bugün

belki de gerçekten geç kalmıştır da iş yerinde yapmak sorunda kalmış olan görgüsüzlerdir.
sabahın 8'inde iş başı yapıyorsa gayet normaldir.hemen etiketi neden hazırsa görgüsüz olarak? hatta bizene belki 10'da iş başı yapıyordurda kahvasını iş yerinde yapıyordur. hatta belki kendi işyeridir.böyle geh geh gerine gerine yiyip içiyordur!
belki adamın büfesi var!
belki patronları elemanlarının uyumlu çalışabilmesi için bir arada yiyip içmelerini istemiştir.
folyo kağıdına sarılı tost yerine, köşedeki börekçiden aldıklarıyla kahvaltı yapan modelleri de vardır. bazılarını tanırım, görgüsüz falan da değildirler. istediğin kadar tok ol, olm yemezsen ölümü öp ısrarlarıyla, böreklerini bölüşürler. avrupalı olmak falan gibi takıntıları da yoktur. lan bizim kaportacı ahmet abinin sikinde midir avrupa?
sabah 6 da iş yerinde olabilmek için 5:30 gibi kalkılır. yüzünü bile yıkamanın lutuf olduğu düşünülürse giyinebildiğine şükredersin. mesai arkadaşlarınla beraber iş yerinde kahvaltı yaparak toptan görgüsüzler sınıfına dahil olursun.
yalnız yaşayan biri ise sabah tek başına sofra hazırlamaktansa şirketin cafesinde kahvaltı etmeyi tercih eden kişidir. bu yöntemle uyku için de vakit kazanmış olur. karnı aç olup yiyemeyenler zaten iş yerinin cafesinde oturmazlar ki bir plazada çalışan herkesin poğaça alacak parası zaten vardır.

iş yerinde kahvaltı edenleri başkalarının açlığına duyarsızlıkla suçlayanlar 70 milyonun ( gerçekten aç insanların da ) izlediği yemekteyiz programlarına reyting vermekten kendilerini alamazlar.
rapçi zenciler gibi giyinen, öyle haraket eden agzını garip şekillere sokarak konuşan, yada otobuste 20 dakikası bir kontore gevezelik edenlerden kesinlikle daha masum olan acıkmıs insan. kahvaltı yapıp çalısacak ekonomiye katkıda bulunmaya namzet kişidir, ne vardır yane bunda?
o da bişey mi bi de bunların iki dilim tost ekmeği arasına fıstık ezmesi sürüp, tıpkı amerikan filmlerindeki gibi folyoya saranı da vardır.

misal ben; 06.00 da kalkıp, korn fleksimi yağsız sütle karıştırır, bi yandan portak suyumu yudumlar bi yandan da tabii ki gazete'de ekonomi sayfasını okumadan asla dışarı çıkmam.

kahvaltı önemli bi öğündür lan! yiyin...

tanım: ben.

edit: portak suyunu bilmezsiniz siz! yeni çıktı daha. ben amerikadan getirtiyorum.
kahvaltı dendiğinde ne anlaşıldığı önemli olan durum sanırsam, ofise gidip tüpte yumurta sucukmu yapmış biri nedir bilinmez ama bizim kahvaltı anlayışımız iki simitten geçtiği için bu durumu öyle değerlendiremedik sanırsam görgüsüzüm ben simit yedim ofiste.
alan var alamayan var gibi bir savunma içeren başlığın içerisinde şunu da belirtmek isterim çalışan kişilerin arasındasınız o kişilerin birşey yemeden yaşadığını düşünmek sadece safsatadır.
sabah 06:00'da kalkıp 1.5-2 saat yol yaparak işyerine ancak ulaşabiliyorsa pek seçeneği olmayan görgüsüzlerdir.

