bugün

ak parti vesayetine dur demektir. tayyip erdoğan ülkeyi kendi çiftliği gibi görmeye başladı. karşısında duracak muhalefet de yok. eline güç geçtikçe halkın sağlığına, evine barkına, sosyal haklarına el atmaya başladı. bizim halkın çoğu kendi ailemden biliyorum "ben namaz kılmayana oy vermem" mantığında. ak parti artık tekelleşti ve bu hiç hayra alamet değil. ortaya çıkardığı islami burjuvaziyi doyurmak için halka ne isterse dayatabilecek güce geldi. kısacası kontrolden çıkan bir siyasi iktidar oldu. 12 eylül 2010 da referandumda oyum hayır olacak.
darbecileri desteklemek ve demokrasiden nefret etmektir.
s.kilmekten memnun olanların kullanacağı oydur.
mantıklı insan evladı eylemi.
Aklı başında karardır. Çünkü hangi insan bilmediği sorulara cevap verebilir. Hele hele bu soru ülkesini israil'e peşkeş çekmek için yasa çıkarırken son anda suç üstü yakalanan; Masum onlarca insanı Akdeniz'de israil Komandolarının insafına bırakan; Teröriste habur'da sorgusuz sualsiz kucak açan biri tarafından sorulmuşsa iki kere daha dikkat etmek gerekir.
her kafası çalışan insanın kullanacağı oydur.
12 eylül'de 12 eyül'lere dur demektir. sivil dikta demokrasi değildir. ayrıca hala limon gibi sıkılmaya devam edilmek isteyenler "evet" desin bir zahmet!
tüm kurumları babasının malı gibi kullanmaya çalışan tayyipin, bir tanesini daha ele geçirmesine göz yummamaktır.
akıllı mantıklı vatan sevgili insanların yapacağı iştir.

ama ülkenin hali göz önünde bulundurulursa 'evet' sonucu çıkması şaşırtmayacaktır.
Evet kullanmak 12 Eylül anayasasına filan dur demek değildir. Amaç yargı bağımsızlığını yok etmek, yargıyı siyasallaştırmaktır. Ayrıca Anayasa paketi böyle toplu olarak oylamaya sunulamaz. Bu taa Roma Hukukundan gelen çok basit bir yargı kuralıdır.
(bkz: hayır oyu kullandık hepsi evet çıktı)**
sözde ak parti vesayetine dur 1980 zihniyetinin vesayetine "durmak yok yola devam" demektir.
bu ülkenin geçmişini ve bunun yanı sıra geleceğini de düşünen her mantıklı vatandaşın yapması gereken eylemdir.

