bugün

kızların etek boylarının çok kısa olduğu okul, okul değil mankenlik ajansı gibi; böyle eğitim olmaz, ahlaksızlık diz boyu.
yanındaki genel ev ve kızların etek boyundan çok yetiştirdiği kültürlü insanlarla anılması gereken okul. boş insanlar, tikiler her ortamda olur ancak bir genelleme yapılamaz bu konuda.
hocalarının hazırlık öğrencilerine çok yüklendiği lise. saçını başka bir renge boyatırsın, eski renginin koyu kahve olduğunu bildiklerinden 'olmamış, geri siyaha boyat' derler, gider siyaha boyatırsın bu sefer velini çağırırlar ve 'lacivert olmuş saçı' derler. veli görüşmeleri de normal değildir. bir veli karşısına 5 öğretmen birden çıkar ama veli olan babanızsa ve jinekolog olduğundan kadınların dilinden iyi anlıyorsa bu cadı hocaları bile ertesi gün yola gelmiş bulursunuz. * *
pişmanım hakim bey dedirten, arşivlerine yüzlerce anıyı gömen, ağlatan-güldüren-eğlendiren ve en önemlisi kaybettiğin zaman değerini anladığın mekan.. peki sorsanız iki çocuğum olsa birini gönderirmiyim? zor *
ordan 5.0 la mezun olan bi hatunla tanışma olanağı bulmuştum. beynimdeki klasik türk kızı imajını yerle bir etmişti kendisi. hoca kendisinin yazılı kağıdını cevap anahtarı olarak kullanıyordu. çok sıkıldığında ellerini cebine sokup ıslık çalarak volta atması beni son derecede dumura uğratmıştır.
osmanlıda ilk açılan yabancı okul. ilk olarak "monastero della cisterna de pera" diye kurulan menşei italyan bi kurumdur o zamanlar klise olarak kuruldu. daha sonraları adı fransızlar tarafından st.benoit olrk değiştirildi. sultan süleyman koruması altına aldı ve fransız ateşeliğine bağlı saydı . 1783 de de okula çevrildi ve şuanda lycée français privé saint-benoît (özel saint benoit fransız lisesi) adı ile fransızca eğitim veren bir lisedir. karaköyde kabataş-zeytinburnu tramvay hattının üzerinde bulunmaktadır. yıllık ücreti 20.000 lira civarı olup rahatlıkla o parayla özel üniversitede çok iyi bi bölüm okuyabilirsiniz.
eğer okuldan faydalanmayı biliyorsanız gelecek için bir sürü kapı açar size. aslında bu dediğim şey genel olarak fransız liseleri için geçerlidir ama saint benoit ayrıdır, candır ciğerdir.
bilmiyorum eskiden de mi böyleydi ama öğrencilerini fransa'ya göndermek için ellerinden geleni yapar bu okul. öss'yi pek sallamaz zaten, öğrencilerinin de çok salladığı söylenemez. "kim türkiye'de üniversite okumak istiyor?" sorusuna karşılık 20 kişilik bir sınıfta sadece 3-4 kişi elini kaldırır. zaten okulun üniversite yerleştirme sonuçları da bunun en büyük kanıtıdır.

ayrıca bu okulu sevmeye başlamanız için en az iki senenin geçmesi gerekiyor. yapınız ne kadar uyumlu olursa olsun okulun sistemine alışmak zaman ve sabır ister.
eğer saint benoit'da okuyorsanız nereden düştüm ben buraya diyeceğiniz bir sürü an olacaktır, tıpkı seviyorum ben okulumu diyeceğiniz bir sürü an olacağı gibi.
bugün kayıt olduğum lisedir umarım mutlu olurum
arkasında kerhane olan okul.
--spoiler--
saint benoit
bean senoit
kium kimoit
dum dumoit
--spoiler--

şeklinde deyimi vardır.
şu an gündendeki sözde ermeni soykırımının varlığına itirazın cezalandırılması ile ilgili yasanın çıkmaması için fransa meclisi'ne ve milletvekillerine mektup gönderen okuldur.

http://www.sb.k12.tr/IMG/pdf/Acik_Mektup_tr.pdf
mezunları genelde boş beleş kişilerdir. parayla bir statü kazanabileceklerini sanırlar genelde ama tabi zeka seviyesi yerlerde. yabancı dille eğitim yapan okullar içerisinde en başarsız olan okullardan biridir.
Fransız lisesidir.
tanıdığım mezunlarında gördüğüm kadarıyla şunu söyleyebilirim. fransızca dışında hiç bir şey öğretmez. oldukça kalitsiz bir lisedir kaldı ki fransızca dahi bilmeyen mezunları bile vardır. ygs- lys sonuçlarına bakarsanız bir ted koleji ya da koç lisesi değildir. robert college hiç değildir. vasat bir lisedir. yüksek puanlı sıradan bir anadolu lisesi bile insana daha çok şey katar.
arı koleji'nin kıyısından geçmez.
Çeliktepe Cengizhan Lisesi'nin sokağından bile geçemez.
Bir dönem boyunca stajımı yaptığım okuldur. Bulundugu yer olarak iki bina arasına sıkıştırılmış gibi olmuş ama okulun içi gayet güzeldir.
yıllarımın gittiği fransız lisesi. Eski okulum. Türkiyedeki çoğu üniversiteden ortam olarak öndedir. Buranın mezunlarını türkiyedeki üniversiteler kesmez * .
efsane liseli hatunları olan lisedir.
adamı sübyan ederler zorla.

not: beni yadırgayan kişi bir kez o okul çıkışını görsün oraya çadır kurar.

