bugün

solosu mükemmel olan metallica parçası. ayrıca grubun 2. stüdyo albümü.

albümün kaydedildiği stüdyonun vasatlığından mıdır bilinmez, kayıtlar çok çok kötüdür. master of puppets'ta biraz toparlanmış olan kayıt kalitesi, and justice for all'da tavana ulaşmıştır.

ayrıca solosu için:

http://www.youtube.com/watch?v=7kdVcLsgVgM
Eski çağlarda çok değişik dini ritüellerin olduğunu bilinmekte. Bunlardan çoğusu "tanrının görevlendirdiği kral" anlayışının olduğu yerleşim bölgelerinde mevcuttur. Zamanında önem verilen ritüellerden en önemlileri "suç" sonunda uygulanan "cezalardır". Yani ölüm cezaları !

Fransız usulü idam , yüksekten düşen keskin ve ağır metal parçası kafayı boyundan ayıran ; Mısır usulü ; sandalyeye oturtulup kafaya taç takılan idam gibi. Bunlardan ikincisi çok daha sonraların toplumlarına da girmiş ve hukuk alanında kullanılmıştır. Bahsini ettiğimiz şey, bir sembol olarak çok eski çağlarda yapılan, buna rağmen daha acımasız ve daha katı hale getirilen elektrikli sandalye materyalidir !

Çok uzak değil yakın geçmişte uygulanan bu idam çeşidi, sapık inanışların, ilkel çağların katı ve anlamsız ritüelinden doğan, oldukça tartışmalı bir idam çeşidi idi. Nihayetinde kaldırıldı. Ardında çok farklı toplum yapıları bırakarak.

Nitekim gelişen dünyada değişen suç çeşitleri insanların sabır ya da ahlak dirençlerini kırmış, onları çok uç, çok değişik ya da çok normal arayışlar içine sokmuştur. Toplumların sosyal çevrelerini, ailelerin ya da daha büyük topluluk çeşitlerinin suç ve ceza hakkındaki düşüncelerini büyük ölçüde etkilemiştir.

Bir adam neden elektrikli sandalyede cezalandırılır ? Zamanın bu sorusu çok sonraları bu uygulama kalktığında "cezalar neden yetersiz ?" sorularına dönüştü. Akıllara çok eski çağların ceza yöntemleri bile geldi. Sonuçta bu ceza türü insanın bilinçaltına yerleşti ve çözümü olmayan sorunlarda ortaya çıkıverdi ! Toplumu bıktıran suçlar sonucunda insanların içlerindeki bitmek bilmeyen nefret kasırgaları , cezaların hep daha katılarını sürükledi sosyal çevrelerine ! Daha kötüsünü yapacaksın ki bir daha işlenmesin mantığı, elektrikli sandalyeye oturtacaksın deyimi, çok öncelerin uygulamaya soktuğu bu elektrikli sandalye idamının insanlar üzerinde bıraktığı olumsuz psikolojik etkilerinden birisidir.

Burada tartışılması gereken hangi suça hangi etik değere göre ceza verilmesi konusu değildir. Burada tartışılması gereken bir insanın ölümüne karar verip vermeme ve bunun yöntemlerini koyup koymama yetkisini hangi anayasa ya da ritüellerin verip vermediği konusudur. işte tam bu noktaya 80'lerde ortaya çıkıvermiş ve thrash metal adını bir hizaya sokmuş, adına tanımlamalar getirmiş bir grup değiniyor. Nitekim bahsini ettiğimiz grup hiç şüphesiz bir kilometre taşı Metallica'dır !

Ride The Lightning, bizim dilimizde Şimşeği Sürmek, Şimşeğe Binmek, Metallica'nın ikinci ve bana göre en büyük şaheseridir.

içeriği baştan aşağı "ölüm" temalı olan bu albüm, grubun saldırgan ve sivri dilli yapısını Kill'em All'dan sonra çok daha farklı boyutlarda göstermiştir.

Çok farklı konuları ortak temada toplama yeteneği, James'in en iyi ve en önemli yeteneklerindendir. O'nun şarkı sözü yazarlığındaki ustalığı tartışılmaz bir gerçek. RTL bu noktada O'nun bana göre en büyük eseri !

Ride The Ligthning, konumu ve duruşu açısından heavy metal'e çok daha saldırgan bir yapı getirerek, kill'em all'da başlayan bu kamçı darbelerini çok daha sesli bir hale getirerek, çıktığı dönemin ve camianın en önemli albümü haline gelmiştir.

