bugün

karıştırılmamalıdır. sadakat, aldatamayan insanın değil, aldatmayan insanın işidir. o yüzden ''ama ben seni hiç aldatmadım'' diyen kişinin sadakatinden şüphe edilmesi gerekir. çünkü öyle bir şeydir ki bu sadakat, aklınızdan dahi geçmez. yıllarca beklersiniz de söyleme gereksinimi hissetmezsiniz. bilmezsiniz ki aldatmak nedir? bir başkasını düşünmek nedir? sadakat, içten gelen doğal bir şeydir.
insanoğlunun barındırdığı en içten duygulardan biridir. Sadakat, bir seçimdir, lakin tutarlı olmak zorundadır. Kişi, sadakatini yansıtmak istediği kişiye/olguya karşı ikilemde kalmamalıdır. Aksi takdirde buna farklı bir tanım yapılır. ikili ilişkilerin en sağlam dayanaklarından biri olmakla beraber, ilişkinin temelinden başlayarak en uç noktasına kadar etkin rol oynar, aslında bu sebepten dolayı “adanmışlık” ile benzerlik gösterebilir. Sadakat, “iyi olanlarla” var olmak zorundadır. iyi niyetin, hoşgörünün, mütevazılığın olmadığı yerde sadakat bulunamaz. Aynı zamanda bir kabulleniş senedidir, tüm bunları yansıtacağınız kişi/olgu sizlerin seçimindedir. Bana göre sadakat, samimiyet adı altında bir araya gelen; minnet, kabulleniş ve istem duygularından sonra vuku bulmalı ya da bu duyguların sağlamlığına paralel olarak vücut bulmalıdır. Sadakat bir seçim olduğu gibi, yoğunluğu ne olursa olsun devamlılığı da bir seçimdir. Lakin bunu belirtirken şu noktalara dikkat etmek gerekir; bu üzerinde durduğumuz konu, ayaklara düşürelerek kıymetsiz bir olay haline getirilmemelidir. Özenle yaklaşılmalı ve özenerek, dikkatlice yansıtılmalıdır. Sadakatinden şüphe duyulan bir insanın bunu tekrar yerine koyması çok zordur, sadakatsiz olduğuna kanaat getirmiş biri bile, karşısına kendisi gibi biri geldiğinde içgüdüsel olarak onu direkt kabullenemez. Hayatımızın orijininde mevcut olan ve bazen unutulmaya yüz tutan, bize “insan” sıfatını veren diğer olgularla birlikte en tepede bulunan bu nadide hissiyatı; bulunduğu tozlu mahzenden çıkarmalı ve hak ettiği parlaklığı kendisine takdim etmeliyiz, zira bu üstleneceğimiz en asil vazifelerden biridir.
Para ile alınan sadakat daha fazla para ile mağlup edilir. ( Lucius Annaeus Seneca )
arttığı vakit, karakter anlamında, kevaşeliğin, pezevenkliğin azalacağı, sevginin, dürüstlüğün çok bulunacağı bir ortamda yaşayacağımız davranış biçimi.
Günümüzdeki güruhun yerine getirmediği davranış.
sadakatim kambur kaldı.
bağlı bulunamayan bağlılıktır.
iki insanın birbirine verebileceği en güzel hediye
natgeo da geçen hafta izlediğim bir belgesele göre, aldatmak ve sadakat gibi kavramlar büyük oranda genetikmiş. ilginç tabi..

işin kalıtsal olan kısmı ayrı tabi ama karakter meselesidir.
insanın, kendine adiliği yakıştırma eşiğiyle,
sevdiğine reva görebildiği kötülük eşiğiyle alakalı bir şey olsa gerek..
30 yaşında evlense ortlama türk erkeği , ki bu ortalama üstü olsun baya baya okumuş etmiş filan.. 60ta da ölse , toplam minimum 30 yıl boyunca başka biriyle seks yapmıcak , flörtleşmicek bilmem ne..

hadi 50 sonrası nispeten rahat.. malum libido düşüyo , ediyo.. zaten hayat sikmiş oluyo bol bol insanda sikecek mecal da kalmıyo..

ama yani boru değil 30 yıl.. şimdi şimdi düşünüyorum lan diyorum biriyle şu dakika evlensem ve de ondan daha iyisi çıksa naparım..

buna karşılık 23 yaşında hayatının aşkını filan bulanlar var.. lan ?! 23 yaşındaki adamın aşkından nolucak ? yani ben mi çok yozlaştım noldu bilmiyorum ki.. benim babam 30unda evlenmiş.. amcam 29unda , dayım 22sinde evlendi 45inde boşandı..

bütün sorun şu , bi insan bi insanla bi ömür geçirebilir.. ama gerçekler de var yani.. herşeyin ömrü kısıtlı.. insan dediğin şey bi kere ölümcül ?! ömür denen şeyin son kullanma tarihi varken , nasıl oluyo da ananın karnından çıkmayan bi adamla ilişkin ölümsüüüüüz oluyo..

ben şimdi biriyle tanışıcağımı bilsem , hayatımın aşkı ömrümün çiçeği vs. biriyle yemin ederim ki istemem.. derim ki , aman nolur bi 4 sene sonra gelsin.. gelsin de tüketmeyelim..

tükeniyo herşey yani.. bulmaca çözmek gibi bu işler.. bi bakmışın hepsi bitmiş.. napabilirsin her şifresi çözülmüş bi insanla ?

