bugün

(bkz: temizliğe önem veren elit beyler)
Kadınların her daim arzuladığıdır.
Bir erkek olarak bana bile çekici geliyorlar.
Hatunlar ne yapsın. swh.
Birisi otuza olgun demiş. saçmalamayın rica ediyorum, otuz yaş çıtırdır. bir iki seneye olgun olarak anılmayı kabul etmiyorum... olgun erkek ise mesela yasak elma doğan falan gibi bir şey olmalı.
olgunlukla ihtiyarlık birbirine karıştırılıyor. elli sonrası ihtiyarlıktır. ama otuzdan kırka kadar spor geçmişi olan, kariyerinde ilerlemiş, yapıp ettiklerini madde madde yazdığında bir a4'ü doldurabilen, yatakta ne istediğinin gayet farkında, düzgün diksiyonlu, şivesiz, akranlarından lafla sözle değil baya baya nesnel sonuçlarla önde biri sahip olduğu bu niteliklerle doğal olarak çekicidir.

genel olarak erkekler otuzuna kadar çocuksudur. çocuksuluk tiksindirici bir şeydir. çekici değildir. kafa karışıklığıdır. tabii olarak pek ciddiye alınmaz. sıradan bir gelişim izlerse zaten bi sike derman olamaz; herkesin yaptığını yapıp kapkara bir amın peşinde yıllarını geçiren bir erkek otuzuna geldiğinde neyle karşılaşacağını bilmez. her şeyin önce değerlisi kapılır. arta kalan çer çöp için savaşan bir erkek zaten kaybetmiştir. yirmiden otuza kadar erkek biriktirmeli, denemeli, çok ama çok çalışmalı. çünkü hikayesi daha başlamadı bile. gerçek bir erkek olup olmadığı sınanıyor yirmiden otuza kadar. iş seçimi, kariyer yolu, atakları, girişimleri, eserleri, entelektüel kapasitesi, spor temeli, bitirdiği okullar, bildiği diller, öğrenme azmi, yeniden deneme cesareti, uzlaşı kabiliyeti, dostları, güncelden uzak durabilme yeteneği, manipülasyona, yalan dolana olan mesafesi, her şeyi bu yaşlarda temellendiriliyor. yirmiden otuza kadar erkek çocuktur. çocuksu bir heyecanla hareket eder. neyse ki çok hata yapar. bu hatalar onu büyütür, eğitir, yenilerse ve yarına dair bir umutla hareket etmeye zorlarsa o erkek kaybetmez.

hayat karışık ve edilgen bir yapı; ona ne verirseniz karşılığını misliyle verir. çalışır, üretir, yeniden dener, yorulunca vazgeçmez ama dinlenmeyi öğrenirseniz otuzunuzdan sonraki hayatınız kendi emeğinizle yarattığınız bir hak edilmişliği içinde barındırır ve doğal olarak güçlenirsiniz. kaslarımız, paramız, boyumuz posumuz bizi güçlü kılmaya yetmez. dehamız, zekamız ve yeteneğimiz bile bizi güçlü kılmaya yetmez. bu özellikler üzerine çalışmak gerekir. dehanı, zekanı ve yeteneğini eğer varsa eğitmelisin. onları silah gibi kullanamazsın. onları kötülüğe, pisliğe, karanlık tarafa yöneltme. onları türün gelişimi için herkese sunacağın eserlere dönüştür. sanata dönüştür. bilime dönüştür. spora dönüştür. insan eğer yüksek bir karaktere sahipse dönüşür. ancak bir taş parçası öylece kalmakla gururlanır. herkes değişir. herkes öğrenir. herkes gelişir. eğer gerçek bir insansa açıktır bu hallere.

yirmi ve otuz arası erkekler savrulup dururlar. savrulmalılar da. bir erkek gerçekten yıkılıp yıkılıp yeniden yapılabilecek kadar eşsizdir.