Edit : Eksileyen bu lisede okuyan ya da mezun olan bir hatunsa bi msj atsana bişe denicem valla bak
zamanında efsane bir aşka imza attığım eski sevgilimin lisesidir.
masonların kurduğu ve onların çocuklarının okuduğu yabancı okullardan biri.
Galata'da Kemeraltı Caddesi'nde 1583'ten beri Fransızca eğitim veren eğitim kurumu. Günümüzde tam adı Özel Saint Benoit Lisesi'dir.

Okulun kurucuları olan Cizvit misyonerleri, 8 Kasım 1583'te istanbul'da Galata Saint Benoit Kilisesi ve Manastır'ına yerleşerek bir okul açtılar. Saint Benoit erkek okulu, Latin çocukları ile birlikte yerli Rum ve Yahudi çocuklarına da eğitim veriyordu. Öğrencilere Fransızca, matematik, eski Grekçe, Latince ve sanatlar yanında, din dersleri de veriliyordu. Katolik mezhebinden olmayanlara da mensup oldukları mezhebi öğretmeyi amaç edinmişlerdi. 1585'te salgın hastalık sonucunda okul kapandı. 20 Eylül 1609'da istanbul'a ikinci defa gelen bir Cizvit misyoner grubu okulu yeniden açtı. 1773'te Cizvit tarikatının kaldırılması sonucu okul 1783'te Lazarist misyonerlere devredildi. 1831'de okulun müfredat programı Avrupa'daki okullar seviyesine uygun şekilde düzenlendi. 1832' de yangın ve salgın hastalık nedeniyle, okul önce Yeşilköy'e, daha sonra da Bebek'e taşındı. Okula gündüzlü öğrenci de alınmaya başlandı. 1839'da okulun kız bölümü açıldı. Öğrencinin fazlalığı ve binanın darlığı nedeniyle ek binalar yapıldı (1879). 1897'de Sainte Pulchérie Koleji binası satın alınarak orta kısım buraya taşındı.

Her iki bölümdeki öğretim 1919'a kadar sürdü. Sainte Pulchérie'nin 1919'da Filles de la Charité Cemiyeti rahiplerine devredilmesinden sonra kolejin yatılı ve gündüzlü bölümleri Galata'daki bugünkü binalarında toplandı.

O sıralarda, kolejin ilk kısmı 4 sınıflıydı.
2 sınıflı orta kısımda klasik öğretim ve modern eğitim kolları vardı. Klasik eğitim kolunda Latince de okutuluyordu.

Kolejin, lise kısmına hazırlayan dört hazırlık sınıfından sonra öğrenciler A ve B bölümlerine ayrılırlardı. Bu sınıflar felsefe ve matematik sınıflarıydı.

Saint Benoit Fransız Erkek ve Kız kolejleri 1987'de lise adı altında birleştiler. Öğretim süresi ilk yıl hazırlık olmak üzere 8 yıl olan bu okulda, Türkçe dersleri ile Türk kültür dersleri dışında bütün dersler Fransızca; ortaokul 7. sınıftan itibaren ikinci lisan olarak da ingilizce okutulmaktadır. Okula öğrenci, merkezi sistem sınavlarıyla alınmakta olup, 1994-1995 öğretim yılında okulda 858 erkek, 741 kız olmak üzere toplam 1.599 öğrenci öğrenim görmektedir. Lise bölümünde ders geçme ve kredi sistemi uygulanmaktadır.
fransa'da yerleşik yarım milyon türk varken ve türk lisesi yokken, bizde 500 yıldır çeşit çeşit fransız liseleri ve üniversitesi olması gibi ucube bir durumun, övünmemizin beklendiği sonucu..

bugün başa geçsem iki saat sonra hepsini kapatırım.
bugün başa geçerse hepsini kapatırmış. siyaset, medya ve bürokrasi dünyasının ciddiye aldığı Pisa eğitim sonuçlarına göre yine gelenek bozulmadı ve Türkiye bu sene de anadilinde yazılanları anlama, yabancı dil, fen bilimleri ve matematik alanlarında sondan beşte yer aldı. en azından Fransız, Alman, italyan ya da Amerikan liselerinde okuyanlar en az bir yabancı dili iyi seviyede öğreniyorlar ve eleştirel düşünceyi, okul kulübü faaliyetleriyle sosyalleşme ile kendini ifade etmeyi öğreniyorlar. Fransız liselerinde ingilizce de öğretilmektedir. kaliteli öğretmenlerden ders almak sureiyle fen bilimleri ve sosyal bilimler alanında güçlü bir temele sahip olarak mezun oluyorlar. bugün köklü üniversitelerin çoğundan mezun olan yüksek lisans mezunları dahi bir yabancı gelse, Akdeniz veya Ege otellerinde uzun yıllardır çalışmış bir garson ya da belboy kadar dahi yabancılar ile farklı konular üzerinde iletişim kuracak ingilizce'yi bile bilmiyorlar. hele ki her ile açılan üniversitelerin sosyal etkinliklerinin zayıf olmasının yanı sıra kütüphane ve laboratuvar imkanlarının da sınırlı olduğu bilinmektedir. bunları geçtim zayıf kurumsal ve akademik kimliğe sahip bu üniversitelerden olayları ve bilimsel gelişmeleri nesnel ve eleştirel bakış açısıyla değerlendirecek mezun da neredeyse çıkmamaktadır. Mesele dini ve kültürel ise, ülkede yaşanan rezillikleri gören ve dinin bir baskı unsuru olarak kullanıldığını fark eden genç nüfuz içindeki ateist, deist ve agnostik oranının %10'u geçtiği artık kamuoyu araştırmalarında açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.