bugün

Radyo tiyatrosu olarak Youtube'da dinlemiştim. Çok güzeldi.
unutulmaz bir agahta christie başyapıtı. dünyanın en iyi polisiye romanı.

daha önce pek çok kez okumama rağmen, en son okumamın üzerinden epey zaman geçti. yakın zamanda tekrar okuyacağım. sonunu bilsem de, olay örgüsü ve senaryo o kadar muazzam ki, her okumada aynı hazzı veriyor.

--spoiler--

cinayetlerin şiire göre işlenmesi, her ölümden sonra on küçük zenci biblosunun birer birer kaybolması, adada atmosferin ve karakterlerin gerginliği, fırtına, mahsur kalma, anlam verilemeyen küçük ama önemli olaylar, karakterlerin iç hesaplaşmaları, psikolojik betimlemeleri, fırtına öncesi sessizlik anının o gergin atmosferini muhteşem hissettirmesi vs tam anlamıyla harikulade. yargıç wargrave o kadar zekice planlamış ki her şeyi, acaba hercule poirot olsaydı, bu vakayı çözebilir miydi çok merak ediyorum. hercule poirot insanüstü bir zekaya sahip olmasına rağmen, on küçük zenci'deki olay çok ama çok zekiceydi. yargıç ve lombard favori karakterlerimdi. lombard, dr. armstrong ve blore'nin birlikte takılmaları, adayı araştırmaları kısmı çok iyi ve heyecanlıydı. yargıcın sakinliği çok iyiydi. uşak rogers'ın her şeye rağmen işine aynı azimle devam etmesi çok iyiydi. lombard, armstrong ve blore'nin sürekli birbirinden kuşkulanması çok iyiydi. gerçi lombard sadece yargıçtan şüphelenmişti ve bingo. ama yargıç kendini öldü gösterince, kuşkularının yersiz olduğunu sandı, blore'den kuşkulanmaya başladı. blore de ölünce ve doktor da bir önceki gece kaybolduğu için, adada kendisi ve vera'dan başka kimse kalmayınca, dr. armstrong sandı katili ve evde bir yerde saklandığını düşündü. zaten vera da en başından beri doktordan kuşkulanıyordu. ama daha sonra doktorun cesedini de denizde kayaların arasına sıkışmış bulduklarında şoka uğramışlardı. çünkü adada kendisi ve vera'dan başka kimse kalmamıştı. ama hayır. yargıç onları evde bekliyordu.

her sayfası heyecan dolu. tempo hiç düşmediği gibi, artarak ilerliyor. bazı bölümler sadece üç satır. hatta iki cümlelik bölümler bile var. önemli bir detaya vurgu yapılan o kısacık bölümler bile heyecanlıydı, çünkü şaşırtacak bir olayın dikkatini çekiyordu.

karakterlerin adaya gelişleri de çok güzeldi. trenle geldi çoğu. uzaktan birbirini görenler oldu. indikten sonra birlikte adaya geçtiler. karakterleri yavaş yavaş tanımaya başlıyoruz burada.