kadınların aksine zaman erkeğin lehine işler; kadın için geçen her gün eksi olarak yazılırken, gençlik silahını kadın erkekten daha sert ve güçlü kullanabilirken, gençlik bitmeye başladığında ve ortamdaki en büyük kadın olmak biraz can sıkıcı hale geldiğinde işler değişir. ilgi hep azalır. bugün bikaç meriç vardır. yarın olmayacaklar. erkekler için tam tersi. erkek önce çok çabalamak zorunda; yaşı genç, toy, şöyle böyle bir işi var, üç beş kuruş, henüz yeni başlıyor. eğer gelişimin ömür boyu devam edeceğini fark etmişse sırtı yere gelmez. gelmeyecek. inanın gelmeyecek.

"olgun" kelimesi biraz hatalı tanımlanıyor. bilakis. eğer gerçekten onları fark ederseniz diğer yaşıtlarından daha başka bir mental halde olduklarını görürsünüz. daha sevecen, daha ılımlı, daha barışık, daha net, daha gerçekçidirler. güç doğal olarak böyle bir sonuç yaratır. güçlü ve romantik olunmaz. güçlü ve öfkeli olunmaz. güçlü ve kaba olunmaz. güçlü ve yalancı, riyakar, müfteri, asalak olunmaz. güçlü bunların hiçbiri değildir. güçlü kibardır. güçlü dürüsttür. güçlü sevecendir. güçlü gerçektir.

erkekler kendi güzelliklerini fark etmeliler. bir penise sahip olmanın aşağılandığı bir çağda yaşıyoruz; erkek olmak kısmen suç. erkek gibi hissetmek, erkek gibi davranmak, erkeksi olmak hastalıklı bir şeymiş gibi algılanıyor. değil. erkekler herhangi bir yabancı maddeye ihtiyaç duymadan bile güzel olabilecek kadar seçkin mahluklardır. sahip olduğumuz her şeyi, dehanın kökünü, sanatı, bilimi, medeniyeti biz erkek aklına borçluyuz. erkek sabrı yaptı bunu. erkek azmi. erkek direnci. erkek gücü. erkek tahayyülü. erkek vizyonu. erkekler hayal etti mars'ı. orada olmayı erkekler hayal etti. sahip olduğumuz bu şeyi kaybetmemeliyiz. asla erkek olmaktan, erkek gibi hissetmekten, penisimizden, daha net olmaktan, daha belirgin olmaktan, daha güçlü olmaktan utanmamalıyız.

sevgili kardeşlerim lütfen kendinize saygı duyun. lütfen sizi aşağılayan, sizi mukayese eden, size karşı hoyrat, size karşı saygısız kadınlardan uzak durun. kapılır giderseniz ayıldığınızda devasa hatalar yapmış olarak bulursunuz kendinizi. bir köle gibi. hak etmiş bir köle gibi sadece onun istediklerini yapan, sadece instagramdaki bir post olursunuz. emir alan, hemen inanan, özü merak etmeyen, muhakeme yeteneği körelmiş, yalancı, saçma biri olmayın. aileniz düşmanınız değildir. aile bağlarınızı sağlamlaştırın. dostlarınız sizi kıskanmaz, dostlarınız sizin kuyunuzu kazmaz, dostlarınız sizinle alay etmez, arkadaşlık değil dostluk kurun. lütfen çok ama çok çalışın. sporunuzu yapın. sağlam bir vücut biçok şeyin cevabıdır; disiplinli adamın vücudu olsun içinde yaşadığınız et ve kemik yığını. entelektüel anlamda da gelişin. tecrübelerinizi anlatmaktan sakın çekinmeyin. ötekinin bilmesi sizden bir şey eksiltmez. paranızı, sofranızı, kalbinizi, sevginizi, dostluğunuzu, bilginizi paylaşın. domuz gibi yiyerek, mal mülk yığarak, haksızlık yaparak, herkesi düşman sanarak hayat geçmez.

