bugün

ceyl'an ertem'in ütopyalar güzeldir albümünün 6. şarkısı. sözleri:

saçlarım vardı siyah
saçlarım vardı kırmızı
saçlarım sarıydı ya görmüştün orda
ellerim nereye çiçekler oraya
sardunya kadar arsızdım ya görmüştün kuytuda
çingenenin rock gırnatası
beyoğlu'nun gece vardiyası
omzum, dudağım cazdı
otellere bakarken yiyorduk tokatları
inanmazdık anahtarlara
çıkamazdık balkonlara, çamaşır ipi olmayanlara
aylar yıllar baktın ya, yürüyorduk yıldızlarda
yorgun düşüp beyoğlu'nda
uyuyorduk mezarlarda
hala saçlarımda çiçekler
ama görmüyorsun
hala mevsim ve nevresimler
artık görmüyorsun
şimdi görmüyorsun

çok güzel be. cennetin ırmakları ve ütopyalar güzeldir'den sonra albümün iyi şarkısı.
neden yanlızım diye sordum tanrı ya !

senin ağacından orman olmaz dedi bana..
türkiye'nin en büyük kayıplarından. bence. ekosistemi ve ormanları ölmüş bir ülke, ne yapabilir ki?
ormanlıktan çıkıp imara yolu açılan doğal bölgelerdir.

http://www.thelira.com/ha...19972/ormanlara-imar-yolu
üzerine ihtisas yaptığım konudur.
dünyanın % 30 u ormanlarla kaplı.

ülkemizdeki oran % 27.

bir ülkenin orman bakımından zengin sayılabilmesi için % 30 orana ihtiyaç var.

dünyanın oran olarak en zengin ülkesi surinam; oran % 90 dan fazla.

alan olarak rusya önce. tayga ormanları
binlerce yılın bilgeliğini besleyen, ağaç ruhlarının gerçekleri fısıldadığı ve doğanın tüm gizemini sakladığı yer.
huzuru bulmanın, ruhu beslemenin başka bir adı.
ormandayken zaman durur, maneviyat konuşur sadece.
Beşiktaş başkanının soyadıdır.
ahmet haşim şiiri:

"Su değil, mevsimin havâsı akan,
Duyduğun; yaprağın, dalın sesidir.
Suda yıldızların parıltısıdır
Bu karanlıkta bâzı bâzı çakan."
fantezi amaçlı kullanılabilecek mekanlardan.

derin ve tehlikeli.
ülkemin dört bir yanını çevirmesini istediğim yaydığı oksijen ve dieğr yönden endüstri ormanı dediğimiz aynı tür ve sanayide kullanılan ve yerine yenisi dikilebilen türdür.
küçükken ormanların içinde kaybolmayı çok severdim. o sonu bucağı gözükmeyen yeşil ve yükselen ağaçlar,
gittikçe yükselen dağlara tırmanmak veya sonrasında büyük bir hızla -elime aldığım iki sopayla dengemi sağlayarak- aşağı inmek hayatla dans etmenin ta kendisiydi benim için. her seferinde iki-üç adım sonrasını düşünür, sağlı sollu ilerleyerek zirveye varmanın tek yolunun yüksekliği takip etmek olduğunu bilir ve dağlara düz yolda yürür gibi çıkardım. tüm bu manevralar, kondisyon ayarlamaları ve seçenekler (çalılıkların arasında mı yoksa dik kayalıklardan mı gibi seçenekler) hayatın basit bir minyatür haliydi.
ve hepimizin bu hayatta başarılı olduğumuzu görmeye ihtiyacı vardı.
otun ağacın ve hayvnların bol olduğu dinlenme mekanıdır.
görsel
Dünyadaki ormanların yaklaşık yüzde 25’i Sibirya’da bulunur ki bu alan ABD’den daha büyüktür. Bu ormanlar Rusya’yı dünyanın en büyük oksijen üretim merkezi haline getirmektedir.
insana huzur verendir. ne zaman bir ormana gitsem veya sık ağaçların olduğu bir bölgede yürüsem içimi tarifsiz bir huzur kaplıyor. kurumuş ağaç yaprakları, nemli bir taban içimdeki bir mekanizmayı canlandırıyor sanki. toprağı sevmek lazım, saygı duymak lazım. bizi betonlara muhtaç eden modern dünya utansın.
Tüm dünyada her gün 400.000 hektarlık orman alanı yok oluyor. Türkiye’de her yıl 20,000 hektarın üzerinde orman alanı yok oluyor.
--spoiler--
Türkiye'de ormanların yüzde 64'ünde erozyon yaşanıyor.
--spoiler--
tek başıma kaldığımda bana ürkütücü gibi gelen yer.
Bir ülkenin akciğerleridir. Ormanlar şaşırtıcı bir şekilde ağaçların bitişik halde dahi yetiştiği doğal yaşam alanlarıdır. Her insan için ormanları korumak bir vazife olmalıdır.
türkiye gerçekten de ormanlarını en hızlı tüketen ikinci ülke mi http://dogrula.org/turkiy...inci-ulke-oldugu-iddiasi/
şöyle minikleri de vardır. yerim...

görsel
görsel
Korumak için ilginç önlemler aldığımız doğa harikası. bir dönemin çocuklarına baltalar elimizde şarkısı ormanları korumak için yasaklanmış.
400 ağaçtan oluşan bir orman yaklaşık 20 kişinin nefes almasına yetecek oksijeni üretir.