her bölümün çok heyecanlı olmasına rağmen, benim en heyecan duyduğum bölüm, yargıcın öldüğünü sandıkları ve yargıcı saymazsak adada sadece lombard, vera, blore, dr. armstrong kaldığını sandığımızda, gece yatağında blore'nin olayları baştan düşünerek çözmeye çalıştığı ama bir sonuca varamadığı sırada, kapısının önünde hafif bir ses duyduğu, ürktüğü, ne olursa olsun dışarıda dolaşanın kim olduğunu öğrenmeyi istediği ama kapısını açmanın büyük bir delilik olacağını düşündüğü bölümdü. kapıyı açıp açmamak konusunda kararsızlık yaşarken, "katil kim" sorusuna cevap bulacağı için, ne olursa olsun kapısını açmaya karar verip, holde birinin gölgesini görüp kapıyı açıp dışarı çıktığını görmüştü. ama kim olduğunu görememişti. ama bu kişinin hesap etmediği bir şey vardı, o da şu anki yatak odalarından biri boş olmalıydı. bu boş oda, katilin kim olduğunu açıklayacaktı. lombard ve vera odasındaydı, ama doktor armstrong'un odası boştu. demek ki dışarı çıkan ve dolayısıyla katil olan kişi doktordu. ama o gece doktorun izini bulmak için adayı karış karış arayan blore ve lombard, doktordan bir iz bulamazlar. öldüğünü düşünürler ama bu saçma gelir. çünkü blore onu dışarı çıkarken gördü, lombard ve vera ise odalarında yatmaktaydı, o halde doktoru kimse öldüremezdi. vera en başından Beri doktordan şüpheleniyordu ve onun adada bir yerde saklandığını düşünüyordu. üçü de daha güvenli olur diye artık eve girmemeye, dışarıda kalmaya karar verdiklerinde, yemek yemek için blore eve gittiğinde, pencereden atılan mermer bir saat ile başı ezildi. gürültüyü ve çığlığı duyup eve doğru koşan vera ve lombard, blore'nin cesedini görünce, doktorun evin içinde bi yerde saklandığına kanaat getirdiler. ama hayır, evdeki yargıçtı. o gece kendini öldü gösteren yargıç, doktoru da kandırıp iş birliği yapıp katili yakalayacaklarına inandırmış. o gece doktorun dışarı çıktığını görmüştü blore. yargıçla dışarıda buluşacaktı. ama yargıç onu uçurumdan aşağı, azgın dalgalara itmişti, sonra eve usulca girip odasına çekilmişti. lombard ve vera katilin doktor olduğuna emin olduğu andan kısa bir süre sonra, denizde kayaların arasına sıkışmış bir şey görüp, yakınlaşıp, bunun doktorun cesedi olduğunu gördüklerinde, gözlerine inanamadılar. sonra ikisi de katilin diğeri olduğunu sandı doğal olarak. vera lombard'ı kandırıp silahını aldı ve lombard'ı tam kalbinden vurarak öldürdü sahilde. sonra tüm bu olayların verdiği psikolojik ruh haliyle ve gerginliğiyle, aklı yerinde değildi. sarhoş gibiydi. eve gidip odasına geldi. tavandan sarkan ipi ve altındaki sandalyeyi görünce, içinde bulunduğu ruh halinden dolayı gidip kendini astı, yargıç da sandalyeyi altından çekip duvara dayadı.

yargıç her şeyi kusursuz tasarlamış. agatha christie'nin bu şaheserine şapka çıkarılır. aranızda okumayanlar varsa mutlaka okuyun, okutturun.

--spoiler--
gelmiş geçmiş en iyi polisiye roman.
Bu kitabın ismine bile duyar kasmışlar ve kitabın ismini on kişi olarak değiştirmişler ama kitabın orjinal ismi on küçük zenci.
Daha önce çok yazdım. Dünyanın en iyi polisiye romanı.
görsel
görsel
görsel

Agatha Christie'nin On Küçük Zenci romanı "On Kişiydiler" ismiyle raflara geliyor.

Yeni baskı uzun süredir kullanılan "zenci" kelimesini terk ederek romanın ABD başta olmak üzere çeşitli ülkelerdeki baskınlarında olduğu gibi kelimeyi "asker" ile değiştiriyor. On Kişiydiler romanı 4 Şubat'ta piyasaya çıkacak.

http://www.ranini.tv/habe...n-kisiydiler-ismiyle-rafl
Yayım haklarını elinde bulunduran Altın kitaplar yayınevi'nin agatha christie'nin hemen hemen bütün eserlerinde olduğu gibi yıllarca kısaltılmış hâlini bastığı, türkiye'de ancak 2018 yılında -yine altın kitaplar tarafından- tam metni yayımlanan romandır.