o gün gelecek. insanın neler yapıp ettiğini sorguladığı o gün gelecek. birileri diyecek ki; "şükürler olsun çok çalıştım, yoruldum dinlendim ama değdi. şunları şunları yaptım. hayattan aldığımı misliyle hayata verdim. iyileştirdim, büyüttüm, besledim, öğrettim, iyileştim, büyüdüm beslendim öğrendim. elimden geleni ve elimden gelenin fazlasını yapabilmek için çabaladım. kazandım." birileri de diyecek ki; "melisa beni neden aldattı, keşke o arkadaşıma güvenmeseydim, battım, yeniden evlendim, bu çocuk acaba benden mi? karım neden beni aşağılıyor, koltuk takımlarını değiştirecek param yok ama istiyor, ben iyi bir erkek değil miyim? çocuklarım beni neden ciddiye almıyor? bana neden kimse nasıl olduğumu sormuyor? keşke o kitabı ben yazsaydım. keşke o filmi ben çekseydim. keşke kabul etseydim. keşke bi şans daha verseydim. keşke dinleseydim. keşke görseydim. keşke anlasaydım. keşke okulu bitirseydim. keşke başka bir bölüm okusaydım. keşke milletin gözüne girmek için değil de yeteneğime göre bir iş seçseydim. keşke bikaç çocuk okutacak kadar param olsaydı. keşke instagram denen orospu yuvasında bütün gün am kovalamasaydım da daha düzgün ilişkiler kursaydım. yakalayamadım da zaten kimseyi. yakaladıklarımsa herkesle sikişen tipler. karım acaba beni gerçekten seviyor mu yoksa muhtaç olduğu için mi yanımda? beni gerçekten hiç seven oldu mu? beni merak eden? benim için endişelenen? benim adıma sevinen? beni de düşünen? keşke yapsaydım ve yapmasaydım. keşke o kapıyı bi daha çalsaydım. keşke iftira atmasaydım. keşke yalan söylemeseydim. keşke ona onu çok sevdiğimi söyleseydim. keşke anne ve babama daha saygılı davransaydım. çocuğumun başını okşasaydım keşke. keşke yarına dair bir umudum varken siktir etmeseydim nihilist bir hastalığa yakalanmadan önce yapılması gerekenleri. keşke bir kez olsun ilk adımı ben atsaydım. keşke paramı daha iyi yönetseydim. keşke hiç sigara içmeseydim. uyuşturucu, alkol, hiç tüketmeseydim bunları. biraz daha zevk için, uyuşmak için keşke bu kadar sapıtmasaydım. sadakatsizlik yapmasaydım keşke. planlara, programlara, onlar uğruna çalışmaya inansaydım keşke. hayatın benden büyük olduğunu kavrasaydım keşke. keşke kaybeden romantiği oynamasaydım çünkü gerçekten ona dönüştüm günün sonunda. keşke ağzımdan çıkan yalanın nelere mal olduğunu düşünseydim. o yalanı hep tekrar etmek zorunda kalacağımı bilseydim. riya döngüsünden çıksaydım keşke. kendimi mahkum ettiğim bu kuyu hayatımı içine çekecek. ben hep yalan atmak zorunda kalacağım artık. gerçekliğimi, netliğimi samimiyetimi kaybedeceğim. kimse bana saygı duymayacak. yapıp ettiklerim evlatlarımdan çıkacak. iftira mı attım? evlatlarım da iftiraya uğrayacak. belki tecavüzcü, belki hırsız diyecekler onlara. ne ettimse onu bulacağım. hayat benden büyük. yapıp ettiklerim ayağıma dolaşacak. hep aynını tekrar etmek zorunda kaldığım o yalanlar gerçekliğimi yiyip bitirecek. artık duramam. oradan dönemem. keşke daha düzgün biri olmak için çabalasaydım. keşke insanların benim düşmanım olmadıklarını, yapma etme diyenlerin kıskanmadığını bilseydim. keşke o renkli yaz günleri geçtiğinde, lehime olan o gülüşmeler sustuğunda, içinde yaşadığım ve çok alıştığım toz bulutu dağıldığında ortaya çıkacak pislikte benim pisliğim olmasaydı. ben keşke daha iyi bir insan olmak için çalışsaydım. netliğimi kaybetmeseydim. kalbimde olmayan hiçbir şey ağzımdan da çıkmasaydı keşke. daha en başta kalbimi korusaydım keşke. keşke o teklifi kabul etseydim. ne gerçek ne değil bi daha düşünseydim. iki üç saatlik hazlar için sonrasındaki kahrı göze almasaydım keşke."

