bugün

karşıma geçmiş pis boğazını doyuruyordu.
onu son gördüğümde
ıslak kaldırımlarda dönüşü imkansız yollar çizip
umarsızca şarkılar söylüyordu

ve hava akşama çalıyordu
kızıl ağaçların gölgeleri yankılanıyordu
bir limanda yakıyordu martı çığlıklarını
karnına çekip dizlerini
sancılı bir gidiş bırakıyordu yerine

onu son gördüğümde
tüm ıssız yalnızlıklarından sıyrılmış
batyışına doğru yol alıyordu güneşin

marta*