bugün

ilkokulda öğrenilen üç beş kelime, lisede öğrenilen üç beş dil bilgisi kuralı ve üniversitede yapılan biraz pratikle kişinin kapasitesine göre gündelik hayatında azıcık da olsa katkısı olabilecek düzeydir. gerisi kişinin hevesine ve azmine kalmıştır.

(bkz: ingilizce öğrenme yolları)
you are so wrong idea.

(bkz: ne alakası var arkadaşım)
"this is my best friend ceyda. she is 17 years old. she likes swimming in swimming pool, dancing, reading... "
+ tartışılır.
okulda belirli bir alt yapı gelir ama asıl nerede öğrendin dersen izlediğim yabancı filmlerden, dinlediğim yabancı şarkılardan öğrenmişimdir. diğer türlü zaten ezbere konuşan, komik aksanlı tipler oluyor, çünkü hocanın aksanı kapıyorsun.
çoğu zaman, yalnızca hazırlıkta 1 sene ağırlıklı ingilizce okumak hemen hemen hiç bir işe yaramayabilir. eğer derslere güzel çalışılmışsa, süper liseye ve ya anadolu lisesine gidilip hazırlık okunmuşsa, ve sözel, sayısal yerine yabancı dil bölümü seçilmişse; en azından konuşma tarzı bize yakın milletlerle az çok konuşulabilir ve ingilizce yazı, makale vb. okuyup anlayabilecek düzeye gelinir. ama yok arkadaş ben ingilizlerle de, amerikanlarla da çok iyi konuşup anlaşabilmek istiyorum denirse; o zaman bir süre yurtdışında kalmak şart diye düşünüyorum.
okulda alınan ingilizce'nin verilenden az olması.
hoca yetersiz olunca dolayısıyle lise ve ilkokulda öğrenilen bi ingilizce olmuyor. kaldı ki yeterlisini bulunca bizim öğrencilerimiz bunu öğrenmeye niyeti olsunlar. efenim bizim insanımız okulu teğet geçip dersaneden umut bekliyor. öss içine yabancı dilide eklemeleri gerekli kanımca. *