milyonlarca, milyonlarca ve milyonlarca keşke. bazı hayatlardan geriye sadece bu lanetli kelimecik kalır. "keşke."

ama gerçek bir erkeğin; "iyi ki"leri vardır. iyi ki. gerçek bir erkek olun kardeşlerim. karanlık bir çağı tecrübe ediyoruz. mış gibinin hakimiyetindeki bir çağ. gerçeklikle bağımız kopmadan mutlu olamayacağımız söyleniyor bize. ne kadar farklı görünürsek o kadar dikkat çekermişiz. ne kadar saçmalarsak o kadar zekiymişiz. ne kadar çok insan varsa etrafımızda o kadar değerliymişiz. ne kadar çoksak o kadar güçlüymüşüz.

bunlar yalan. inanmayın. geleneksel çalışma biçimlerinin dışına çıkmayın; çok ama çok çalışın. yorulunca dinlenin. bırakmayın. kendinizi yenileyin. dostlar edinin. aynı ideale sahip insanlar daha iyi anlaşır. kan bağı gibidir aradaki şey. aynı dilde konuşurlar. yanlış anlamazlar birbirlerini. kıskanmazlar. nefret kusmazlar. aynı sınırı koruyan askerler gibidirler; birinin canı yanarsa diğeri de mutlu olamayacağını bilir.

geçen gün tekrar izledim. benim için çok çok çok önemli bir film. 300 spartalı. filmde, sanırım kırkıncı dakikada müthiş bir diyalog yaşanıyor. persli elçi büyük büyük cümlelerle o sırada duvar ören spartalı askerlere onları kırbaçlamak için yükselen kolu kesilince öfkeyle diyor ki; "bugün öğlene kadar sizler ölmüş olacaksınız, çünkü pers imparatorluğunun bin ulusu üstünüze çullanacak, oklarımızsa güneşi engelleyecek." spartalı da şöyle cevap veriyor; "o zaman gölgede savaşırız."

bu küçük cümlecik, bir zihniyet ifşasıdır. bakılan yerin, durulan yerin, büyütecin tutulduğu yerin ifşasıdır.

"o zaman gölgede savaşırız." edilgen bir yerden, büyüklenmeden, bilgece kurulmuş bir cümleciktir bu. dikkat edin bak; "güneşimizi engelleyemezsiniz" demiyor. "evet oklarınız güneşimizi engelleyebilir ama o zaman gölgede savaşırız" diyor. "şart ve koşullara uyumlanırız. güneşe, aydınlığa, bizim lehimize gelişen ve gelişecekmiş gibi görünen durumlara sığınmaz, ağlanmaz, bırakıp kaçmaz, aleyhimize işlese bile hayatı ve mutlak sonu olduğu gibi kabulleniriz. kazanmak için aydınlığa ihtiyacımız yok. kazanmak için itaat etmeye ihtiyacımız yok. kazanmak için başımızın okşanmasına ihtiyacımız yok. güneşimiz giderse geriye kalan karanlıkta da var olabilir, oradan da ayağa kalkabilir, oradan da başlayabiliriz" diyor.