192 sayfalık semih yazıcıoğlu çevirisi eksik, 224 sayfalık çiğdem öztekin çevirisi ise tam metindir.
Kitabı bugün alabildim fakat kitap öyle bir gizem ve akıcılıkla yazılmışki 6 saat içinde yerimden kalkmadan soluksuz bir şekilde okudum ve bitirdim. Agatha'nın "kuzey ekspresi'nde cinayet" kitabını okumuştum önceden ve çok beğenmiştim. Sadece sonu çok tatmin etmemişti. ---spoiler--- yani katilin tek bir karakter olmasını yeğlerdim ---spoiler---

Fakat on küçük zenci bambaşka gerçekten.

---spoiler---

Son mektup bölümüne kadar hala katilin kim olduğunun bilinmemesi beni doğaüstü güçlerin olduğuna ikna etmişti neredeyse. Mektup kısmında her şeyin detaylıca anlatılması benim gibi salaklar için çok güzel bir fonksiyon. Ters köşenin ters köşesi.

---spoiler---
En sevdiğim Agatha kitaplarından biri.
50-60 tane kitabını okudum ama hala ilk tavsiyem bu kitaptır.
Gelmiş geçmiş en iyi hikayeye sahip polisiye-gerilim kitabı. Yazar zaten hep sürpriz sonlarıyla belli ediyor kendi hayal gücünü. Edebi açıdan iddia içermeyen fakat hikaye açısından çok özgün bir roman. Ben kitabı lisedeyken okumuştum, bugünse üç bölümlük dizisini bitirdim. Dizide farklılıklar vardı fakat gayet güzel gerilim duygusu yansıtılmıştı.
yarida birakip uc bolumluk dizisini izledigim kitaptir.
dizinin ismi and then there were none.
bir solukta izlenen akici bir hikaye.
agatha christieden beklendigi gibi.
kızlar lütfen, sandığınız gibi bir kitap değil.
Biri benim, evet.
adada birisi öldükçe şöminenin üzerindeki 10 küçük zenci heykeli tek tek kayboluyordu.
ismini ilk duyduğumda ironik bir kitap falan sanmıştım. Söyleyen kişi de o anlamda bir kitap okuyacak birisi değildi. agatha christe'nin olduğunu öğrendim ama yine de ısrarla "bu niye böyle bir şey yazsın ki" diye düşündüm. Polisiye alanında bir eser olduğunu öğrenince neden hep zenci üzerinden gittiğimi düşünüp utandım. Neyse güzel kitaptır.
daha önce yazdım gene yazıyorum. gelmiş geçmiş net en iyi polisiye romandır. üstüne daha iyisi yapılmadı, yapılmayacak.
Polisiye kraliçesi Agatha Christie tarafından yazılan kurgusu muhteşem olan bir kitap. Yazar her zaman ki gibi katili çok iyi saklıyor. Polisiye kitabı sevmeyenlerin bile ilgisini çekebilecek, bir solukta okunacak bir eser.
Dünyanın en iyi polisiye romanı.

"masanın üzerinde sadece 6 küçük zenci biblosu kalmıştı"

Tek tek ve sırayla gitmeleri harika bir gerilim katmıştı.
Acaba katil kim beş zenci biblosu kaldı...
Daha iyisi hâlâ yok. En iyi polisiye gerilim romanı.
Harlem`de bu kitabu bu isimle alamazsaniz.
bu şey değil mi, bunların hepsini zenci yap!?
Agatha Cristie'nin romanlarinda asla katili bulamiyorum.(11 tane kitabini okudum) 80 tane polisiye romani olan efsanevi yazarın çok iyi kurgulanmış kitaplarından biridir.

''Insanlar yalanlara gerceklerden daha kolay inanirlar.'' cümlesini içinde barındırır ayrıca.
görsel
Agatha okuyun , okutun.
Ilk kitabıdır. Oldukça sürükleyici.
güzel bir polisiye roman. radyo tiyatrosunu da tavsiye ederim.

https://www.youtube.com/w...?v=wAvmJmrYehc&t=336s
güncel Önemli Başlıklar