bugün

kabul edelim ki fakir bir devletimiz var. devletten bişeyler istemek bazen/bazı insanların ağırına gidiyor. ancak unutamıyoruz ki bu memlekette milletin gözünün içine baka baka 58 milyar dolar cirolu banka hortumları yaşandı. israf had safhada. tamam attım bunları da kenara. ben yine devletimden birşey istemiyorum. ama bedava eğitim istemek hakkım değil mi? tamam bugün için de istemiyorum. ama bunun on yıl sonra hayata geçeceğine dair bir ışık göstersenize bana. en azından bir hedef olsun bu ulaşılmak istenen.
(bkz: eğitimde ve öğretimde özelleştirmeye hayır)
(bkz: okulların ticarethane ye dönüştürülmesine hayır)
(bkz: eşit ve parasız öğrenim görme hakkı)
sonuna kadar destek verilmesi gerektiğini düşündüğüm düşünce. insanların olkullara verdiği paralar eğitim kalitesini arttırmak adına geri dönse bu paraları vermek daha az koyacak adama.
2001 seçimindeki seçmen sayısına göre 2007 seçimindeki seçmen sayısı 5 milyon civarında artmış durumda. bu demektir ki bu ülkede 5 milyon genç 18 yaşını geçti 5 yıl içinde. peki bu gençler şuan neredeler? çoğu üniversitelerde veya üniversiteye girmek için uğraşıyor. her geçen gün artan genç nufus, artan üniversiteler ve artan kontenjanlarıyla öğrenci nüfusu her geçen gün artmaktadır. öğrenciler bulundukları şehirlerde bacasız fabrika muamelesi görmektedirler. gençlerini üniversite okumaktan başka hiçbir alana yönlendirmeyen bir sistemimiz var maalesef. tüm ebeveynler çocuklarını bu minval üzere yetiştiriyorlar. devlet büyüklerimiz de genç nufusu absorbe edebilmek için okulları 5-6 yıla çıkarıyor, yüksek lisansı çoğu bölümde zorunlu hale getiriyor, okullara fazla mezun verdirmiyorlar. ne de olsa okuyan bir öğrenciden kimse çalışmasını beklemiyor, okuyan öğrenci de işsiz muamelesi görmüyor. lafı dağıtmadan, öğrenci sayısı giderek artıyor ve artacak. bu istatistiklere göre bu ülkede parasız eğitim güzel bir hayal olarak kalacak. eğitim zaten bacasız fabrika haline getirmiş öğrencileri. fabrikayı kapatmak kimin işine gelir. unutmadan; daha birkaç yıl öncesine kadar harç ve öğrenim kredilerini takip etmeyen devlet, artık bunları geri alkmak için hacze kadar gidiyor. eğitim daha bir paralı hale gelmiş durumda.
anaons: 32227 mahmut şabalak ltf. öğrenci işlerine
mahmut şabalak: beni anons ettiniz ne vardı.
öğrenci işlericisi: bu ay ki eğitim paranızı ödüyoruz.
mahmut şabalak: hayır hayır. hem eğitim görüp hem para almak istemiyorum. paralı eğitime hayırr. *
kayıt dışı ekonominin durdurulması için gerekli vatandaşlık görevinin yapılması gereklidir. hatta vatandaşa bu bilinç aşılanmalıdır. bunun yanında emeğinin, gelirinin büyük bölümünü vergi [gerek dolaylı gerek dolaysız] olarak ödeyen vatandaş benzer şekilde geri bildirim, hizmet bekler! yoksa kendi devletinin vekilinin cebini doldurması, bankaları hortumlaması önlenemediği sürece bu önlemler hafif kalır. bu demek değildir ki vatandaş beklediği hizmeti alamadığında çalsın çırpsın, duyarsızlaşsın. fakat hizmet vermesi gereken devlettir. halk devlete hizmet etmek için değil, devlet halka hizmet için vardır!

türkiye bazında düşünürsek, klasik devlet anlayışının unsuru olan vatandaşların yurt topraklarında güvenli şekilde yaşamasını bile sağlayamamış bir devletten sosyal anlamda duyarlı olması nasıl beklenebilir?

bunun yanında tüm ekonomik pay içinde eğitime ayrılan payın ne kadarının gerçekten öğrenim amaçlı kullanıldığı şüphelidir. eğitim ve öğretimi iyileştirmek adına vatandaşlarından daha çok vergi isteyen devlet öncelikle özel eğitim-öğretim kurumlarına tanıdığı öncelikleri, yabancı-yerli özel sermayeye sunduğu karları hesap etmeli, tüketmekten, yozlaşmaktan nasıl kurtulacağını düşünmeli, halka öncelikle bunların hesabını vermelidir!
(bkz: 1982 anayasası)
madde 42

--spoiler--
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

MADDE 42. Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.

Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.

Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.

Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.
--spoiler--

"ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır." maddesi geçtiğimiz yıllara kadar, tamamen aykırı bir yapıda ilerlerken, buna uygun yapılanma adına adımlar atıldı. ilköğretim kitapları, parasız oldu. fakat yine de, diğer kırtasiye malzemeleri ve diğer ihtiyaçlar bakımından eksiklikler var.

1961 anayasasında, "Halkın öğrenim ve eğitim ihtiyaçlarını sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir." olarak geçen madde, 1982 anayasası işbu maddesinde "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz." olarak değiştirilmiştir.

türkiye'nin de imzaladığı insan hakları evrensel bildirisi'nde de işbu konu,

"Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. ilköğretim zorunludur. Teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. Yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır." maddesi ile açıklığa kavuşturulmuştur. ancak ne yazık ki; 19 Ekim 1992'de imzalanan bu prokolün mevzubahis maddesi açısından, bu 14 yıllık süreçte hiçbir gelişme kaydedememiş, ilkokul kitaplarını bile karşılayamayarak veya karşılamayarak, temel yükümlülüklerini bile yerine getirmekten aciz kalmıştır.
Butun egitimin parali oldugu gercegini gormemezlikten gelmek.
ne yazık ki asıl eğitimcilerimizin pek farkına varamadığı bir durum var. kutsal bir kavram haline getirdikleri "devlet baba -istemeden önce vermeyi bilmek lazım-", "vatan-millet-sakarya triosu" hamasiliklerinde yüzerken ve gariptir ki sivil toplum kuruluşlarının veya türlü öğrenci gruplarının eğitimin parasız -daha doğrusu fırsat eğitliğini ön plana çıkarır hale- getirilmesi yönündeki sloganlarını (?) korsan cd-kitap alma boyutuna indirmeleri komiktir. türkiye cumhuriyeti'ni ve bu eksende eğitimi küçük adımlar değil, büyük adımlar kurtaracaktır. vergi kaçırmak adına türlü haltları yiyen sermayedarların açtığı "mahmut üniversitesi" veya "seyidoğlu eğitim kurumları" türünden şirketlere göz yumup, meseleye her ne kadar sizin görüşlerinize uygun olmasa da bir bakış açısı getirmeye çalışan öğrenci gruplarının üstüne yüklemek bağcıyı dövmekle eş değerdir.
(bkz: yabanci dilde egitime hayir)
sözümona "sosyalizm" iddiasındaki halkçıların gerici ütopyalarının sloganlaştırılmış hali.
iki soru sorulabilir kendilerine bu slogana karşılık:
1) kapitalist bir toplumda, eğitimin bütünüyle parasızlaştırılmasının sonucu olan ekstra girdiyi egemen sınıf yine çalışan sınıfların sırtından telafi etmeyecek midir? çünkü sosyalizm iddiasına sahipseniz, değer üretimini emekte görmek mecburiyetindesiniz.

2) özel mülkiyetin, devletin, vatanın ve her türden anti-sosyalist ögenin kutsandığı burjuva eğitim, sınıflara ayrılmış toplumun devamı için bilinç şekillendirici, aptallaştırıcı bir işleve sahip değil midir?

sosyalistlerin, ucuz popülizme fırsat vermemesi ve her zaman uzlaşmaz biçimde sınıfsal ilke ve çıkarları savunması gerekir kendi iç tutarlılıkları için.

illa slogan istenirse şu ikisi önerilebilir:

(bkz: paralı/parasız burjuva eğitime hayır)
(bkz: eğiten-eğitilen ayrımına hayır)
parasız, bilimsel, eşit, demokratik eğitime evet!
-al bu başlığı al al al alll....
+noluyo ya bi dakka...şunu da söyliyim: bilimsel, parasız ve anadilde eğitime evet!!!...tamam, şimdi al...
-al al al al allllll....(iq 250, maşallah)
-şu filciyi de al içeri...al al allll.
(bkz: eğitim haktır satılamaz)
(bkz: paralı eğitime evet ama parayı öğrenciler alsın)