kapitalist düzenin çarkları arasında kaybolup gitmişlerdir. allah belasını versin...lerdir.
ilgi çekmek için kasım kasım kasılmaz mesela bu görgüsüzler. hatta polis arabalarına zorla binip donut yedikleri de görülmüştür, böyle de şerefsizdir bu tipler.
görgüsüzlük olarak nitelendirilmesi yanlış olan ve evde kahvaltı yapılarak harcanacak zamanı uykuya feda eden bünyelerin sıkca yaptığı hadisedir.ayrıca beş üst entryde de görüldüğü gibi insan bünyesinde uyanır uyanmaz yeme istediği uyanmıyor ve bu durum bu hadisenin gelişmesine zemin hazırlamaktadır aynı zamanda.
evini otel gibi kullanıp buzdolabında kahvaltılık malzeme bulundurmayan görgüsüzlerdir. *
evinin mutfağından başka yerde kahvaltı etmemiş, görgüsüz değilse de görmemiş adam tespitidir. yemekhane katında açık büfe kahvaltı veriliyor, cafede tost yapılıyor, en olmadı büfede çeşit çeşit abur cubur satılıyorken ezan la kalkıp kahvaltı hazırlamak bünyeye eziyettir, ahmaklıktır ki işe gittiğinde yeniden atıştırmak, en azından ayılmak için kahve içmek isteyeceksin. iki kez zahmete girmiş olmanın gereği yoktur. bekara karı boşamak kolay, verin veriştirin bol keseden 6 saatlik uykuda bile gözünüz olsun. yarım saat daha erken kalksın evinde görgülü, görgülü yapsınmış. meraklanılmasın işyerinde yapınca kahvaltı daha bir görgülü olunuyor. mecburi çatal bıçak kullanmak gerekiyor ya ve iş miğdeye gelince en parasızı bile görür işini ısmarlatır, birinin tabağından otlanır, bir gün poğça yediyse öbür gün çubuk kraker yer atla deve değil 500 kuruştan bahsediyorum. hem nice görgüsüzlükler toplumda kol gezinirken varsın bizim de kabahatimiz evden dışarda karın doyurmak olsun.
(bkz: tespit yapacağım diye başlık sıçmak)
Hadi canım ne görgüsüzü. Yurtdışı örneklerinde olduğu gibi 09:00'da başlamıyor ki bizim mesaimiz. Kahvaltıda kahvaltı olsa. Bir adet gevrek bir adet üçgen peynir. Bizim şirket toptan görgüsüz o zaman. Hepimiz aynı şekilde yiyoruz çünkü. Ağır bir ifade olmuş ve yargısız infaz kokuyor. Bununla birlikte aynen de dendiği gibi yapıyorum. masama laptop'umu açarım, çayımı alır ve gevrek peynirimi yerken ya internete ya da gazeteme takılırım. Biz izmirliler mesai başlar başlamaz kendimizi onun zalim kollarına atamayız.
Bu bana kötü bir şey olarak ta gelmiyor üstelik. evde kahvaltı yapmaya kalksam bir saat erken uyanmak zorunda kalacaktık. Kaldı ki bir de yok sofrayı topla, masayı temizle. Karga bokunu yemeden bunları nasıl yaparım be sözlüktaşlarım. Durum budur işte.
bir parça uyku daha uyumak isteyen görgüsüzlerdir.
görgüsülükten değildir de hacı bekarlıktandır.
(bkz: evde kahvaltı hazırlandı da biz mi yapmadık)
sabah kahvaltısını iş yerinde yapan görgüsüzler başlığı açan görgüsüzden daha görgüsüzler.
(bkz: kurunun yanında yaş da yanar)
(bkz: altıncı nesil yazarlar)
dur bakayım ne kadar özentiymişim, şimdi cümlemizi inceleyelim;

"dün sabah kahvaltımı, ki kahve ve elmalı tart'dı, toplantı sırasında yaptım. gerçi evden çıkmadan portakal suyu içmiştim."

cık cık cık ne dedim ben, hem çay yerine kahve içiyorum, hem poğaça yerine elmalı tart yiyorum, hem bunu işyerinde değil üstüne üstlük toplantı sırasında yapıyorum, utanmadan portakal suyu içmemi eklemek bile istemiyorum. bu kadar özentilik de bir yere kadar değil mi o sığlıkta bakıldığında. şimdi cümlemizi nedenleriyle ortaya koyalım.

