bugün

* psikopatlastiran ilkokul sarkilari'na birkac defa rastgelince ben de bunu yazmak istedim. lakin amacim yeni bir anket olusturmak degil, yasanmisliklari paylasmak.

ruh sagliginin bozulmasina, garip garip korkular edinmenize neden olan dizilerdir iste bunlar. neden illa türk dizisi diye soran yoktur umarim hala aranizda...

bilir misiniz, hic izlemisliginiz var mi bilmem ama üvey baba vardi eskiden. -gerci o kadar zaman yayinda kaldigina gore izleyen manyak sayisi az olamaz-

neyse efenim, boyle sacma sapan diziler ve kadin programlarini o zamanlar izleyen annem yuzumden hep maruz kalmisimdir ben bu diziye kucukkene. halil gunesli denen lanet herifin cevresindeki herkese, ozellikle de o yetim lamia'ya cektirdikleri hala gozumun onunde yeminlen. bu ayyas kumarbaz, ordan burdan buldugu iki kurus parayi ickiye ve kumara yatirip dimdizlak ortada kaldiktan sonra gelir evdekilerin agzina sicardi tabir-i caizse.

sonra bi de evin diger kizi semiha vardi, boyle ne kadar sinsilik, yilanlik varsa bundaydi. neler cekti o lamia bu ruh hastasiyla o halil'in elinden ulan. halil'in karisi vardi sonra sabriye, yemedigi dayak, isitmedigi hakaret kalmadigi halde yine de bu halil denen okuze acirdi, severdi bazi bazi. malak kadin ya.

herkes birbirinden manyakti lan iste, gel de psikopatlasma, gel de delirme!

hayir, sadece moral bozsa/uzse yine iyi. bu adamin o ic donuyla gezindigi sahneler ve ifadesi gozumun onune geldikce de gulesim geliyor arkadas. bildigin trajikomik yani.

bak su ifadeye bak: http://img254.imageshack....g254/4062/uveybabapa7.jpg

gencligimi yediniz ulan!
insanın kişiliğini, alışkanlıklarını değiştiren dizilerdir.
aliye'yi herkes bilir. böyle bir bağımlılık olabilir mi a dostlar. bu bir tanım entrysinden ziyade bi itiraftır.
dizi salı günleri gösterilirdi, ben çarşambadan itibaren reklamları izlemeye başlardım fragmanda ne var diye...öyle böyle değil... hesap yapıyordum matematiğe kafası basmayan ben.
" şimdi geçen reklamda aliye'nin fragmanı çıktı, bu reklamda çıkmıcak, diğerinde yine çıkıcak..."
ya allahın salağı gördün işte, her seferinde aynısı çıkıyor.
aliye'nin bittiği gün televizyonu hayatımdan çıkardım. haberleri bile izlemiyorum, demek ki ben dozunu ayarlayamıyorum dedim.
neyse aradan zaman geçti, dizinin etkileri bünyemde devam ediyor.
bir hasta ziyareti vasıtasıyla görüştüğüm yakın bir arkadaşımla- ki bu arkadaş erkek- gecenin 12sinden sabahın üçüne kadar aralıksız aliye konuştuk. bunu fark ettiğimde dehşete düştüm ki o hala konuşmaya devam ediyordu; aliyenin toplumda hitap ettiği kesim....
sus allah belanı versin sus, n'apıyoruz biz. salaklığımıza epeyce güldükten sonra ne mi oldu 10 dakika sonra kaldığımız yerden devam ettik; toplumda boşanmalar en çok çocukları etkiliyor ama sanem çelik de güzel hatun...

itiraf ediyorum; şimdi gelsin birisi yine kaldığım yerden devam edebilitem var.

not: tekrarlarını göstermeye başlarlarsa özelden haber edin. *
(bkz: yaprak dökümü)
(bkz: aynalı tahir)

çocuk aklımla hatırlıyorum; ölüp ölüp diriliyorlardı. psikopatlık değil de nedir?
(bkz: üvey baba)

vaktinde gittiğim mahallemizin berberi bunun hayranıydı. bir gün traş ederken beni, az kalsın boğazımı kesiyordu lamiya denen velet yüzünden.

ek olarak: (bkz: parmaklıklar ardında)
küçük kadınlar. üvey babanın eşdeğeridir.
(bkz: na na na na na selena selena)*