bugün

jorge furtado'nun yazıp yönettiği ikibinüç / brezilya yapımı, iki saat beş dakika boyunca her ayrıntının ince ince işlendiği, eğlenceli film. başroldeki erkek oyuncunun (lazaro ramos / andre) tespitleri ve monologları etkileyici. kurgu zaten süper. oyuncular samimi. kısacası izlenilesi, izlettirilesi..

yine de çok uzun olması ve fazla ayrıntı vermesi nedeniyle bazı bünyelerin sıkarak canını çıkarabilir, söylemeden geçmeyeyim. ben dört kez izledim, o ayrı.
2003 yapımı Brezilya etiketli "gömülü hazine"dir. Pek az kişinin izlediğini düşünürsek pek yazık olmuş filmdir.

--spoiler--
Babası küçük yaşta evi terk etmiş,19 yaşındaki bir fotokopi operatörü (!) ve amatör bir çizer olan Andre, tekdüze ve maddi açıdan "sallantıda" hayatında iki şey istemektedir ; daha fazla yaşlanmadan zengin olmak ve her akşam saat 11'de dürbünü ile izlediği, fakat konuşabilmeyi bir türlü beceremediği Silvia. Bu "düzenli" hayatında tek arkadaşıolan alımlı Marines "hayatının zengini"ni beklerken, beş parasız Cardoso da Marines için deli olmaktadır. Bir giyim dükkanında çalışan Silvia ise genç yaşta ölen annesinin ardından neredeyse hiç iletişim kurmadığı babası ile yaşamakta, Andre'nin düşlerini süslemektedir. Bu dörtlü etrafında şekillenen hikaye sonunda hepsinin istediğini elde edebilecek midir? işte siz de -biraz uzun sürmesine rağmen (123 dakika)- film boyunca bunu merak ederek hikayeye dahil oluyorsunuz. Ve 2 saat boyunca tek bir dakika bile filmden sıkılmıyorsunuz. Hikayenin son yarım saati ise evlere şenlik. Andre'de aşkı, Silvia'da ise hüznü ve umudu bulurken Marines ve Cardozo ekseninde eğlence yönü de tamamlanmış oluyor.
--spoiler--

imdb notunu referans alanlara da filmin notunu aktaralım: 7,9.

alıntı : http://antifa-kutay.blogs...r-yoktur-o-homem-que.html
keşke hayatta hep bu tatta olsa. bu denli barışık olsak sonra bir güzellik de bize yapsa kavuşsak istediklerimize.

--spoiler--

filmdeki fotokopici çocuğun kendiyle barışık hali ya da hani şu mesleklerden utanıp onu böyle havalı hale getirme telaşımız ne güzelde vurgulanmış.

pazarlamacının satış elemanı, kat sorumlusunun iş yeri çalışanı olması gibi. fotokopici değil fotokopi operatörüyüm ben.

sonra anlatır, anlatır ve en son mesleği ile ilgili:

''fotokopi makinesi kullanmak için kaç beyin hücresine gerek var ki.'' diye de ekler.

ya da şu hikaye:

ilk kağıt para çinde basılmış. daha sonra imparator bu kağıdın beş kilogram pirinçle değiş tokuş edileceğini söylemiş. bir çok çiftçi itiraz etmiş ben pirincimi neden bir kağıtla değiştireyim ki diye. imparator vurmuş kellerini hepsinin. herkes kabul etmiş sonra. beş kilogram pirinç bir kağıda denk sayılmış. bence de gereksizmiş, para bir kağıt parçası değil mi?

--spoiler--
yaklaşık 4 senedir arşivimde bekleyen, özel günler için sakladığım filmin bu gece play tuşuna bastım. özel bir gün mü? elbette hayır. peki beklediğime değdi mi? kesinlikle. 2003 brezilya yapımı bir şaheser. büyüleyici bir roman gibi. her sahnesinde hayat, her karesinde samimiyet var. filmi yazıp yöneten Jorge Furtado muhteşem kurgulamış her şeyi. oyunculuklar samimi, anlatım güçlü, müzikler kıpır kıpır. son zamanlarda izlediğim en güzel, en sürprizli film. film izlemeyi seven herkesin hemen izlemesi dileğiyle...

görsel