bugün

Son iki güne kadar vaka ve ölüm sayılarında azalma görülürken, son 2 gündür vakalarda artış var.

sokaklardan hiç güzel manzaralar gelmiyor niyeyse. Karantina hak getire.

istiklâl caddesi benzeri yerlerde Rehavet ve insanların her şey bitmiş gibi davranması Çok can sıkıcı.

Uzmanlar, "Çok değil 2 hafta içerisinde bu sayıları mumla arar duruma gelebiliriz" diyor.

Millet şeyine takmıyor.

Bu gidişle Bayram tatilinde sokağa çıkma yasağı 9 güne çıkar, demedi demeyin.
ulan ben aynı evin içinde anneme babama dokunmuyorum hiçbir yere çıkmadığımız halde. ama bizim hiçbir konuda sorumluluk sahibi olamayan mal beyanında bulunulasıca milletimiz lay lay lom havasında geziyor. bu gidişle aşı bulunmadan hiçbir haltın önüne geçemeyiz.

avmleri açan zihniyet de ayrı bir olay. çok gerekliymiş gibi avmleri açıyor ama tabi oradan vergi yoluyla para gelecek ya. onlara lazım olan o.
rehavetlik bir durum yok, her şey bitti.
pandemi sürecinde, son derece tehlikeli, tüm çabaları, emekleri top yapıp çöpe atmaya neden olacak potansiyeldeki güruhtur.
ve ne yazık ki, bu konuda bilinçli ve hassas insanları da tehlikeye sokacaklardır.

evet bunaldık, evet sıkıldık, evet iyi değiliz ama süreç bitmedi ey romalılar!
maske takmadan, gerektiğinde eldiven kullanmadan, fellik fellik sokaklarda gezmenin nasıl bir izahı olabilir?

biz gerzek miyiz ki, nefes alma konforunu bozsa da maske takıyoruz, eldiven takıyoruz, sosyal mesafeye harfiyen uyuyoruz?
biz mazoşist miyiz ki, kendimizi eve hapsettik, oturmaktan kıçımız yassılaştı?
yaklaşık iki aydır, kanser hastası annemi görmüyorum, sen götünü gezdir diye mi?!

ikinci dalga yakındır!
bu rehavet ve boşvermişlik, bu şımarıklık devam ettiği sürece, ne yasaklar bitecek, ne sevdiklerimize kavuşacağız, ne de normale dönebileceğiz.
hep bu kuş beyinliler üzünden!
Bela mısınız olum?!
pozitif çıkan test oranı düştü, gündelik ölüm sayısı azaldı diye lönk diye normal hayatına dönmeyi hedefleyen bilinçsiz, etrafına saygısız, düşüncesiz güruh nedeniyle olası ve aklıselim davranan insanları da yakacak olan korkutucu insanlardır.

fesleğen gibi yaşayalım, hayat dursun demek gibi bir seçeneğimiz yok elbette; (haziranda üniversitelerin sınavları, en geç temmuzda üniversiteye giriş sınavları da yapılmalıdır.) lakin boğaz patlatan uzmanların söyledikleri de mi hiç kulağına girmiyor lay lay lomcu bilinçsiz davar ?
virüs onlara ulaşınca anlarlar.
Son iki günde yeni enfekte olan sayısı 1600 küsürden 2200 küsüre çıktı.
3 gün biraz gevşetilince %35 civarında yeni vaka artışı oldu.

görsel

Asıl bomba AVM'ler açılınca ligler başlayınca (seyircisiz olsa bile) karantina ve seyahat izinleri kısmi de olsa gevşetilince sokağa çıkma yasakları esnetilince patlayacak.
insanlarımız zaten önemsemiyor ve bana bir şey olmaz diyor.

Virüs ile mücadele ekonomik kaygılarla tedbirler uygulamalar gevşetilince yasaklara uygulamalara uymayan insanlar da bu rehavete kapılınca bir felaket yaşamayız umarım.

En büyük tehlike gençler ve sağlıklı olanlar. Tüm uyarılara rağmen bunu göremiyor bizi yönetenler.
Çünkü virüse karşı dirençli olan ve tıbbî bir müdahaleye gerek kalmadan hastalığı yenen bu insanlar ayaklı bir saatli bomba gibi virüse taşıyıcılık konak görevi yapıyorlar.

