bugün

''en iyi reklam kulaktan kulağa yapılandır.''
reklam sektöründen çokça paralar kazanmış, köşeyi dönmüş ve artık tuzu kuru ünlü bir reklamcı şöyle demiştir: ' reklam sırıtan bir leştir '.
Yayımcının reklamcıyı, reklamcının reklamvereni, reklamverenin hedef kitleyi ikna etme çabalarına sahne olan iş kolu.
(bkz: televizyon molası)
televizyonda sevilen bir dizi yayınlandığı an önemli bir olayın gelişmesi anında araya girmesiyle ağızdan gelenleri sayıldığı diziye karşı duyulan haycanı bitiren ve en önemlisi izleyiciyi televizyondan soğutmaya neden olan hede.
ünlülerin bir albüm, sanat eseri, heykel, resim, hayvan klonu yapmalarının akabinde bunları tanıtmak için ba$vurdukları her türlü kavga gürültü patırtı çatırtı olaylarıdır.
mozilla nin adblock eklentisiyle yok olan bir tur rahatsiz edici oge.
reklam:
kapitalizm'in, liberalizm'le seksinin bokunu çıkarması sonucu ortaya çıkmış ve sürekli rahatsız eden, olmadık yerlere bulaşan, piç bir çocuk. üstelik inandırıyor da seyircileri... peşinden sürüklüyor...
Turkiye de bir yılda reklam sektörüne şirketler toplamda 50 milyar dolar gibi bir bütçe ayırır. Ciddi bir sektördür. Ayrıca rekabette çok fazladır.
Reklam sektörünün ilginç yanıda tüm sektörlerden müşterileri olmalarıdır. Örnek olaraktan iplik satan bir adamın otomotiv sektöründen müşterisi olmadığı gibi.

Uzun lafın Türkçe'si ciddi bir sektördür ve henry ford'un da dediği gibi 100 dolarım kalsa 99 unu reklam için kullanırım.
Meta bile değil, tamamı ile kendinden menkul bir şey... Meta dediğin şey bırak kullanımı, dolaşımda bile herkesin üzerinde uzlaştığı bir değere sahiptir, burada öyle bir şey yok...

Geçen MTV-Türkiye'de söyle bir reklama(!) rastladım; "Gençler, MTV'de görev almak ("çalışmak" demiyor, "görev almak", "katkı sunmak" gibi şimdi tam hatırlamadığım bir şeyler diyor) ister misiniz?... ünlü şarkıcılarla tanışmak, backstage'e girmek, turnelerde bizlere yardımcı olmak ister misiniz?... şimdi MasterCard bu imkanı size sunuyor, MasterCard'la şunu şöyle yapın bunu böyle yapıp bize yollayın, MTV'de sahne elemanı, makyöz, dekor elemanı olma fırsatını yakalayın!"

iş ilanına bakar mısınız?... Bunun üzerine atlamayacak kaç tane işsiz-diplomalı genç gösterebilirsiniz çevrenizde?... Kim takar aradaki MasterCard'ın anlamsızlığını, adamların aslında "Makyöz arıyoz, hamal arıyoz, az para vercez" demelerini bu yaygarada?... Bu "hayırlı" döneme girmiş bulunuyor dünya kapitalizmi, artık meta falan da üretmeden, hayalden, laftan, vicdan sömürüsünden para kazanıyorlar, artı deger bile yok ortada, tuhaf bir birikim arttıkça artıyor... Rüya pazarlayan, hayal satan sistem tabi ki sonuna yaklaşmıştır, ne olacaktı başka?... Yoktan vareden, laftan para kazanan sistemin sürdürülebilir olduğu iddiasının akılla izahı yok ki ekonomik izahatı olsun...
zaman zaman dizi,film vs. gibi tv programların yayın akışı içinde de görebeliceğimiz tanıcı, bazen sinir olunası duyurulardır.