ülkesinin başka bir 12 eylül'e ihtiyacının olmadığını bilen ileri görüşlü, aklı başında insan kararıdır.
sadece rte'ye karşı olmak için hayır oyu kullanmanın büyük riskler taşıyacağının unutulmaması gerekiyor. plan basit, hayır oyunu, anayasaya değilde, tayyip'e hayır şekline çevirerek, tayyip'in sandıkta karizmasının çizilmesi ve yara alması hedeflenmektedir. böylece olası bir erken seçim ve yine olası bir chp+mhp koalisyonuna doğru yelken açılabilecek ve rte'nin cumhurbaşkası olması da engellenerek, bir taşla iki kuş vurulacaktır. hiç itirazım yok aslında, plan işlerse ne güzel ama ya evet baskın bir şekilde sandıktan çıkarsa nolcak? herşeyden önce kılıçdaroğlu'nun gün gün düşen grafiği iyice sönecek. ayrıca akp, seçime gayet moralli girerek tek parti iktidarını devam ettirme şansını koruyacak. düşünün olay anayasayı değilde, tayyip'i oylama haline dönüştü ve sandıktan %60 tayyip çıktı. bu adamı kim tutabilir artık?
oylamada hayır oyu kullanalım tamam ama iş asıl ekseninden çıkıp, tayyip'i oylamaya döndürülmesin derim ben acizane.
büyük çoğunluk evet diyeceği için ciddi bir etkisi görülemeyecek davranış. şahsen ben yetersiz bir düzenleme olduğunu düşünüyorum ama evet diyeceğim. bunu hükümete evet ya da hayır demek gibi algılamak, böyle sunmaya çalışmak gereksiz.
çok pis ironi var ya da bana öyle geliyor. şöyle ki; 82 anayasası referandumla % 91 ile kabul edilmişti. şimdi şartları, ortamı geçiniz lütfen; yüzde 91 lan, boru mu? önümüzdeki referandum ile ben yine hüzenlenicem, ufka doğru mağrur bi bakış atıcam falan filan...
psikolojik manipüslasyonlara gerek olmayan durumdur. yok onlar böyle yaptı, yok onlar şöyle yaptı, yok hede-hödö... verilecekse hayır oyu, insanları salak yerine koyupta, hede-hödö üzerinden yönlendirme yapılmamalı. refarandumun içeriğine göre haraket edilmelidir. herkes aptal, sadece "hayır" oyu verecekler akıllıymış gibi davranmanın lüzumu yok.
hükümet anayasa mahkemesinin anamuhalefet partisine döndüğünü söyleyerek ve hatta zaman zaman anayasa mahkemesi tsk ve chp yi statükocular olarak yaftalayıp , ne düşünerek söylediği muğlak bir 'millet iradesi' kavramını kendine zırh edinip kaçak güreşiyor. oysa yargıda en az yürütme ve yasama organları kadar meşruiyetini milletten alır. her ne kadar ''türkiye türklerindir'' şiarını tasvip etmesem de bu ülkede mahkeme kararları halen daha ''türk milleti adına'' verilir. eğer siz yargı milleti temsil etmiyor diyorsanız öncelikle değiştirmeniz gereken yargı değil bizatihi millettir.

anayasa mahkemesinin zaman zaman kamu vicdanını yaralayan kararlar aldığı ve bu kararların millet iradesini yansıtmadığı görüşü ise bana göre kısmen doğru kısmen yanlıştır. kamu vicdanını yaralayan kararlara imza atmış olması doğru olan bu görüşün yanlış kısmı anayasa mahkemesine başvuru koşullarını göz ardı etmekten kaynaklıdır. 110 milletvekili imza toplayıp anayasa mahkemesine başvuruyor ve siz o 110 milletvekilinin millet iradesini temsil etmediğini söylüyorsunuz. bu trajikomiktir.akp yarın muhalefete düştüğünde; anayasaya aykırı olduğunu düşündüğü bir karar hakkında ne yüzle anayasa mahkemesinin kapısını çalacak ya da çalacak mı bunun cevabının verilmesi gerekir.

yıllardır türban nedeniyle yök ile problemli olan tabanının yök ele geçirildiğinden beri seslerinin çıkmaması ve hatta ve dahi yök'ü sahiplenmeleri ortada ayan beyan bir ikiyüzlülüğün olduğunu göstermiyor ise neyi gösteriyor.eğitim sistemine değinmeyen, kürt sorununa değinmeyen, seçme seçilme haklarının adilane kullanımına, siyasi partilerdeki lider sultasına değinmeyen, çalışma hayatında ki pervasız sömürüyü görmezden gelen, kadın erkek eşitliğini ıskalayan, bir anayasa değişikliğini rededilemeyecek bir takım soslarla süsleyip millete komple bir paket olarak dayatmak olsa olsa şark kurnazlığıdır. lakin bu millet kendinden kurnaz olduğunu iddaa ve ima edene hiç bir zaman teveccüh göstermedi.bana göre yine göstermeyecek.