müthiş bir sahne. dehşet verici bir sahne. hakikaten bir zihniyetin ifşası. büyütecin tutulduğu o yeri gösteriyor bize; özgürlük. sihirli kelime.

sevgili kardeşlerim o zaman gölgede savaşın. karanlık çöktüğünde, o gün geldiğinde, hatalarınız artık sizi kıpırdayamaz hale getirdiğinde, kendinizi bıkmış, yorgun, yalnız hissettiğinizde gölgede savaşın. hayatın sizden büyük olduğunu kabullenerek, onun edilgenliğini asla unutmadan, ne yapar ederseniz muhakkak ama muhakkak, vallahi ve billahi karşılığını misliyle iyide ve kötüde göreceğinizi asla unutmadan yaşayın.

kimileri; "allah" diyor, kimileri; "sistem" kimileri; "karma." fark etmez. içinde yaşadığımız bu boşluk öyle bir etki tepki dengesine sahip ki şaşırırsınız. dikkatli bakın göreceksiniz. ne ettiyseniz bulacaksınız. göreceksiniz. anlamak için biraz durup düşünün. çalmayın, sizden de çalarlar. arkadan iş çevirmeyin size de yapılır. dolandırmayın, hak yemeyin, dedikodu yapmayın. iftira etmeyin çoluğunuzdan çocuğunuzdan çıkar. muhatap affetse allah affetmez. onlara da iftira atılır. gerçeği örtmeyin. sizin de gerçeğinizi örterler. kimseniz kalmaz. inanın kalmaz. yalan söylemeyin sizi de kandırırlar. aldatmayın. yanınızda uyuyan kadının karnında kimin çocuğu var bilemezsiniz. mış gibi yapmayın. ön kesmeyin, hak etmişi ezmeyin. düşmanınız bile olsa hakkını verin. her şey yansıyacak. ne yaptınızsa önünüze gelecek. dev bir ayna bu.

yirmilerinizden otuzunuza kadar kendinizi biriktirin. çalışın. öğrenin. entelektüel açlık doğal gelişir. eğer gelişmediyse kendinizi buna mahkum bırakın. kendinize hedefler koyun. "bu yıl otuz kitap okuyacağım" deyin örneğin. ya da; "bu ay sporumu hiç aksatmayacağım." özenerek yaşayın.

bir biyografiyi dikkat çekici kılan tek şey başarısızlıkla başlamasıdır. çünkü sonu başarıyla bitmiştir. eğer sonu başarıyla bitmeseydi sokaktaki adam olacaktınız. başarısızlıklarınızı, hezimetlerinizi, yıkıntılarınızı sahiplenin. yaralarınızı sahiplenin. müthiş bir netlik ve dürüstlükle anın onları. kimse sandığı kadar eşsiz değil. güçlü değil. güzel değil. ama sandığı kadar kötü, çirkin, başarısız da değil.

ne yapmalısınız?

