bugün

platonik aşkının en basit hareketini bile olağanüstü olaylarmış gibi gören platonik aşık bünyenin ayaklarını biraz olsun yere bastıracaktır. ha burun karıştırmasında da bir güzellik bulursa onu kaybetmişizdir zaten. *
Platonik aşk... Kafa karıştırıcı bir şey. Beyninizin küçük kurtçuğu. Öyle bir yerleşir ki içeri büyük bir dünya kusarsınız iki kişilik. Koskocaman, büyük mü büyük bir dünya... Şarıl şarıl akan çoşkun bir çay, ahşaptan güzel bir ev ve sadece siz ve o. Ancak bir gün o an gelir ve küçük sarı/yeşil bir şey vardır baş parmağın ucunda. Bütün hayallar yıkılır. Çaya baraj kurarsınız. Ahşap eviniz yıkılır. O küçük tatlı kurtçuk bile kaybolur.
(bkz: yirim ben onu yirim)
pis bir şeydir. zaten aşk dediğimiz olay da geçici, alışkanlık ve mucizevi bir şey olduğu için ortada sevgi, saygı vs. bırakmayacak bir durumdur.
menopoz/antropoza girmeye muadil bahtsızlık.
eğer platonik aşk hastalık boyutuna geldiyse yapılana aldırmadan; "keşke top yapıp bana doğru atsa sümüğüne kurban olduğum" bile denilesidir. ama genelde asla böyle olmaz, kendisi burnunu karıştırmıyormuş gibi anlık tiksinmeyle içten içe bir soğuma olur.
sonrasında parmağını ağzına sokup tatakları dilinde çeviriyorsa kaçmak lazımdır.
daha cok asik olmayla sonuclanabilir, dikkat. *
oy oy oy! "ben senin burun karıştırışını yerim."diye bir tümce çıkar bu olayın görülmesinin akabinde.
(bkz: midem kalktı)