bugün

vakit geçirmek.
(bkz: okulda kızlar teklif ediyomuş)
(bkz: devam zorunluluğu)
eğer ilkokul 2. sınıfa giden bir çocuğunuz var ise gitme sebebi sadece anne baba baskısıdır.
sevdiği kızı görmek*, derslerden zevk almak, spor yapmak, okula çağrılmak gibi şahsa münhasır sebeplerdir.
öğretmene bakıp masturbasyon yapma deneyimini yaşamak.
birşeyler öğrenmeye istekli olmak olabilir hep geyik olmasa gerek.
aksam elektirğin kesik olmasi.
(bkz: görev icabı)
(bkz: ekmek parası)
zorunluluk.
(bkz: aşk)
lisedeyken;

(bkz: liseli etegi)**
okula gitme sebebi mi.?
portakaldan nefret etmek . tarladan bıkmak . çapadan ağaçtan börtü böcekten tiksinmek . ulan çüş be böyle bahane mi olur . millet bunlara okula gitmememe sebebi diyor diyeceksiniz belki ama gel görki benim kınalı paşalarım öyle değil karamanın koyunu .

cuma günleri öğleden sonra istiklal marşımıza mütakabien " pazartesi herkes traş olsun . okul üniformalarında kurallara uyulsun iyi tatiller arkadaşlar " sözünü duyunca okulun çıkış kapısına koşan onca çocuğun içinde en geride kalıp baş yerde yürüyerek (o yürümek değil resmen sürünmekti ).

--ulan gene cuma geldi be . diyen bir öğrenciyseniz bu bahaneler normaldir.

bütün millet evde uyanacak . kahvaltısını yapacak . tusubasa ozara yı seyredecek . sonra sokağa çıkıp alman kalesi oynayacak . sonra öğle yemeğine anneleri çağıracak . sonra bisiklete binecekler. sonra akşam olacak . sonra show tv de kemal sunal a gülecekler.

pazar günü bir parka gidilecekler bir banka oturup simitle gazoz içecekler. dahası dondurma bile yiyecekler. belkide babaları onları araba ile piknik yapmaya götürecek . şu börtü böcekvarya onun içine . ama bir ağaç gölgesinde . yada tozmayan bir yere. belki bir göl kenarı olacak orasası .

ya bizim hafta sonundan nefret eden eleman ne yapacak . kıçına çekecek şalvarı baba. eline bir pazar çantası . içine dün akşamdan kızartılmış patatesi üstünde her rengi barındıran küflü bir yarım ekmek . bir kaç soğan . bir kaç domates.(domates dediysek bildiğin domates değil ağa. pazarcıların satamadığı domatesleri pazara akşam vakti alış verişe gidip ucuza alınan domates. biz kardeşimle ona sokrates derdik .işin hoş yanı sokrates nedir kimdir bilmezdik ya neyse.)
böyle sarayvari bir yemekle amelelerin biriktiği amcaların yanına varılır. (ben şimdi onlara dede diyorum . o zaman amca diyorduk ta esasen o zamanda dede deseymişiz adamlar alınmazmış . çünkü adamların torunları yaşındaydık orada numune olarak .)

ve sonunda uykulu gözlerle tarla ağasının elamanı gelir . sıkış pıkış binersin . ha birde kollaman gereken bir kardeşin var orda be. ona bir yer ayarlarsın önce. maksat hem biraz uyusun . hem tarlaya vardığında
--abi bacağım uyuştu. demesin diye .

tarlaya inilir sonunda . hani senin çalışman neysede kardeşinin çalışmasını beğenmeyen biri olurda laf söyler endişesi ile kardeşinin yaptığı işinde arkasını sen toplarsın . ulan sen 13 kardeşin 11 dir be.

sonra yemek faslı gelip çattığında oturursun kardeşinle yemeğini yersin . senin aklın sokakta bisiklete binen akranlarındadır . kardeşinin aklı tusubasa ozara da. sen susarsında kardeşin susmaz.
--abi sen tusubasa ozaranın bütün gollerini gördüm dediydin ya .
--heye lan gördüm bak şimdi tusbasa topu önüne aldı çalım üstüne çalım ,çalım üstüne çalım . bir çekti makabayaşi son onda tuttu ...
ve böyle gider işte . sıkarsın artık zavazingodan palavrayı . heleki;
--lan olum sen varya tusbasaya ne kadar benziyon dedin mi deme kardeşinin keyfine .

-- abi bir daha anlat . bir daha . der durur akşama kadar.

ulan burda yalan söylemekten dilimiz gevredi. ebu cehil kıskanır oldu yalanlarımı desen olmazz şimdi ağa. sen çalışmana bak .

[(::şimdilerde o ğünlerin lafı geçtğinde kardeşim bana ; abi o tarladaki günler benim için çok güzeldi der. bende benim içinde öyleydi derim .kardeşim beni herkesin babasını ve abilerini dövebilecek güçte , herşeyi bilen herşeyin en iyisini yapabilen dünyanın en iyi futbolcusu bilirmiş o zamanlarda . kahramanıymışım bir nevi.neyse ::)]

ve pazar günü işten gelince erkenden yatarsın . ders çalımak mı dedin şimdi ?bir daha deme çünkü , pazartesi sabah kitapları nerde bulacağını dahi bilmeden yatarsın yarın bayram olacak edası ile.

ne hevestir o . en erken kalkarsın . giyinir direk okula . evden çıkayımda başkanım . nere olacak tabiki en güzel yer okul . tamam öğle saatlerinde kantine gitmek dışında , okula gitmeye çok bahane bulabilir bu bünye. vesselam .
yok yazılmamak,keyfimizden değil yani...
aslında bir sebep yoktur. Bazen şimdiki ben o sıralarda okusa derseniz, herşeyin farklı olacağına inanarak. Ama o şekilde yaşanması gerekiyormuş ki, şimdi ki ben, 'ben' olabildi.O yüzden eleiştirmek yerine o sıraların keyifini çıkarın zira ileriki yaşlarda o masumiyeti,içtenliği kısacası her şeyi ararsınız çünkü sorumluluklar ve zorunluluklar içinde bir yetişkin oluverirsiniz.
derslere girmeyip kantinde laklak yapmak.
(bkz: aile baskısı) (bkz: mahalle baskısı) (bkz: bilimum baskısı)