bugün

nazım hikmetin güzel şiirlerinde duyup hayranlık beslediğim bayan ismi.
bir canan tan kitabi.

''Once siradanlari yasayacaksin ki, gercek olani anlayabilesin.'' diyen arkadasina karsin, ''Bence ask aranmamali, kendi kendine gelip sahibini bulmali... '' dedi Piraye.
Sonra 'henuz alt basamaklarinda surundugu olgunluk merdiveninin en tepesine oturmus' biriyle evleniverdi.
Ama baskalari tarafindan yazilmis senaryolarin oyuncusu olmak ona yakismazdi.
Yasadiklarinin ardindan kor bir kuyunun dibine vardiktan sonra, yitirilecek hicbir seyin kalmadigi bilinci, umulmadik bir guc verdi ona.
''Yasadigim su andan itibaren, hicbir sey gormesem, duymasam, beynimi zehirlerinden arindirip, tum hucrelerime sinmis, agdalasmis o katran siyahi pihtiyi sokup atabilir miyim acaba?'' diye sordu ardindan.
Atamadi. Atamadi Piraye... O kadar da guclu degildi yuregi...
"seri eksi oy veren ibne" feryadında bulunanları inceleme misyonuna girdiğim için, kendisinini incelemekte sakınca görmüyorum.(sakınca görmediğim yazar) < tanım bu

eksi oy veren ibnenin hala eksi oy vermesi/#2538576
eksi oy veren ibnenin hala eksi oy vermesi/#2538576
eksi oy veren ibnenin hala eksi oy vermesi/#2538576
sozluk yazarlarindan aforizmalar/#2538514
minibuste para uzatmayan yolcu/#2517767
ic sikintisi/#271843
donuna orkid koyan erkek/#2501122
donuna orkid koyan erkek/#2501122
tapilacak erkek/#2436777
tapilacak erkek/#2436777

şu an için son aldığı eksi oylar bunlar. buradan seri eksi oy veren ibne'nin iki oy birden verebildiğini görüyoruz. kimse kötü yazmıyor zaten, hep bu ibneler.
bir yas daha buyuyup yas farkimizin arttigi hissine kapilmama neden olan deli manyagi. bir de bana zorla dogum gununu hatirlatiyor hasta ruhlu insan. butun surpriz planlarimin icine etti kendisi. ama yine de anasi iyi ki dogurmus bunu. canim sikildiginda ise yariyor. baskasini dusunuyorsam namerdim, kendimi dusunuyorum. * *
extra tanim: ugruna sampanya patlattigim yazar. * *
entrylerini; alkollü - alkolsüz sıvılarımı tüketerek, kendimi severek takip ettigim yazardır.
bu bilgi, hem onu hem kendimi yüceltmesi açısından önem arz eder.

"ah be piraye ne sanıcaktım .."
canan tan'ın ilk kitabı.

genç ve güzel piraye adını nazım hikmet'in eşinden almıştır. genç kızın babasıdır piraye ismine tutkun olan; diğer kızı da babanın nazım hikmet hayranlığından payını alır: hatice. babanın açıklaması ilginçtir ki bu açıklama romanın temalarından birini de oluşturacaktır: "piraye, nazım hikmet!in karısı. tam adı hatica piraye'dir. nazım hikmet'in onun için yazdığı şiirler ve mektuplar, edebiyatımızın gerçek yüz aklarıdır."

piraye'nin babasının bu açıklaması karşısında ilk tepkisi şaşkınlıktır: "(...) babam elinden kitap düşmeyen, aydın bir insandı. ama onun, kızlarına bir şairin -hem de yasaklı bir şairin- karısının adını verecek kadar edebiyat tutkunu olduğunu yeni keşfediyordum."
piraye'nin doğduğu günden bu yana içinde taşıdığı edebiyat ve şiir tohumları hayatının bir bölümünde ilişkilerine de yansıyacaktır.

roman, genç bir kızın aile, okul, aşk ve evlilik yaşantısına odaklanan ilginç bir biyografi özelliğine sahip; yazar, yarattığı kadın kahramanın yaşantısına bir kadın duyarlılığı ile yaklaşıyor. romanın ilk sayfalarında idealleri olan genç bir kız olarak tanıştığımız piraye, sayfalar ilerledikçe ilişkilerin farklı boyutlarını yaşayacak, aşk duygusunun karşılığını kendi hayatına yerleştirmeye çalışacaktır.

"piraye" romanını bir dram haline getiren ise genç kızın evlilik ve evlilik sonrası yaşantısı olacaktır; piraye, üniversite öğreniminin hemen ardından diyarbakır&#8217;a gelin gidecektir.

"piraye'yi yakın çevrenizde aramayın sakın," diyor canan tan. "hem onun, hem de romandaki diğer karakterlerin hayal ürünü olduklarını belirtmeme, bilmem gerek var mı? ama uzak şehirdeki şarkının nihavent olduğunu söyleyen nazım hikmet ve
"gözlerin hani?" diye soran ahmed arif gerçek."
ozunde iyi bir insandir. *
2. nesil silik yazar olmuştur kendisi.
sabahlara kadar sohbet edilecek, can yoldaşı olarak tercih edilecek yazar. yazarların en iyilerinden, en hassaslarından. dünya şekeri insan.
"aa a! hüseyin şenlendirici başlamış"

17.12.2007/holmenkollen
...Ve ne düşünüyor
beni mi?
Yoksa
ne bileyim
fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi?
Yahut, insanların çoğunun
neden böyle bedbaht olduğunu mu?

O şimdi ne düşünüyor,
şu anda, şimdi, şimdi?...

bakmayın böyle dediğine mavi gözlüyü görünce bıraktı yılarca bekleyen pirayesini. hamiş kimseye güvenilmezmiş. bir anda gidebilirmiş. *
canan tan ın bir çırpıda okunabilecek romanıdır. ama arkasından tekrar bir canan tan kitabı okumayın sıkılabilirsiniz özellikle 'yüreğim seni çok sevdiyi'.
kadıköy sanatkarlar sokağının sonuda bulunan nazım hikmet kültür merkezinin içindeki cafe'nin ismidir.
canan tan'ın yazdığı bir solukta bitirilebilecek kadar muhteşem,ilk sayfasından itibaren elimden düşürmeyip beni uykumdan bile alıkoyacak kadar sürükleyici bir kitap.kitabı gelişigüzel aldığımda nazım'ın pirayesi'nin yaşamı sanmama rağmen öyle olmadığını anladığımda minicik bir burukluk bırakmasına rağmen satırların elimden tutup beni götürmesiyle o minicik burukluğu ortadan kaldıran bir kitap piraye.bir istanbul kızının sevdiği adamı töreye nasıl kurban ettiğini anlatan ve son sayfaya geldiğimde göz yaşlarıma engel olamadığı bir kitap.
taci uslu'nun besteleyip, hakan yeşilyurt'un seslendirdiği nazım hikmet ran'ın muhteşem şiirinden, muhteşem bir eser. ideolojik olarak taban taban zıt olmamıza rağmen üstadın şiiri beni tarumar etti. hasret ancak bu kadar yalın ve yakıcı bir şekilde ifade edlibelir. şiirin ve hakan yeşilyurt'un yorumu:

http://www.youtube.com/watch?v=H-PBw-lQFcc

Piraye için Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 6 Ekim 1945

Bulutlar geçiyor : haberlerle yüklü, ağır.
Buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avucumda.
Yürek kirpiklerin ucunda
uzayıp giden toprak uğurlanır.
Benim bağırasım gelir : - «P î r â y e ,
P î r â y e !...» - diye...
nazım hikmet'in büyük aşklarından biri. vera'nın yazdığı 'nazımla son söyleşimiz' kitabında nazım'ın ölmeden bir kaç gün önce 'sadece ona yaptıklarıma pişmanım' dediği kadın.
canan tan'ın insanın elinden bırakmaya kıyamadığı kitabı.doğu batı kültürünün çatışmasını aşk ile sevgi ile aynı zamanda büyüklere saygı ile karıştırarak anlatması harika. hikayenin anlatılışı sürükleyiciliği ve insanı hüzünlendiren bitişi ile bir çırpıda okunacak bir kitap.*
nazım hikmet'in aklına ismi her geldiğinde ona mükemmel şiirler yazdıran kadın gibi kadın.

Başım köpük köpük bulut , içim dışım deniz ,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda ,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz .
Ne sen bunun farkındasın , ne polis farkında .

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril ,
koparıver , gözlerinin , gülüm, yaşını sil .
Yapraklarım ellerimdir , tam yüz bin elim var .
Yüz bin elle dokunurum sana , istanbul'a .
Yapraklarım gözlerimdir , şaşarak bakarım .
Yüz bin gözle seyrederim seni , istanbul'u .
Yüz bin yürek gibi çarpar , çarpar yapraklarım .

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda .
Ne sen bunun farkındasın , ne polis farkında .
canan tan'ın ilk başlarda çok sıkan ama ilerleyen sayfalarda sürükleyici hale gelmeye başlayan romanı.
şener şen'in başrolünü üstlendiği gönül yarası isimli filmde şener şen'in canlandırdığı karakterin kızının ismi. ayrıca filmdeki pirayenin babası, hayatını anadoluda eğitim amacıyla geçirmiş, sol görüşlü, nazım hikmet hayranı bir öğretmendir. kızına verdiği ismin bu nedenle olduğunu düşünüyorum.
Nazım Hikmet'in üstüne türlü türlü slav gülleri kokladığı karısıdır. Şahsına yazılan şiirler, yalandan kim ölmüşlüğün daniskasıdır.
yeni bir dizi senaryosu olabilecek kitap, okumuş bir istanbul kızı, diyarbakırda bir ağa oğlu, kuma, aşk, intikam, aşiret, hatta mutfak ahalisi bile var daha ne olsun.
nazım' ın yaşamında yaptığı hiç bir şeyden pişmanlık duymadığını belirtmesinin ardından sadece ona karşı haksızlık ettiğini itiraf etmiştir.
ismini görünce içimi bir heyecan kaplayıp, güzel olduğunu umut ederek alıp okuduğum fakat bişeye benzemeyen kitap. boşuna vakit kaybıdır.
sagdan soldan methini cok duydugum, elime gecince arka kapagindaki yorumlarla da istaha gelip bir nefeste! okudugum canan tan kitabi. cunku bir birakirsam ikinci kez elime almaya degmezdi ve uykusuz bi gecede elimdeki tek kitapti.
hikaye dandik, anlatim kötü, konunun bi özü yok. kizin komunistligiyle basliyor hikaye ama sonradan alakasiz seyler yasaniyor. son zamanlardaki populer dizilere benziyor iste okumus, istanbullu kiz ve asiret agasinin evliligi, uyusmazliklar... sonu da kitabin bütününe yakisir bi berbatlikta.
güncel Önemli Başlıklar