(bkz: sanal reklam)

--spoiler--
http://tr.wikipedia.org/wiki/Reklam
--spoiler--
katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına gitti ve sizi işaret ederek kıza "O çok zengin. Evlen onunla!" dedi. Bu, reklamdır. (profesörün yüksek lisans öğrencilerine anlatımından).
türkiye'de sadece "bakın böyle bir ürünümüz var haberiniz ola" demek maksatlı yapılan, tek amacı ürünün varlığından haberdar etmek olan; avrupa ülkelerinde dizilerden daha keyifli olabilen kısa tanıtım filmleridir. *
avrupa televizyonlarında birkaç reklam izleyenler ne dediğimi anlayacaklardır. dizi aralarındaki reklamlardan böylesine tiksiniyoruz; çünkü kalitesizler. sadece "ürün var böyle eheh" diyorlar, düşünülmemiş üzerinde. yiyos içiyos geziyos reklamları izliyoruz saçmasapan. bir ingiliz, bir alman reklamı yaratıcılığı yok. packshot falan izleyin de görün, elalem neler yapıyor. öyle reklamlar olsun, reklam çıksın diye dua ederim lan.
bu mesele üzerine hiç bakmadığımız cephelerden bakan ve ayın arka yüzünü gösteren fikret başkaya şöyle demiş bu konuda: (#5514044)
ürünün satma olasılığını arttıran hede.

lakin uludag sözlükte sağ köşede sürekli dönen bi reklam var. 4-5 tane kız var seksi bakmaya çalışmışlar. yamulmuyorsam 18 yaşının altıda bu insancıklar. sürekli gözüme çarpıyor. suç mu işliyoruz ne.*

edit: istediğin bayan , bay msn adresini alabilirsin diyor. msnal kom.
hayatta sahip olduklarınla mutsuz olmanı sağlamaktan başka bir işe yaramaz. bilgisayarın eskimiş, saçların kötü, ayakkabıların eski moda berbat durumdasın güzelim haydi git yenilerini al daha mutlu hissedersin, ama yapılan arştırmalarda insanlar giderek mutsuzlaşıyormuş deniyor, peki niye eskisinden daha çok eşyamız var ama niye mutsuz oluyor ki insanlar?

çünkü vakit yok! ailenle veya arkadaşlarınla geçirecek zamanın yok! boş zamanlarımızda tv izlemek alışveriş yapmak dışında yapacak bir şey bulamıyoruz. yeni bir gömlek alıp işe gidiyorsun, eve geldiğinde televizyondaki reklamlar sana ne kadar kötü durumda olduğunu söylüyor, alışverişe gidip yeni bir tane alıyorsun, bunu ödeyebilmek için işte daha çok çalışıyorsun sonra yine aynı döngü, sen alıp eve gelene kadar modası geçiyor zaten gülüm. daha fazla harca yavrucum reklamlar bizi böyle motive eder adamın amua koyar böyle.
reklam reklamdır. reklama reklam demeyen arkadaşlara teessüf ederim. reklam üç kola ayrılır. bu kollar ilerde birleşirler. sonra tekrar ayrılırlar. bilmem anlatabildim mi. teşekkür ederim.
(bkz: manipülasyon)
özellikle büyük şirketlerin inanılmaz bütçeler ayırdığı, bazen ürünün adını duyurma adına türlü maymunlukların yapıldığı dev sektör.
parası olan kişinin gerektiğinde para esiri insanların götünü bile satın olabileceğini gösteren ruhun şeytana satılma eylemidir.
Bir ürün ya da hizmetin, gönderici grubun alıcı gruba tanıtımıdır.
televizyonda olanları "ne yapsak da halkın anamızı bacımızı sağlam bırakmamasını sağlasak?" mantığının ürünleridir.
cebinizdeki paraya göz dikmiş firmaların, sizi ürünlerini almaya ikna etmek için yaptıkları büyü.
insanın beynine kazınabiliyor kimi zaman. öyle ki reklamda kullanılan şarkı akla gelebiliyor en alakasız durumda bile.
kanunlarla serbest bırakılmış yalan.