bugün

türkiye emenistan maçında azerbaycan bayrağına yasaklayan başbakan.

kaynak: http://musavat.com/new/shownews.php?news_id=62584
*elhamdulillah şeriatçıyiz. (21.11.1994 milliyet)
*yılbaşına karşıyım. (19.12.1994 sabah)
*ben tekkeye değil dergaha gittim. (22.1.1997 gözcü)
*ata'ya saygi duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. (12.5.1994hürriyet)
*10 kasım da yaygara kopartıldı. (14.11.1994 hürriyet)
*içki yasaklansin. (1.5.1996 hurriyet)
*istanbul u medine yapacağiz. (akis) * *butun okullar imam hatip yapılacak. (17.9.1994 cumhuriyet)
*ben istanbul un imamıyım. (8.1.1995 hürriyet)
*mayo reklami şehvet sömürüsüdur. (6.3.1996 hürriyet)
*milli piyango zulümdur. (29.9.1994 hürriyet)
*taksimdeki caminin temelini insallah atacağiz. (1.7.1994)
*cumhurbaskaninin imam hatipli olacagi gunler yakındir. (5.2.1996 akit)
*sarık operasyonu çok komik. (15.5.1995 sabah)
*yeşil (kaldirim rengi) medeniyettir. (25.6.1994)
*ben meclis'in dua ile acilmasindan yanayim. (8.1.1996 milliyet)
*imamlar da nikah kıysın. (9.5.1995 milliyet)

neyi ima etmeye çalıştığı aşikar olan fakat gözlerine perde inmiş türk halkı tarafından umursanmayan başbakan.
anlıyamadığım sebepten dolayı bazı insanların inatla oylarını verip( hemde 2. kez) ülkemize başbakan yaptığı kişidir.
(bkz: ibrahim zübükzade)
boş konuşan profesyonel demogog.
Türkiye'nin son yıllarda gördüğü en büyük lider. tek başına seçime girse bazı ideolojilerin temsilcisi partilerden fazla oy alması kesin. yazık lan koca koca ideolojiler bir adamla başa çıkamıyor. e kendisine duyulan bu nefreti anlamak zor değil.
kendisi ve ak partisi 2002'den bu yana ülkemizi 1 adım bile ileriye götürememiştir. avrupa birliği'nde aynı teraneler, imf'ye olan mahkumiyet.

ülke içinde 'benim halkım, benim milletim' deyip de bedavalarla milleti kandırmak, milletin en çok ihtiyacı olduğu temel ihtiyaçlara zam üstüne zam yapmak. kaç kişi huzurlu? kaç aile açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor? bu yoksul ülkenin sebebi kim? ben miyim? bizi yönetenler mi? ulusa sesleniş konuşması ile matematik dersi verip ülke huzuru sağlanmıyor ne yazık ki! vay be gsmh uçmuş..kaç bin dolar ortalama gelirimiz var? bu kişi zenginin giderek zenginleştiği, fakirin ise giderek fakirleştiği, mahkumlaştığı bir ülke yaratmıştır. türkiye'nin son yıllarda gördüğü en büyük lider recep tayyip erdoğan ise diyecek başka birşey yok.

geçenlerde bir nikaha katılmış ve dalga geçercesine 'en az 3 çocuk' demiş. diyelim ki 3 çocuklu bir aileyiz. 600 lira emekli maaşı ile nasıl geçineceğiz? hangi ülkede yaşıyorsunuz siz? başdüşmanlarımızı neredeyse davul-zurna ile ülkeye buyur ettiniz. adamlar 'etkin pişmanlık' diye birşeyi bile reddettikleri halde 34 kişiyi birden serbest bıraktınız? nu mu güçlü türkiye? yoksa bazılarına yaranmak mı bunun adı?

son yıllardaki en büyük liderimiz(!) ile türkiye kötü yerlere doğru sürükleniyor. biz de sadece izleyebiliyoruz. çünkü söz hakkımız yok, müdahale hakkımız yok, düşünce özgürlüğümüz yok. birşey söylemek istediğimizde tersleniyoruz! iktidara muhalefet ettiğimizde içeri alınıyoruz. 2 sene önceki bir olay için, tedbir(!) amaçlı göz altına alındığımız bile oldu hiçbirşey yapmamışken..