1, çok çalış. ama insan gibi değil. hayvan gibi. tarlaya sürülen bir hayvan gibi. kan ter içinde kala kala. çok. rakiplerinden önce uyan. eğer yapamıyorsan uyku saatlerini en verimli olduğun şekilde düzenle.
2, umutsuzluğun sapkın bir keyfi vardır çünkü başarısızlığı çok destekleyen bir kültürde büyüyoruz. bu tuzağa düşme. sakın düşme. kaybedeni oynama. yeteneğine dehana zekana saygı duy. onu eğit. onu bir çocuk gibi büyüt.
3, çok oku. çok yaz. çok dinle. bilhassa başarmış kişileri dinle. sus otur yanlarında. sorular sor. onların hikayelerinden bir şeyler kapmaya bak. babanı dinle, neyi nerde doğru yaptı. anlamaya çalış. anneni dinle. neyi nerde doğru yaptı, hatası nerede. öğren. onlar senin ilk dostların.
4, kişi refikinden azar. doğru insan seçmeye dikkat et. nasıl anlayacaksın doğru insanı? şöyle; bu şahıs ne yapıyor ve benim yapmak istediğim şeyle uyuşuyor mu yapıp ettikleri. günün sonunda ne olacak bu adamdan? nereye varacak? bunu sına. başarılı insanlar başarılı insanlara, pesimistler pesimistlere, nihilistler nihilistlere, salaklar salaklara çekilir. benzer karakterler daha iyi anlaşır. tanırlar birbirlerini. ezik bir adamın yanında cevval bir delikanlı göremezsin. o cevval delikanlı sevmez diğerini. olmaz. uyuşmaz. kan tutmaz. dürüst bir adamın yanında dürüstü görürsün. yalancı, riyakar, tembel ve cahil kendisine benzenleri ister. uyutulmak ister. başı okşansın ister. haklısın densin ister. insanların kötü olduğunu duymak ister. diğerleri barınamaz bu gruplarda. "siz ne yaşıyosunuz aq" dediği için aforoz edilir. sevgili kardeşim nolur dikkat et. yemin ediyorum riya döngüsüne bir defa girersen çıkman çok zor olur oradan. yalnız kalmaktan korkma. bırak yalnızlığı tecrübe et. oradan da bir şeyler muhakkak öğrenirsin. sırf daha kalabalık görünecek diye etrafın sana hiçbir faydası olmayan insanlarla zaman kaybetme. "fayda" kelimesi çok önemli. dostluk bu fayda üzerine kuruludur. sendeki bir eksik bendeki bir şeyle tamamlanır. bendeki bir eksik sendeki bir şeye ihtiyaç duyar. zor mu başlıyorsun? sana seni itekleyecek biri lazım. çok mu sertsin? sana cıvıl cıvıl biri lazım. çok mu renklisin? sana biraz ağır biri lazım. çok mu öfkelisin? sana sakin biri lazım. çok mu acelecisin? sana sabırlı biri lazım. çok mu savruksun? sana programlı biri lazım. çok mu programlısın, hayatını zorlaştırıyor mu bu? sana biraz daha rahat biri lazım. ama detay şurada; aynı yolda olmak. "aman siktiret" demeyecek yani. "hadi kalk spora gidelim" diyecek. "sana karı mı yok aq" demeyecek. meselelere mesafeli yaklaşacak.
5, çalma, çırpma, dosdoğru yürü. devlet malına el uzatma. kazanmak için sapkınca eylemlerde bulunma. başarı kültürünü, başarılı insanları destekle. onların hikayesini yaygın hale getir. kimseden destek, ortaklık falan isteme. kendi çabanla yap ne yaparsan. ananın babanın parasına bile tenezzül etme. yardım al tabii. ama bağlanma.
6, çok zor gibi görünür ama on yıl sonranı düşün. en azından taslak halde zihninde dursun o halin. bugün hiçbir şey anlaşılmaz. on yıl önce bugünü hayal edebiliyor muydun? muhtemelen hayır. ama on yıl önce yaptığın birçok hatanın izi hala bugün burada. o zaman şöyle düşün; "ben eğer şimdi iyi bir şey yaparsam kendim ve türüm için on yıl sonra bu bana muhakkak iyilikle dönecek."
7, lütfen alkol, sigara, uyuşturucu kullanma. lütfen bunların insanı zehirlediğini unutma. zihnin berrak olmalı. milyonlarca kıpırtının içinde barındığı sakin bir deniz olmalı zihnin. doğru düşün. optimist ol. yardım et. dinle. paylaş.