"sabah uyanıyorum, toplantı var, vakit yok kahvaltıya falan, ki zaten hiç bir zaman olmaz, arabada sigara içeceğim giderken işe biliyorum, o yüzden sigara altı olması için dolapta birşeyler arıyorum, portakal suyu var, onu dikiyorum şişeden. neden? vakit yok çünkü, şirketten içeri girmeden önce yiyecek satan büfeye uğruyorum, simit istiyor canım, ama dişimde susam kalacak, üstüm başım susam olacak, poğaça zaten mayası yüzünden midemi ağrıtıyor, elmalı tart alıyorum, hem hamuru az meyvası fazla, oh mis, ofise giriyorum hızla, çantamı bırakıyorum, toplantının başlamasına 2-3 dakika var, kahve makinası var ofiste ama çayı berbat, demlik çayı dışında içmem zaten, kahve alıyorum, bir elimde kahve, kolumdan sallanan tart poşeti, bir kaç minik kağıt ve kalem toplantıya koşuyorum. herkes aynı durumda, bir yandan kahvaltımızı ederek bir yandan problemleri çözmeye çalışıyoruz."

aaa bak ne kadar ilginç değil mi, avrupa özentisinden değilmiş, benim de içimden geçen evde domatesimin suyuna ekmeğimi banarak, yanında ezine peyniri, sucuklu yumurta, demlikten çay içmek, ama olmuyor işte.

özetle dostum görgüsüz demişsin ama vakitsizlik çıktı.
08.00 de mesai başlangıcı yapmak adına 06.00 da * kalkıp bayrampaşa'dan maslağa giden bir insanın yaptığı en büyük(!) görgüsüzlüktür ofiste kahvaltı yapmak.
sabahın 05.00 inde kalkıp kahvaltısını yapsa hiç sorun olmayacak değil mi. *
GÖRGÜSÜZ DEMEK AYIP OLMUŞ. BÜYÜK ŞEHiRDE YAŞIYOSAN BiYERDEN Bi YERE GiTMEN EN AZ 1 SAATiNi ALIYOSA SABAH KALKAR KALKMAZ YOLLARA DÖKÜLMEK ZORUNDAYSAN GÖRGÜSÜZLÜK OLMASIN DiYE ÖĞLENE KADAR AÇ MI KALACAKSIN.BU BAŞLIĞI AÇAN ARKADAŞ SANIRIM SABAH EZANIYLA UYANIYO YADA iŞi EViNE ÇOK YAKIN VEYA HENÜZ iŞ HAYATINA ATILMAMIŞ.
itiraf ediyorum bende görgüsüzüm,ofisçe görgüsüzüz.sabah sabah evden ne bulsak getiriyoruz,sonra yetmiyormuş gibi bir de ekmek alıyoruz ve topluca kahvaltı yapıyoruz.nedir bu takıntı anlamadım özenti özenti diye nefes aldırmayacaklar.
bu başlığı açanın sabah kahvaltısına 1,5 saat ayırabildiğini düşünen görgüsüzlerdir .
eger is arkadaslarina rahatsizlik veriyorsa, daha once benim de degindigim gibi, is yerinde ayakkabi cikarma ekolunden bir aliskanliktir bu. ha gel gelelim eger yediginiz sey basit bir kek yahut croissant ise o karisan is arkadasinin once var ise biyigini yok ise burnunu sikerim. ulan sabahin 6 sinda uyaniyorum siktigimin seattle sehir trafiginde 1.5 saat harciyorum, stresin doruklarinda bana o keki yeme diyecek adam bil gates olsa gotune sokarim .
bende itiraf ediyorum bende görgüsüzüm hatta servis olarak görgüsüz ve bu şekilde çok mutluyuz. 10daki çay saatini kahvaltı saatine dönüştürüyoruz. fırında sucuklar, tostlar,simit peynir, domates biber salatalık.. evimizde yapamadığımız kahvaltılarımızı iş yerinde yapıyoruz ve çok kaynaşıyoruz.
hepsi orospu çocuğudur. ***