40 milyon domuz gribi aşısını da yan etkisi var mı yok mu bilmeden, bedava diye paşa paşa olacağız. geri kalan 35 milyon insan yaşlı,hasta kılıflarına sokulacak ve bertaraf edilecek. bu domuz gribi aşısı türk insanını aptal yerine koymaktan başka birşey değildir. türk insanı denek değildir. aman, boşverin ya.. inşallah, maşallah deyin düzelir. ağlamayın hamdolsun deyin. bak o zaman ülke nasıl kalkınıyor!
"askerlik yan gelip yatma yeri değil" sözüne karşılık sadece nefes filmini izlemesini önerdiğimiz, yine kendi tabiriyle "değişmemiş, gelişmiş" siyasetçi.
teröristlerin memleketime gelip nasıl karşılandığını ve tutuklanmadığını gördükten sonra neredeyse televizyona girmeme sebep olan politikaların sebebi zattır.

hani daha önce yazdığım bi yazıdan biliyo olmasam çaylaklık sebebi olduğunu suratına tükürmek * istediğim zat diyeceğim ama demem. o kadar da değil.

kendimi tutuyorum. tutmasam memleketi sattığını, teröristlerle pazarlık masasına oturduğunu, dokulen memleket kanlarını hiçe saydığını da söylerdim ama yapmam.

dedim ya, kendimi tutuyorum.

özetle zarardır, ziyandır.
az önce ağrıda açılışta harika bir konuşma yapmıştır.

ve yemin ediyorumki ben son yıllarda bir konuşmada bu kadar duygulandığımı hatırlamıyorum. ağrı insanı başbakanımızı bağrına basmıştı kürdüyle,türküyle herkes birarada dostça konuşmayı dinliyordu. yapılan icraatları anlattı ve bir kez daha kanıtlandıki akp hükümetinden önce ağrıda biraz daha genellersek doğuda ne adam akıllı bir tane bile okul, hastane ne de fabrika vardı.
bir dediği diğerini tutmayan başbakanımız. seviyeden bahseder, diğer siyasilere bu konuda ders vermeye çalışır ama öcalan'a sayın der mahkum olur, rakiplerinin yaptıklarına ahlaksızlık der, şerefsizlik der. nev-i şahsına münhasır bir kişilik. deniz baykal ve devlet bahçeli ile birlikte türkiye'yi bir garip diyarlarda dolaştırıyorlar ama nerde.

zaman geçer, siyasiler değişir ama ülkemizin kaderi hep aynı kalır. bugün bunlar yarın başkası.
http://www.haberturk.com/...cat=180&dt=2009/10/21
bu gidişle ülkeyi etnik bir iç savaşa götüren başbakan olarak tarihe geçecektir. ama asıl sorun bunda değil buna akıl veren danışmanlarında. yoksa öyle iyi-kötü strateji geliştirebilecek parlak bir zekaya sahip değildir, bilirim..
türkiye'nin gördüğü en kötü başbakan, en kötü siyaset adamı olmasına rağmen bugün seçim olsa, yaylada koyun otlatmaya devam edeceği öngörülen siyasi.
sürüsüne kurt dalmasına rağmen kılını dahi kıpırdatmıyor, ancak sürünün başındaki çoban köpeklerini unutmamasını tavsiye ediyorum. gün gelecek o çoban köpekleri onu da ham yapacak.
%47 oy alan parti başkanı olmakla birlikte adı duyulduğunda akla ampulu getiren zatı muhterem..
deniz baykalla son dönemlerde kameralı kamerasız toplantı krizi yaşadığımız başbakanımız..
kameralara neden bukadar karşı anlamış değilim...!!!
kendi kafasında bi türkiye yaratıp , yurdum insanlarınıda buna alet etmeye çalışan saydı geğer başbakanımız.
risk almayı sever.
türkiye cumhuriyeti kurulduğundan bu yana siyaset sahnesinde en büyük riski alarak hem ermenistan konusunda hem de pkk konusunda dolu dizgin bir açılım yapan başbakan. evet bazı düşünceleri ve yaptıkları bana da ters geliyor... daha doğrusu geliyordu ta ki düne kadar. dün birinden öyle bir şey duydum ki aklım biraz başıma geldi...

düşünün bakalım türkiye'nin en büyük ittifak kurduğu devletleri...

tamam be durun yorulmayın ben sayayım!