8, motivasyon zehirlidir. bikaç cümleyle ancak günü belki bikaç saati kurtarırsın. ama disiplin seni yaşatır. disiplin eğlencelidir. disiplin mutluluk verir. disiplin iç huzurunu sağlar. program yap. uyku saatin, uyanma saatin. mesai saatin. ders saatin, okuma saatin olsun.
9, cinsel yönelimini bilmiyorum ama heteroseksüel bir erkek olduğunu varsayarak doğru kadını bulmak için yirmilerinde daha çok zamanın var. kasma. kasılma. (eğer idealist bir tipsen -ki bu yazıyı buraya kadar okuyan adam idealisttir aq. ben bile ne yazdığıma geri dönüp bakmazken senin sevgili yabancı buraya kadar gelmen gerçekten müthiş bir başarı- neyse. idealist biriysen geç evlen. önce kendini gerçekleştir.)
10, başarı kültürü, meselenin önce amacına bakmak, yöntemine bakmak, nasıl yapıldığına, çözüldüğüne bakmakla çok iç içe gelişiyor. başarısızlık zaten nihilist bir hastalığın uzantısı. bir nihilisti bırakın on yıl sonra da aynıdır. değişmez bile. ama sen değiş. sen öğren. o dev vücutlara sahip adamların ilk günleri nasıldı? nobelli bir adam örneğin, çalışmaya başladığı ilk gün nasıldı? hiç son halleri gibi değildiler sevgili kardeşim. ama değiştiler. bazıları kahraman doğar. içlerinde vardır o yapma etme isteği. eğer bastırılmışsa çok can yakar büyüdükçe. çünkü hep o olamamışlığı görürsün yüzünde. ama başarılı adam? amına kor ortalığın. yürüyüşü bile değişir. nasıl yapıldığını bildiği için artık sırtı yere gelmez. düştü mü? kalkar. düşmeyi de kalkmayı da biliyor. tecrübe etmiş. pembiş pamuklar içinde yaşamıyor. bir fanusa mahkum etmemiş kendini. korkmuyor. yaralar? var. herkeste var. kimileri o yaralarına bir hikaye yazıyor. kimileri üzerini örtüp gizliyor. sen hikaye yaz yaralarına ve çiziklerine.
11, riya döngüsü... aile, arkadaş grupları, okul, iş yeri. her yerde görünmez bir kuyudur. allah korusun güzelim. allah korusun bir kere düşersen çıkamazsın. çok zordur. lütfen dikkatli ol. lütfen sezdiğin an git. benim fahri babam, ilk öğretmenim, sonsuz aşkım niçe diyor ya; "yalnızlığına kaç dostum; görüyorum ki her yerini zehirli sinekler sokmuş senin. sert ve sağlam bir havanın estiği o yere kaç. yalnızlığına kaç. sen küçük ve acınacak kişilere pek yakın yaşadın. onların göze görünmez nefretlerinden kaç. seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. o sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallı ağaca. sessiz ve seni dinlermiş gibi sarkar o denizin üstüne."

cümlenin güzelliğine bakar mısın; "seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya..." ah ulan. seninle nasıl susulacağını bilmek. ne eşsiz bir ruhtu niçe. ne garip bir mutasyon.

neyse. of. çok çok uzattım.

sevgili kardeşim ben niçe kadar çok şey bilmem. onun kadar büyük cümleler de kuramam. ama niçe de ben de bir konuda hemfikiriz; çok çalışmak lazım. umutla çalışmak. kendinden daha büyük bir şey üretmek. kendinden çıkmak. bir adım daha atabilmek, onun tabiriyle; "hayata büyük bir evet."
Olgunluk yaşta değil baştadır demek istiyorum. Her insan olgunluk ister ama aşırı olgun insanla guzel vakit geçiremezsiniz. Arada çocuk olmak şarttır. Düşünsenize her ortamda ciddi ve yüzü mat. iyi olmazdı.
30'um 24 gösteriyorum olgunum.

Şugır dedici qızlar eqlesin.
çok ekmeğini yediğim durumdur.
cinsiyet ve yaş demografik değişkenlerini içeren bir çeşit hoşlantı.