Tarih tekerrürden ibarettir.
ikinci dünya savaşı sonrası Rahmetli inönü'ye savaş yıllarının yokluğunu kıtlığını söyleyip 2. Dünya savaşı politikasını eleştirenler Savaş bittikten sonra bir gün seçim meydanında muhaliflerin, çocukları “Sen bizi aç bıraktın” diye bağırtması üzerine inönü çocuklara hitaben tarihe geçecek o sözünü söyledi:
- Ben sizi aç bıraktım ama babasız bırakmadım.

ikinci dünya savaşında Türkiye'de Seferberlik ilan edildi, erkekler askere alındı, limanlar kapatıldı, devlet herhangi bir olası savaş durumuna karşı yiyecek depolamaya başladı.
Savaşın getirdiği ekonomik sıkıntıların üzerine bir de kuraklık eklenince ülke ekonomisi çıkmaza doğru sürüklenmeye başlamış, yoksul halk iyice zor duruma düşmüştü.

Hükümet yokluk nedeniyle bazı tüketim maddelerini karneye bağladı. Zeytin, ekmek, şeker gibi temel tüketim ürünleri karne ile sınırlı olacak biçimde dağıtılıyordu. insanlar açlık sınırında ancak kuyruklara girerek yiyecek alabiliyorlardı.
Yeni vergiler salınmış, özel araçların trafiğe çıkması bile yasaklanmıştı. Bu zorlukları fırsata çeviren girişimciler de vardı, bu fırsatçılar ele geçirdikleri ürünleri karaborsada pahalı fiyata satarak halkın sırtına ikinci bir ağırlık yüklüyorlardı.
Hükümet bir yandan karaborsacılarla mücadele etmeye çalışıyor bir yandan da ülkenin savaşa gireceği günü düşünerek her şeyden tasarruf ediyor, olası bir savaş durumunda ülkenin bağımsız kalabilmesi için önlemler almaya çalışıyordu.

Biraz tarihi okusak, ders alsak keşke.

Sn. Cumhurbaşkanı devlet adamlığı gösterecek ve ekonomik nedenlerle yapılan normalleşme baskılarına direnerek inönü gibi ben sizi aç bıraktım ama babasız bırakmadım diyecek kararlar alacak, inanıyorum.
Çünkü Corona salgınında ölen kesim ağırlıklı olarak yaşlılar.
Zaten ekonomik kriz içinde bu salgına yakalandık devlet bu salgın ile baş edecek kapital güce sahip değil.

Bu salgın atlatıldığı zaman kendisine bizi aç bıraktın işsiz bıraktın diyen birine rahatlıkla ben sizi aç bıraktım ama Corona yüzünden ölmüş babana anana dedene nenen için yas tutar halde bırakmadım der ve ben de bu sözü alkışlarım.
ispanyol gribinde de aynısı olmuş. Tüm pandemilerde ciddi boyutta Vaka ve ölüm oranlarını arttıran esas neden 2. Dalga. Yani tedbirlerin gevşetilip halkın sokağa salınmaya hazırlandığı önümüzdeki 2-3 aylık tehlikeli süreç. Çünkü insanlar bilinçsiz duyarsız umarsız ve balık hafızalı. Onca neşriyata rağmen bilinçlendik mi? Hayır. Hiç zannetmiyorum. Ama şunu Unutmayalım ki Alınan tüm önlemler, ab ve abd ye oranla bulaş - hasta - vaka - vefat sayılarının düşüklüğü kamu zoruyla eve kapatılmamızın neticesi. Yani metazori tedbirler. Şayet covid-19 la mücadelede yeni uygulanacak "kontrollü sosyal hayat" sürecinde insanımız bu rehavet havasına devam ederse ki -korkuyorum- muhtemel edecek, gerisini söylemek dahi istemiyorum. Cenabı Allah sonumuzu hayır getirsin..

Geliyor gelmekte olan,
Fırtına kasırga değil gelen covid-19 tayfunu..
işte rehavet işte feraset işte fazil... yok bu o değildi.

Cahil insanlardır.