Tüm albümün oluşumu ve gelişim tarzı hiç şüphesiz elemanların hayatları ve fikir sistemleri ile orantılı idi. içeriğin böyle katı bir hale gelmesinde etken olan "dönemin şartları" unsurun yanı sıra, elemanlarının olgunlaşması, kill'em all gibi bir süper gelişim döneminin yaşanması ve geçmişleri ile gelecekleri arasında bağlantılar kurup planlar yapmaya başlamaları da çok büyük rol oynayan unsurlardandır. Çünkü RTL parça sözleri olarak hem çok didaktik, hem çok saldırgan, hem biraz da dışa açık. Tüm bunların piyasaya müthiş bir giriş yapmış bir grup insanın hayatları ile orantılı olması herşeyi daha anlaşılır hale getirir. Nihayetinde grup kill'em all dönemini çok büyük bir başarı ve çok büyük risklerle geçirmiştir. Ancak başarının yadsınamaz bir emek ile elde edilmesi grubun en büyük artısı ve kamçısı olmuştur. Bu emek kendilerini daha ileriye sürüklemiş ve ortaya adına tanımlamalar getiremeyeceğiz derecede güzide bir albüm çıkarmıştır.
(bkz: metallica nın en iyi albümü)
1984 yılında piyasa çıkan. kuşkusuz sadece metallica nın değil, seksenli yılların
en iyi albümleri arasında olan * şaheserdir.
ufak mustaine dokunuşları koca bir albümü şekillendirmiştir.
bu albümle fade to black efsanesi ortaya çıkmıştır.
bu albüm sonrası master of puppets gibi bir sertlik abidesi ortaya çıkacaktır.
master of puppets'ın gölgesinde kalmış metallica şaheseridir.
bulundugu albume ismini veren metallica parcasidir. riffleri cok guzel ve eglencelidir. jamesin sesinin saglamlasmaya basladigi gozler onune gelir. zaten bunuda su anda konserlerde ride the lightning albumundeki sarkilari soylerken zorlanmasi gostermektedir.
metallicanın en sağlam ikinci albümüdür. en kıç tekmeleyici sololar bu albümde olmakla birlikte james hetfield ın vokalinin zirvede olması cliff burtonun albümde bulunması ve larsında adam gibi çalması sebebiyle değerine değer katar.
zamanında ortaya çıkan hata sonucu yeşil renkli album kapaklı halide bulunan ve bunun kapış kapış satıldığı Metallica şaheseridir. Ilk albümün punk havasından kurtulunmuştur. Creeping Death, For Whom the Bells Tolls, Fight fire with fire, Fade to black, the call of ktulu albümün aşmış parçalarındandır.
Bu arada album aşmış bir albümdür. Tüm parçalar içinden seçmecedir bunlar.
en sevdiğim metallica albümü ve en sevdiğim metallica şarkısı.
Metallica'nın en sevdiğim şarkılarından ve albümünde çok iyi şarkılar barındırır.
live versiyonu ayrı zevk verir. http://www.youtube.com/watch?v=IBKJMZUIuKA
metallica'nın en iyi albümü olup olmadığı tartışılır ama en iyi albümlerinden biri olduğu kesindir. bana kalırsa ilk üç, and justice for all, master of puppets, ride the lightning şeklinde sıralanabilir. bu sıralamada james'in vokal becerisinin, sesinin olgunlaşma ve aşma boyutuna ulaştığı rahatça gözlemlenebilir, kanaatimce.
Hiçbir zaman metallicacı olmadım hatta metallicayı yere göğe sığdıramayanlara karşı ısrarla slayer dedim.Müzikte bile bu kadar fanatik olmak saçma olsa da.
Şu albüm için metallicayı dünyanın en iyisi sayabilirim,en sevdigim grup olmasalar bile.Herşeyi geçtim,fade to black var bu albümde…
mexico city konserinde james hetfield'in bir kısmında mikrofon bozulduğu için mikrofonu yere serdiği şarkı.
solosu fenadır.
metallica'nın en iyi 4.albümüdür bana kalırsa...
enfes metallica albümü. ayrıca şarkısı.
Metallica grubuna ait thrash albümü.
Cliff reisi özleten güzel albüm. Metal dinleyicisi olmasam da güzide albümlerden biridir.
Metallica'nın en iyi albümüdür.
Metallica'nın en iyi 2 şarkısı bu albümde yer almaktadır.
(bkz: fade to black)
(bkz: ride the lightning)
Gelmiş geçmiş en iyi Thrash ve Metallica albümü. Ayrıyeten Metallica'nın en güzel şarkısı olan Creeping Death'i barındırdığı için yeri çok ayrıdır.
Bu albümün ses kayıtları kötü diye sitem etmişler şaka gibi ya asıl güzel olan o ya zaten. James reisin sesi çok daha güzel çıkıyor. O vokalin ses kaydı ...And Justice For All'da ki gibi kaliteli olsaydı mesela bu keyfi vermezdi.
vokal kayıtları rezalet olması nedeniyle beğenmediğim albüm. zaten metallica balonunu da zerre sevmem.

kötü albümdür.
lisedeyken ergenlik filan böyle özenip siyah giyiniyoruz paso, sakallarımız yeni çıkmış uzatıyoruz kendimizce saçı sakalı. biyerde yarışma var oraya gidiyoruz arkadaşlarla sırtımızda gitarlar.

bi teyze yanaştı bize, hiç unutmam dedi ki:" evladım siz satanikacı mısınız? etmeeen yavrum etmeeen guzuuum"

işte bu arkadaş bana o günü hatırlatıyor.
Leş metalci bir kardeşiniz.