bugün

"...Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle. 
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle 
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var 
ve âsi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile... 

Öptü beni: "Bunlar, kâinat gibi gerçek dudaklardır" dedi. 
"Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır" dedi. 
ister gökyüzünde seyret, ister gözlerimde:
"körler onları görmese de, yıldızlar vardır" dedi.

Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemin kokusu, bu mehtaplı gece 
pırıldamakta devâm edecek ben basıp gidince de, 
çünkü o ben gelmeden, ben geldikten sonra da bana bağlı olmadan vardı 
ve bende bu aslın sureti çıktı sadece.

"Paydos" diyecek bize bir gün tabiat anamız
"gülmek ağlamak bitti çocuğum..." 
Ve tekrar uçsuz bucaksız başlayacak
görmeyen, konuşmayan, düşünmeyen hayat.

Ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha, 
güzelim dünya elvedâ, 
ve merhaba 
k â i n a t . . . 

Balla dolu petek 
yani gözlerin güneşle dolu.
Gözlerin, sevgilim, gözlerin toprak olacak yarın, 
bal başka petekleri doldurmaya devâm edecek..."
ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok.
ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok!

ömer hayyam
Bu dünyada nedir payıma düşen, hiç
Nedir ömrümün kazancı felekten, hiç
Bir sevinç mumuyum sönüversem hiçim
Bir kadehim, kırılsam ne kalır benden, hiç.
Bu dünya iki kapılı bir han,
Girdi mi dertlere düşer insan.
Tanınmadan yaşamak en iyisi:
Elinde olsa da hiç doğmasan.
Cennette huriler varmış, kara gözlü;
içkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak bir yanda şarap bir yanda sevgili.
Yaşamak elindeyken Bugüne bugün
ne diye bırakır, Yarını düşünürsün?
Geçmiş, gelecek, kuru Sevda Bütün bunlar;
kadrini bilmeye bak avucundaki ömrün.
içinde hiç tanım olmayan başlık.
Ne ben bülbülüm ne sen gülsün
Şimdi halimize itler gülsün
Sönsün içimizdeki ateş sönsün
Yaşasan ne olur yürüyen ölüsün.
(bkz: ömer hayyam)
tuyuğa göre daha çok beğendiğim nazım çeşididir.
haydi! kalk ayağa içimdeki çocuk!
tekerlemeler söyle, koş yalınayak!
yüzün gözün kir, pis ve dizlerin yarık
bak! peşinden koşuyor mutluluk .
bak bağırıyor ölüler, dinle!
gününü gün et! sevdiceğinle,
vaktimiz geçiyor dövünmekle,
ye,iç, eğlen! fırsat elinde
belki güzeldir onlar
züleyha ayarınca
 züleyha da güzeldir.
senle kıyaslanmazsa
ömer hayyam'ın rubailerinden oluşan eserdir.

hayyam, devrinin matematik ve astronomi bilginidir. fakat ona sevgim astronomi bilgisinden kaynaklanmıyor. hayyam çok güzel farsça rubailer söylemiş. ona sevgim şiirinden de kaynaklanmıyor. hayyam bilgin şair iyi kalpli hem kendi dinini hem bütün insanlığı seven fakat bütün samimi iyi insanlar gibi sahtekar ve sözde iyi insanları görünce hadlerini bildiren bir bilge. benim hayyam'a sevgim bu özelliklerinin bütününden kaynaklanıyor.
ne ben kaybederim!
ne sen kazanırsın...
öyle güzel yalan söylerim.
benden çok inanırsın!
Yapma kadın! şiire vurursun beni.
ben de çıkarır, şiirle vururum seni!
zaten yemişiz aşktan müebbeti,
hele biraz da mısralar deştimi,
Yapma kadın! şiirle vurursun beni.
"Hem sana el değdirmeğe elim varmaz,
Hem sensiz aldığım nefes, nefes olmaz:
Bir garip dert bu, kimseye de açılmaz:
Bir zehir zakkum ki tadına da doyulmaz."

ömer hayyam
seninle kuracağım gelecek
ölürken bir peçetenin üstünde
TEk düşünebildiğim şey
Gözümü yakan acı sabun..
Bir ömrü sildim saçlarına
Umudu sürdüm dudaklarına
Sevgili büyük ihtimalle
Bir sevdayı tamamladım seninle.
umudumu koydum ellerine,
düşürüp kırma!
gülüşümü doldurdum ceplerine,
sıkıca sarıl kaybetme!.
sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
iki başımız var, bir tek bedenimiz
ne kadar dönersem döneyim çevrende
er geç baş başa verecek değil miyiz?
Beni bulduğunda
aşklıktan ölmek üzereydim.
sonra bir yudum sen verdin
neyi sevsem doymuyorum.
ve hala gülüyorsa gözlerin
sahi adın neydi ki senin
suçu neydi ki sevmenin
acısı kaldı gitmelerin.
ölmek kolay gelirdi bana
bir darağacı kurup yokluğuna
atlamış olurdum en fazla
kara toprağın koynuna.
içimde karıncalanan şiir var senden gelen,
dilimde bir sen var; benden öte benden ziyade...
aklıma durup durup hatta garip garip düşmesen,
anlatılmıyor sözden öte histen ziyade...