gerçek şu ki ne takke, takunya ne de kep ve postaldan zerre hazetmeyen şahsım,refarandum eğer madde madde oylamaya sunulmuş olsa birçoğuna evet diyecekken illa ki paket olarak oylayacaksın şeklinde yapılan dayatmadan sonra kara kara düşünmektedir. anaysanaın en basit tanımıyla toplumsal mutabakat olduğunu kani olan ben refarandum yüzde 51 evet oyu alarak geçse bile esasında toplumsal mutabakatın gerçekleşmiş sayılmayacağının bilincinde olarak, 12 eylülün bütün sıkıntılarını yaşamış onca eş dosta rağmen ya hayır oyu kullanacağım yahut boykot edeceğim.
Yıllarca söylediklerini unutup yüzsüzlük yapmaktır.
Domalmış vaziyette dururken size tecavüz edecek 2 zenciden birini seçmektir.
hukukçu değilim, değişecek maddeleri okudum ama sivil hayatın dışında kalan teknik değişikliklerin ne olduğunu anlamadım ve bu konuda yalnız da değilimdir diye düşünüyorum. fakat, dünya üzerindeki çok az anayasa 1982 anayasasından daha geri olabileceği için referandum sonucu yeni paket kabul edilirse büyük ihtimalle daha özgür bir anayasaya sahip olacağımızı "tahmin ediyorum".

peki anayasanın daha demokratik olması ülkenin daha demokratik olması anlamına geliyor mu?

elbette böyle bir şeyden bahsedemeyiz - hele ki dünyada anayasası olmayan ülkeler bile varken.

bugün türkiye için recep tayyip erdoğan'ın kişisel hırsı ve yönetim anlayışı demokrasi açısından 1982 anayasasından daha tehlikelidir. siz anayasayı değiştirebilirsiniz, şu anda da yürürlükte de gül gibi maddeler var ama kağıt üstünde geçerli olan her şeyden uygulamada sonuç alamıyoruz. gücü eline geçiren yasayı her türlü kılıfa sokmayı beceriyor.

sonuç: her şeyin semboller üzerinden konuşulduğu bir ülkede elbette ki oylanacak şey değişiklik paketinin kendisi, bize kazandıracağı ya da kaybettireceği şeyler değil, doğrudan recep tayyip erdoğan(akp de değil) olacaktır ve hayır demek aslında onun yönetim anlayışına hayır demektir.

hadi "hayır"lısı.
sivil dikta yönetimine hayır demektir.
darbelerin çocugu olan sözüm ona magdurlara hayır demektir.
insanların fikir ve dini degerleri üzerinden yapılan siyasete hayır demektir.
hukukun siyasallaşmasına hayır demektir.
12 eylül üzerinden demogoji yapıp kenan "paşalarla" kol kola dolaşan, tüm yargılama isteklerine yanıt vermeyen zihniyete hayır demektir.
daha saymaya gerek varmı?
öyleyse ne diyoruz: "hayırda bir hayır vardır"
akıl ve mantık dahilinde olan herkesin yapması lazım gelen eylemdir. zira anayasa değişikliği hiçbirimizin hayatını değiştirmeyeceği gibi ona bir sürü yargısal yük getirecektir. burada bizim hayatımızı kolaylaştıran hiçbir şey olmadığı gibi sadece akpnin işlerini kolaylaştıran şeyler vardır. nerde vatandaşın hakları? yok sadece akpnin istedikleri var.
olması gerekendir.
demokrasi düşmanlığı yapmaktır.. askerin her daim bu ülkede darbeci olabileceğini onca acıya rağmen halen bıkmadan usanmadan savunabilmektir.

askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan maddeyi iyi özümsemek gerekir.. ayrıca derin devletin bir başka deyişle ergenekon'un arka bahçesi haline gelmiş yargı kurumlarını da gözden kaçırmamak lazım değerli arkadaşlarım.. bu ülkede anayasa mahkemesi, danıştay gibi kurumlar halkının yararına olan her bir şeyi iptal etme yetkisini kendinde görebiliyorsa, bu kurumların doğru işlediğinden şüphe etmek gerekir. son örnek; halkın tartışmasız yararına olan doktorların tam gün yasası danıştay'dan döndü cehape sayesinde.. arka bahçenizi kaybetmek istemiyorsunuz ama halk sizden bu sefer daha güçlü, üzgünüm...