bugün

sabah gidebileceğin bir işinin olması iyi bir şey bence.
özellikle fakültede devam zorunluluğunun olmadığı bir bölümde okuduysanız dünyanın en büyük külfeti gelir.

ama bir seneyi aşsa da alıştım. son haftalarda sabah 6:30 da uyanıp duş alıp (malum havalar 1421241 derece sıcak) kahvaltımı yapıp işe gidiyorum.

yine de hala çok zor geliyor.
fakirlerin derdi. sıcak yataktan kalkar, o kadar yol çeker, üç kuruş maaş için. yazık.
akşam akşam işten çıkmaktan daha kötü değildir. çalışma saatleri 10.00-16.00 arasında olmalı. *
dünyanin en barbat olayidir kesin ve net.
5 yillik okulu 7 yilda bitirmek istememin ana nedenidir kendileri.
PARA KAZANMAK iÇiN YAPILAN ZORUNLU EYLEMDiR HELE PAZAR GÜNÜ OLANI DAHA FENADIR.
devletin ya da işverenin vatandaşa dayattığı en boktan bilmişlik sonucu.
Bir dakikamı dahi almayan durumdur. O bir dakika da giyinme ve yuzumu yıkamak için.

(bkz: home office)
genelde söve söve yapılan bir eylemdir.
işlerin daima sabah yürütüldüğü ülkemde cehennem sıcaklarında işe gelme eylemi.
10:00' da iş başı yapıp 18:00' da bırakıyorum ama; Yine geçmiyor dibine koyduğumun zamanı..
işe gitmek için minibüs+metro+metrobüs kullanıyorsanız ettiğiniz küfürleri 2 katına çıkaran durum.
kabus, çoğu zaman cehennemin provası. hele ki sabahları metrobüs, metro ve otobüs kullanıyorsanız... kendime acıdım amk.
işkencenin güncel hali.
Daha küçük yaşlar için (bkz: sabah sabah okula gitmek)
her sabah yaşanan kabus bir de üstüne tatil dönüşü eklenince ağlama hissi uyandıran bir durum.
işsizken özlenen, imrenilen, işsiz değilken küfür edilen olaydır. garip...
masanızda oturup çayınızı yudumlarken, hemen adrından dışarıdaki çimlerin önünde çayınıza sigara ile devam etmektir.
her sabah işe gelmek değil burdaki sorunsal. her sabah gelebileceğin bir işin olmaması. ne kötüdür biliyormusunuz? ben çok iyi biliyorum. 5 ay boyunca tv de kadın programları seyrettim, kahvehaneye çıkamadım çünkü cebimde para yoktu. balık tutmaya bile gidemedim çünkü yem almaya bile gücüm yetmiyordu. zorunluluktan tüttün sarıp içmekten boğazım bacasil kullanmayı gerektirecek kadar korum bağlamıştı. uzun zamandan beri bir işim var. ve her sabah kalkıp işe geliyorum. istisnasız, 7 gün ve günde 15 saat çalışıyorum. sabah uykusu çekmeyi bir tek çalışanlar sever, çalışmayanlar için işkencedir.
vardiyanın değiştiğine delalettir.

(bkz: gündüz vardiyası)
(bkz: gece vardiyası)
ikinci ve son haftam boyle bi işte ama dayanılacak gibi olmayan şeymiş ben bunu farkettim. sabah uyan, duş, saç, giyin kuşan yollara düş. bi de gel otur kös kös. hem uykum var benim daha, isteseniz de anlamıyorum ben olan biteni. normal iş hayatımı bana özletti resmen.
her sabah söylenen aynı şarkıdır ;
sabah işe giderken her zamanki gibi erken...
(bkz: şeytan azapta)
(bkz: mecburen)
gece gece sözlüğe girememek kadar iğrenç durumdur.
bıktırandır. onüç yıldır mütemadiyen yapılınca insan bıkıyor haliyle. daha da kötüsü devam edecek olması.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar