Dünyanın en kötü durumlarından biri. Kızlar seni buluşmak için çağırır. Ama senin cebinde 5 krş para yoktur. Yada azda olsa vardır. Ama 3 çay bile içemezsin o parayla. Buluşalım mesajı geldiğinde aklına binlerce yalan gelir. Seçersin birini, mantıklı veya mantıksız o anda hiç umrunda değildir. "Yeterki gitmiyim" dersin içinden. Bu durum hep böyle devam eder. Çağırırlar gitmezsin. "Paran yok amk nereye gidiyon" dersin kendine yüzlerce kez. Dediğim gibi bu durum böyle devam eder ve devam ettikçe artık karşı cinsi tamamen unutmuş ve mükemmel bir yalancıya dönüşmüş bulursun kendini.
bir de hem parasız olup hem de kızların çağırmadığı tipler vardır ki... o arkadaşları 3 evetle boğaz köprüsünden aşağı uğurluyoruz
Işsizken yaşanan, yalnızca erkeklere indirgenmemesi gereken durumdur.

Kendi adıma örnek verecek olursam, bu ara çalışmadığım için bir sevgilim olmasını şiddetle reddediyorum. Hesabı erkek öder kafasında olamadım hiç. Hep elimi cebime attım. Tartıştığım da oldu ben ödicem diye.

Ilk buluşmada ne kadar ısrar etsen de erkek ödeyecek hesabı, senin ödemene izin vermeyecek. Yine de olmuyor işte. Benim -en azından ortak ödemeyi- teklif etmem lazım. Laf olsun diye değil, cidden huzursuz oluyorum aksi halde. Alışık değilim.
Ailemden para istemekten de hiç hoşlanmıyorum. Kendim kazanayım derdinde oldum hep. Onun etkisi belki. Ben daha ailemden istemeye çekinen insanım yahu.

Öğrenci bir sevgilim vardı. Bazen o öderdi, bazen ben. Paramız az olduğu zamanlar gider çay içerdik yalnızca. Bazen bankta otururduk, sıkılmazdık. Sırf hesap ödeyemeyeceğim diye buluşmamak için bahane ürettiğimi bilirim.