* ingiltere
* fransa
* italya
* yunanistan
* rusya
* abd

peki tamam.

biraz geçmişe uzanalım şöyle 2.80'inden. biz bu ülkelerle ne zaman muhatap olduk en fazla. evet doğru bildin 1. dünya savaşında ve kurtuluş savaşında.

eee o zaman düşünsenize bu vatan toprağını kısmen bölmüş ya da bölme planı yapmış ülkelerle bile ittifak yapan bir ülke durumundayız. kendi ülke vatandaşlarımızın bir kısmına verilen bazı imtiyazlar mı yakıyor canımızı. en azından şehit haberleri daha az gelecek. en azından canımızın canı yanmayacak...

sonuç olarak başbakanın siyasetlerine ve kendisine ne kadar kızıyor olsam da durmak yok açılıma devam diyoruz.
En az 3 çocuk diyen insan.
bu adamı görmemek, sesini duymamak için televizyon izleyemez oldum. gördüğüm vakit sinirden ne yapacağımı şaşırıyorum. televizyonu yumruklamak, çevremdeki insanlara zarar vermek geliyor içimden. yemin billah ediyorum, abdullah öcalan'ı gördüğüm zaman tv'de bu kadar sinirlenmiyorum. neyse ki türk halkı, herkese hakettiği sonu hazırlamakta ustadır.
cemal süreya'nın

"sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kez öldü
kör oldum"

dizelerini az önce bir konferansta dile getiren başbakanımız. üstelik bunu, pkk'lilerin dağdan inip teslim olmaya başlamasına bağlayarak "artık kimsenin babası ölmesin, kimsenin nişanlısı ölmesin" dedi ve kendini daha da geliştirerek cesur siyasetçiler sınıfına dahil oldu.
genç faşoların rahatsızlık duyduğu lider. sizler anlamazsınız bu işlerden liseli sözlükçüler, boşuna uğraşmayın.
bak koçuma bak anadolu gartalına bak sen: "halkın sesini dinlemiş ve israil ile yapılacak olan tatbikatı o yüzden iptal etmiş." yürrüüü be recom kim tutar seni?
birincisi, hangi halkmış bu? bir çok kişinin haberi bile yoktu yapılacak olan tatbikattan sen diyene kadar!
ikincisi, başına acaba daş mı düştü recep amca? her durumda abd'ye koşardın ya? ayrıca 29 ekim cumhuriyet bayramında yine abd'ye gidiyormuşsun recom, ne iş? ha bir hafta sonra gidecek olduğun abd var ya: ha işte o abd ırak'ta müslümanları öldüren, kadınlara tecavüz eden; afganistan'ı kan gölüne çeviren abd. hani unutmuşsundur ben hatırlatayım, belki abd'nin öldürdüklerine de üzülür bir posta da abd'ye koyarsın tıpkı israil'e koyduğun(!) gibi ha? tabii maçan yiyorsa!