tabii soraları alışkanlık , aile , örf , adet , çoluk çocuk giriyo işin içine..

ama sadık kalmak öyle bişi değil.. bi erkek kadına , kadın onun gözlerini oyar diye sadık kalıyosa o işten ne anladım.. bi kere geldiğin şu hayatta , karşındaki kadın kim ki nası bi diktatör ki ona başkasıyla yakalanmaktan delice korkuyosun ? hadi bu kadar kaybetmekten korkuyosun başkasının amının içinde işin ne sevgili amca ?

yani bi takım klasik komedi tripleri.. adam orospuyladır amı götü dağıtmış halde , karısı arar nerdesiiiiin sen diye çığlık atar adam da "karıcım karıcım " der.. ve evet genelde kadın şişmandır..

yani sadakat , ondan başkasıyla sevişmemeyi flört etmemeyi düşünmekse , ben baştan söliyim ki sadık olamam.. etrafta onca uyaran varken zor.. sadakat , öyle dayatmayla korkutmayla olucaksa onu da yapamam.. kontrolle sadık tutacak adam siktirsin kübaya gitsin fidelin fedailiğini yapar..

sadakatta olucaksa şu olmalı ; sevgi nedeni.. misal bi kadın var.. iş yerinde.. hoş bi hatun.. yazılıyo ediyo.. şimdi bunlar seks yapsa kim bilecek kim duyacak ? sadakat , adamın bu düşünceyi hiiiç düşünmemesi değil.. bence değil yani.. tam kadınla sevişecekken , lan karım çok üzülür.. kadın bana bi ömür harcadı , bu diğeriyle 10 dakika seks yapıcam ama değmicem diyip vazgeçmek..

yoksa o adamı durduracak başka her neden faso fisodur.. o anlık durdurmuştur.. başka zaman durdurmaz..

bi de şu tarz adamlar var.. vay efendim sadakat beyindedir.. düşüncededir.. mal mısınız birader ?

benim adam öldürmeyi düşünmüş olmamla uygulamam bir mi ? ya da hangimiz çok sinirliyken lan şunu bi çeksem vursam demiyoruz..

sıkıcı sıkıcı şeyler.. neymiş , ondan başkasını gözü görmüyomuş.. gözünü siksinler senin gözünü.. bi 5 sene sonra görüşelim..

bi de ayrı bi model var.. burayı okuyo şu an biliyorum beni takip ettiğini.. merhaba naber ? erkekler tekeşli olamaz diyenler.. çokeşliyiz biz her yere sperm saçalım diyenler.. haklıdırlar.. yalnız şöle bi nokta var.. senin olayın her yere sperm saçmaksa , 55 yaşına gelip de saçacak sperm kalmayınca ya da tut ki prostattı impotenzdi onlar başlayınca mevcudiyetini nası manalandırıcaksın ?

kısaca sadakat , aynı anda 3 kadını sikmemek değil.. zaten onu yapanlara orospu çocuğu deniyo.. sadakat tek kişiye her ne olursa olsun bağlı kalmak da değil.. ona itaat deniyo.. emri uygulamak deniyo.. sadakat , başkalarını isteyebilme ihtimaline rağmen ve başkalarını yer yer istemeye rağmen , akılda bi muhasebe yapıp her zaman tek kişiyi karlı bulma..
en iyi olan şey.
ilişkinin ekmeğidir, suyudur. eğer uzun yaşatmak istiyorsanız tabii bu böyledir. iki üstte ki entry'de bahseden yazarın dediği gibi, sadakatın test edilmesi yolları vardır erkeğe de kadına da. yani ben sevdiğime " sadığım" demekle olmuyor. icraat burada da önemli. hiçbir şey yapmayarak da sadakat gösterilmez. sevdiğini belli etmek gerek, göstermek gerek ki, sadakat duygusu işlesin, hem kendinize, hem sevdiğinize.
baba filminden çıkarılan ders.sadakati olmayan ölür.
ilişkilerin en temel olmazsa olmazı.

Uzun ve yolunda giden ilişkilerin, birbirine karşı olumlu her duyguyu katmerleyerek çoğaltan çiftlerin en temel özelliği.

Yaşla, başla, makamla, mevkiyle, eğitimle ilgisi yoktur.
insan olma vasfıyla ilgili bir erdemdir.
Sadık olmayanlar önce kendine ihanet etmiş oluyorlar, sadece bunun farkında değiller. Kendine ihanet edebilen birinden de her şey beklenir şaşırmamak lazım.
bukowski'nin son noktayı koyduğu durumdur.

"Sadakat... ne menem şeydir bu sadakat. Sadakat sır saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile. Ölüm gibidir sadakat, pazarlığı olmaz. Bir kere çizgiyi geçtin mi, yoktur dönüşü. Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana, hayat çeker gider, sadık kalmaz sonunda. Ama kötülük öyle mi? Hep yanıbaşındadır insanın. Sözler verilir. Sözler unutulur. Gün gelir ihanet eden sadakat ister. Sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır. Sadakat sevdiğinin kalbini çıkarıp avucunda tutmaktır. Ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır. Sadakat erdem değildir aslında. Sevgiden kör olmaktır. Hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır. Yemin etmeden bir daha düşün; çünkü sadakatla başlayan her şey ihanetle biter.."