bugün

yazılar neden fransızca olum o zaman?
bu nasıl istanbul?
devranın sürekli döndüğünü gösteren durumdur. osmanlı zamanında arapça, sonrasında fransızca-latince vs şimdi gene arapçaya geri döndük. istanbulda özellikle bizim fındıkzade taraflarında türkçe tabela kalmadı her taraf arapça tabela ile dolu.
osmanlı devleti latin alfabesine geçmedi ama geçiş çalışmaları yapmıştır. sanıldığı gibi hiç latin harfleri bulunmuyor değildi - evet, garip bir cümle oldu-. ıı. mahmud döneminde bazı latin harfli belgeler bulunmaktadır. yurtdışı telgrafların, devletler arası yazışmaların orijinal dillerinin yanında osmanlı türkçesiyle de kopyaları bulunmaktadır. onun haricinde mesela balkanlarda osmanlı toprağı olan bir yer düşünün -daha sonra devlet olacak-, bu yerde yaşanan herhangi bir kayıt hem bölgenin kendi diliyle hem de osmanlı türkçesiyle kayda geçip ikisi de saklanmaktadır. arşivde bazı örneklerine denk gelinebilir, ben bir hocamdan görmüştüm. onun haricinde, yabancı uzmanların hazırladıkları raporlar da iki dillidir. özellikle son yüzyılda fransızcanın etkisi bir hayli fazladır. bu ne yazık ki dile de yansımış, o yüzden transkribi zorlaştırmaktadır. mesela karşılaştığım bir örneği söylemek istiyorum, ormancılık üzerine arşiv taraması yaparken bazı belgelerin iki dilli - fransızca ve osmanlı türkçesi- olduğunu gördüm, hatta birkaç belge sadece fransızcaydı. çevirisi ya yapılmamış ya da tasnif esnasında farklı dosyaya koyulmuş olabilir. uzun lafın kısası osmanlı latin harfine geçmemiş olsa da bu harflere uzak değildi. hatta kendi alfabesinde bazı sıkıntılar vardı, bundan dolayı da alfabe tartışması da yaşamışlardır. bu tartışmada getirilen önerilerden birisi de (bkz: enver paşa) tarafından yapılmış ve latin alfabesindeki gibi kelimelerin okunduğu gibi yazılması gerektiğini savunan (bkz: enver paşa yazısı) dır.