edit:ayrıca biz genç faşistlerin de anlamadığı lidermiş! saçlarını sakallarını, hatta kıçının kıllarını demokrasi değirmeninde ağırtmış yaşlı siyaset bilginleri(!) anlatsın da öğrenelim biz de genç faşist olarak neyi anlamazmışısız?
-sen ne anladın peki!
+hiç.
-e peki neden diyorsun böyle?
+işte hazır cevaplık yapıp laf sokayım dedim. sözlükte komiklik olsun şey ettim!
-ben sana bi sokarım kandil'den çıkar ucu! daha komik olursun.
askerlik heralde yan gelip yatma yeri değil.
bir şehit olduğunda nasıl yaygaralar koparıldığını görüyorsunuz.
ananıda al git.
sayın öcalan düşüncelerinin değil,şu anda almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. diyen türkiye cumhuriyetinin başbakanı.
kendisine şık bir bakınız yolluyorum.
(bkz: şehitler ölmez vatan bölünmez)
karadeniz yöresinde doğmuş olduğu belirtilen, memlekette satılmadık sadece valide (arap dilinde) kalan bir dönemde başbakanlığı kazanan, zira karnımızın doyması hususunda en büyük rolü üstlenen çiftçilerimizden biriyle yaşadığı diyaloğu düşününce aslında bu girişim için de pek geç kalmayacağı rahatça varsayılabilinmesinden, isminden, alışılagelmişin dışındaki göbek ismini taşıyan göbeğinden,hakkını zerre soyadından, kalem kağıt verilse "asker" kelimesini yazamayacak oğlundan, laikliğiyle, cumhuriyetiyle, atası, ilk türkü mustafa kemal atatürk'ten özgüven temelleri atılmış türk gençlerine hüsran ve tam bir fiyasko sıfatına layık först leydisinden, yan sanayi dayılığından, bizleri kah güldürüp kah hüzünlendiren çocukluk anılarından, yandan çarklı ingilizcesinden, hayati önem taşıyan ve memleketin en az 5 yılını temsil eden bir duruma dair enayileri yahut dangalakları kandırabilecek soğukkanlı yanıtlarından, "abd"iyle olan "dost"luğundan, 20 cm kalınlığındaki tahtayı zımpara etkisiyle 3 dakikada 2'ye bölebilecek marifetteki bıyıklarından öpülesi, yüce parti adaleti kandırma (halk bilinen ismiyle adaletli kaldırma) partisi başkanı, aynı zamanda zor zamanında milletinin imdadına yetişmiş, türkiye'nin pek büyük başbakanının sevilesi, öpülüp başa konulası hitap öbeğidir. tek tek söylense de, bitişik okunsa da insaniyet namına bir şey taşımaz, zira bu ismin bir harfine can verecek kullar, köleler var. kimi tek kaşlı ve sakallı, kimi kel top sakallı.. başbakanımızın onca mücadelesi ve özverisine rağmen, nelerin döndüğüne dair tırnak kalınlığındaki fikir üretme becerisi 8 yıl önce elinden alınan şanlı geçmiş sahibi milletimizin hala parası akmakta belirlenmiş olan kuyumsu ceplere, hatta başbakan geçen gün bir konuşmasında "tekel'i satanı da, türk ismi taşıyan telekomünikasyon kurumunu satanı da, tatil beldelerinde yabancı sermayalere toprak satanları da, hotel yahut tatil beldesi kurma niyetiyle bizden yaşlı ormanlarımızı yakanları da, yaş ya da cins seçmeksizin topraktaşlarımızın, askerlerimizin kanlarını bir osuruktan teyyare harita, sınır için döken kan yoksunları terör örgütü üyelerini de, yıllardır sizlerin vergisiyle beslenilen, karşı cins hasreti giderilen, tıraşı esirgenmeyen terör elebaşını baş tacı edenleri de, ne emeklisine ne de asgarisine zırnık koklatmayıp dönüm birimiyle dahi ölçülemeyecek düzeyde elektrik, doğalgaz ve sıvı yakıt zamlarını pek sevdiğim vatandaşıma dayayanları, önce sigara yasağı getirip 3-4 ay kadar aradan sonra sigara izni (ruhsat ismi altında) satıp halkımın kişisel zaaflarından istifade edenleri, orta gelir sahibi kişilerin izleyebildiği kanalların yarısından fazlasını satın alıp milletin üç kuruşluk aklını televizyon dizileriyle kullanılmaz hale getirenleri de, ayrılık-birleşmek-evlenmek-çocuk yapmak-çocuk yapmaktan pişman olmak-neden çocuk yapmak gerektiği gibi konuları konu alıp insanların var ile yok arasındaki zerre ebat sahibi fikir tomurcuğunu yok edenleri, tek başına tuvalete gidebildiğinden şüphe edilebilecek bir cumhurbaşkanını ta tepebaşına yerleştirenleri, biraz daha erken yola çıkmak yerine işlek haldeki koskoca otoyolu trafiğe kapattıran cumhurbaşkanlarını yadırgamayanları bir bir önünüze koyacağım sevgili türk milletim, çünkü ben sizin için varım" dedi. insanın katıla katıla salası geliyor değil mi? değil tabii. kahırdan ölmek, üzüntüden yer dibine girmek istiyor, sadece komik bulmak istiyor insan. laf kalabalığıyla ilüzyonu dahi yapılamıyor. şaka gibi de değil, şaka kutusundan çıkmış soykırım adeta. devrilmeden dizüstünde seyir edip şahlanmış-yeryüzünü sarsmış yeni bir cumhuriyetin ilk vatandaşları olacağımız vakitler yakın. vaktiyle "cömhöröyöt, hölkön köndö köndönö yönötmösödör öğrötmönöm" diye bilinen kavram yerine "halkın, yüzünü görmediği, karşısına geçip fikrini ya da isteğini beyan edemediği bir kimse ya da kimseler tarafından yasal olarak keklenmesi ve yönetilmesidir" şeklinde bir kişisel yahut örgütsel dayatmayı, usulca ve pek itiraz hakkı tanımazcasına geliştirmiş yanısıra pek de kayganca yutturmuştur sürekli hitap ettiği, her konuşmasında kendini kendinden geçirip ruh alemine gönderip tekrar tekrar gerisin geriye getirdiği, adam akıllı ölme imkanını dahi sunmadığı millete. alnından öpülmesi icap eder. öyle ki, bunlar büyük başarı ister.