bugün

Osmanlı zamanında;

bir adam bir bayanın karşısına geçer ve der ki ;
"-Ey dilberi rana! Ey tesadüf-ü müstesna! O mahrem suratınızı görünce size lahza-i kalpten sarsıldım... Niyetim acizane-i taciz etmek değildir.. Bilakis efkar-i umumiyede ufak bir aile bacası tüttürmektir.. Sözlerim sizi temin ve tatmin edecekse şayet zevc-i izdivacınıza talibim!.."

Bayanın cevabı;

"-O mahrem suratınıza bir sille-i osmaniye nakşedersem sekte-i kalpten terk-i hayat edersiniz..." *
(bkz: taş devrinde çıkma teklifi)
destur var mı ?
(bkz: osmanlıda kızlar teklif ediyomuş)
''abin var mı?'' sorusu her kıza teklif edilmeden önce sorulacak ilk sorudur.

istersen osmanlı zamanında ol, istersen 21. yyda.

(bkz: ayağını yorganına göre uzatmak)
mendil atma yoluyla gerçekleşmiş olması muhtemeldir.
Be-namla Karnesa.
zatı şahanelerinle desti iztivaçımızı şahlanırmayı mümkün edebilirmiyiz.
osmanlı tokatını duyunca ''allah beni bir daha seviştirmesinki kötü niyetim yoktu. sadece, ikiz yatak alacaktımda tek yatılmaz diye.....'' saldırayvari bir savunma yapmak lazım.
istanbul ve izmir şehirleri dışında anadolu genelinde pek de gözlenen bir eylem değildi doğrusu. nezaket ön planda tutulmak koşulu ile çok çeşitli biçimlerde gerçekleştirile-bilirdi. bugün olduğu gibi o zamanlar da belli söz kurguları nerede ise klişeleşmişti ve ufak-tefek değişikliklerle şöylesi bir söylem ile başlardı;

"Gayem zat-ı alinizi taciz etmek değil, efkar-ı umumiyede muhabbet kurmaktır. Cevabı müspetiniz kalb-i hazalimi tamir-i temin edeceğinden, desti muhabbetinize talibim..."
reddedilişi de şöyle olacaktır: tip-i şeklinize baktım, allame-i cihanda böyle şakulu kayık görmedim. geçiniz desti muhabbetimi, ben size mi kaldım.
uff snne be beyn-i yoksun şeklinde cevap alınmış mıdır acaba?
nezaket tavan yapmış bir şekilde teklif edilirmiş en azından.
osmanlı zamanında dirty talking olayı henüz keşfedilmediği için, mutlak bir yalan üzerine kurulu tekliflerdir büyük ihtimal.
teklif usulünce yapılmazsa eğer aşağıdaki yanıtın alınması kaçınılmazdır.

+ o mahrem suratınıza bir sille-i osmaniye nakşedersem, sekte-i kalpten terk i hayat edersiniz.
- Ey tesadüfmüstesna! Ey dilber-i rana! cism-i cemalinizi görünce size lahza-i kalpten sarsıldım. Sözlerime itimat buyurursanız ve şayet sizi tatmin imkanı olursa istikbale matuf bedihi muhabbet dolu ve şüphesiz kalbi belagat ü fesahatli ab ı hayat kıymetli sohbetlerinize talibim! Niyetim, katiyen acizane i taciz değil bilakis, nihayetinde efkar ı umumiyede ufak bir aile bacası tüttürmektir.
meftunu olduğum tuti dilinizle kısa bir müddetliğine hasbihal etme şansını bana lütfeder misiniz ey cihanın en güzel şahanesi!
Arkasında şu zamanlara nazaran daha değişik duyguların ve niyetlerin olduğu tekliflerdir.

Zamane gençleri;, "çok hoşlanıyorum, ölüyorum, bitiyorum" vs vs. diye başlar, Teklif eder, kabul görür veya görmez. Kabul görürse;
aradan 1-2 ay geçer ve "yok elektirik alamadım, yok tenlerimiz uyuşmadı" vs vs. Bu zamana kadar olan olmuş, tenler uyuşmadığı halde(!) hacetler giderilmiş, nefis denilen olgu doyurulmuştur. Ayrılınır. Yeni baştan "ölüyorum, bitiyorum, geberiyorum".....

Peki eski zamanlarda nasıldı?

Aşık olunur, çeşitli kişiler vasıtası ile (komşu, ortak arkadaş, kız kardeş, kuzen vs.) haberler gönderilir, karşı tarafın da gönlü var ise mektuplar ile konuşulur, bir uyum söz konusu ise isteme, evlenme düğün vs. vs.

Hani köroğu demiş "delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu" diye, buna benzer şekilde "internet yayıldı, kültür bozuldu, nefis bozuldu, gençlik bozuldu".

karşı çıkacak olanlara not: Anneniz-babanıza sorun nasıl evlenmişler? el-ele kol kola gezmeleri kolay mıymış?
bir afet-i yekta ki;
o gözleri ahu önünde,
diz çökmekten billah,
er de çekinmez, tay da çekinmez.

görsel