası 1 salondur. Nevski Prospekt şehrin Nişantaşıdır, Bağdat caddesidir filan. Moskovayı sevmezler aynı Istanbul Izmir muhabbeti her ülkede olduğu gibi burda da var. Petersburglular nezaket ve kültürleriyle övünürler, şehirleriyle gurur duyarlar. Neva boyunca oturmak, seyyar satıcılardan sosisli bira alıp içmek, o soluk güneşi izlemek. Görkemli meydanları, sarayları. Ucuz vodka, içki. Ortalama mekankarda Servis kültürü maalesef pek gelişmemiştir. Bir makine kahvesi içememiştim saatlerce, garson bırakır gider seslenmedikçe uğramazlar. Nargile Barlar, Suşi restaurantlar çok yaygın. Plimenyi, piroşki, lahana patates ev tipi yemekleri yaygın, kurutulmuş balık her markette bi sürü çeşidiyle ucuz. Şehre 1 saat mesafede Puşkin şehri çok güzel tam bir rus kenti. tavsiye ederim. Minübüs, otobüs tren gidiyor. Minübüs daha sık. Bağıra bağıra müzik çalıyorlar. Aynı bizdeki taşra dolmuşları gibi. Acayip benzerlikler var bazı yönlerden. mayıs ortasından önce gitmeyin derim. Hem yavaştan beyaz geceler başlamaktadır hem hava biraz yumuşamış olur. bütün gün yürüyün. Gece Klüpleri kapısında sigara içen, ortalama bir kadın bile Türkiyeyi sallayacak güzelliktedir. O buz gibi gecelerde o kadar dekolte nasıl giyebiliyorlar. Hiç anlamam. Deli Petro bu şehri 42 ada üzerine, suyu doldurtarak köprülerle birbirine bağlatarak inşa ettirmiş. Mimarladan oluşan bir grubu Avrupa'ya seçkin şehirlere yollamış orda göze çarpan mimari özellikleri Petersburga monte ettirmiştir. o bakımdan biçok farklı mimari esintiyi görebilirsiniz apartman ve caddelerde. Istanbul konaklarının da bu seçkide yeri olduğunu duydum. Kanallarda akşamları özellikle romantik tekne gezi tekneleri dolaşır. Pahalıdır biraz ve ayrıca yaz olmadan binmeyin donarsınız. Rus Pazarına mutlaka gidin. Teyzeler bize benzeyen ev yapımı turşular, köy peynirleri, sebze ve özellikle et balık satarlar. Pek turist görmedikleri için şaşırırlar. Neyse özellikle rus edebiyatı kafanızda yer ettiyse bu şehri yürüyerek gezin. Mesafeli insanlardır ama yaklaşmayı bilirseniz iletişim kurabilirsiniz. Gençlerinde ingilizce durumu diğer şehirlere göre daha yaygın. nazikçe konuşabilirsiniz. Belki bir rehber de bulursunuz kim bilir:).not benim rehberim hazırdı:).
mutlaka görülmesi gereken bir şehir. inşaat mühendisi olarak benim ayrıca ilgimi çekmişse de herkesin bir şeyler bulacağını garanti ederim. yolları, mimarisi, 300 yıllık geçmişi, insanları, beyaz geceleri, nehir ve kanallarıyla 2 gün gezebilmeme rağmen kendine hayran bıraktı. moskova'nın karmaşası yok bu şehirde ve moskova'ya göre çok daha güvenli. haziran ayı en hareketli ve güzel günleridir ayrıca. yağmurluk almadan gitmeyin yine de. bir anda çıkan fırtınada ölesiye ıslanabilirsiniz. şemsiye demedim bak yağmurluk dedim. *
(bkz: city 17)
ilgili bir köşe yazısı;
http://goo.gl/z3gf4
en kısa zamanda hakkında bilgi alınması gereken yer. nerde ne yiyilir, ne içilir, nerde kalınır, ne giyilir, hepsini bilmek lazım. belli mi olur bakarsın bir gün?
Rusyanın harika şehridir.
Adnan Aybaba'nın Rasim Ozan Kütahyalı'ya söylediği "Orada neler yaptığını biliyorum ama arkadaşın olduğum için söylemiyorum Rasim" vecizesinde mevzubahis olan yer. En çok görülmek istenen mekanlardan biri olsa da bu şehri görmek istediğinizi söylediğinizde insanlar derin bir yavanlıkla, ön yargılı yaklaşabilir.
gidilesi görülesi biryerdir hatta aşık olunası biryerdir zamanında puşkinde aşık olmuş hatta ayrı kaldığı zamanlarda bir de şiir yazmış en büyük rus şairi:

Yapıların uyumuyla ırmağın akışını
granit taşından rıhtımlarını
dövme demirden parmaklıkları
aysız ama aydınlık gecelerinde gördüğüm düşleri
gece lambamı yakmadan okuyup yazdığım odamı
ve penceremden görülen ıssız sokaklarla
amirallik binası’nın altın okunu seviyorum.
rusya'nın 2. avrupa'nın en büyük 4. şehridir. rus romanları'nın o buram buram kokusunu caddelerin de ve sokaklarında hissedebileceğimizi düşündüğüm ve mutlaka gidip görmek istediğim o güzel şehir.
1700' lü yıllarda Çar I.Pedro tarafından Rus Çarlığı'nın başkenti ilan edilmiştir. O zamanların en modern, en çağdaş şehirlerindendir.
Rusya Federasyonu'nun en büyük ikinci şehridir.
2 aydır burda yaşıyorum ve sanırım burda ölmek istiyorum. bir insanın hayatında görebileceği en güzel şehirlerden biri hatta ilki.
mimarisi, sokakları, caddeleri, parkları, müzeleri, barları, gece hayatı, gündüzü, gecesi herşeyi bir farklı. soğuguna bile alışıyor seviyor insan.
bir müzisyen olarak müziğin ve müüzisyenin değerini veren bir halkı görünce hayatımdaki en doğru kararı verdiğimi bir daha anlıyorum.
Nevskiy prospektten başka bir yerinin hosuma gitmedigi şehir.
içinden dostoyevski alındığında geriye bir şeyin kalmayacağı şehir.
anlatmak için kelimelerin eksik kalacağı şehir.

http://bizeherguntatil.bl.../rusya-st-petersburg.html
Bu seneki moskova ziyaretinden sonra bir gun bile olsa gezdigim sehir. Gunes battiktan sonra daha guzel.