bugün

kesinlikle ve kesinlikle, -eğer cins ayrımı olmasaydı- öğrenilmesi ingilizceden kat be kat kolay olan dil.

aslında bütün iskandinav dilleri böyle diyebiliriz.

neden daha kolaydır ingilizceden denilecek olursa:

1- saf, proto-ingilizce gözüyle bakılabilir genel olarak iskandinav dillerine. ingilizcedeki gibi binyüz tane lisanla karışmamıştır. dediğim gibi, hem ingilizce dahil bütün cermen dillerinin atasıdır bu iskandinav dilleri, hem de daha saftır. o yüzden kompleks değildir.

2- soru sorma formu ingilizceden çok daha mantıklıdır.

örneğin isveççe bir örnek veriyim:

Vart går du? nereye gidiyorsun

ingilizcede ise

where are you going demeniz lazım

görüldüğü üzere burda am/are/is going gibi bir form oluşturmanız gerekmiyor. direkman "who are you" gibisinden fiille öznenin yerini değiştiriyorsunuz, bitiyor. işte karşınızda ingilizcenin en saf hali!

bu ve bunun gibi nedenler bana ingilizceden daha kolay gelmesini sağladı bu dillerin. ha tabi tamamen öznel bir görüş.
sözcük dağarcığında "atatürk gibi düşünmek" gibi çok hoş, onur verici bir söz olduğu söylenen şahane dildir. eğer gerçekten öyleyse herkesin norveççe öğrenmek için çok güzel bir nedeni var demektir.
öğrenilmesini emir buyurduğum dildir. bu bir rica değil emirdir. * * *
izlandaca denen mikroba karşı öğrenilmesini emrettiğim dildir. izlandalılarla hiçbir sorunum yok. zaten haddime de değil. yanlış anlaşılmasın. sadece izlandaca'dan tiksiniyorum ki norveççe'ye sıkı sıkıya sarılabileyim.
yari ingilizce, yari almanca, azcik has norvecce katilip yapilmis, binbir cesit aksani ve konusurken inisleri cikislari olan, olmamis dedirten dil.
ab'nin resmi dillerinden biri olmayı elinin tersiyle iterek karizma yapan ülkenin şirin dilidir.
sözlükte sevmeyenleri olduğu aşikar olan canım dildir.
fiil çekimleri için şu adrese bakılabilecek değerli dildir:

(bkz: http://www.verbix.com/languages/norwegian.shtml)
öğrenilmediği sürece insanın yarım kalacağı dildir.
norveç'in süfer black metal gruplarının üretim çiftliği olması nedeniyle öğrenme hevesine daldığım, bilmem kaç sene önce gidip sözlüğünü aldığım dildir. taa ki "lan bu grupların neredeyse tamamı ingilizce şarkı yapıyo" deyü aklıma dank edene kadar. allah belamı versin sayın sözlük.
öğrenmek için geberdiğim dil. bu kadar estetik bir dil olamaz, anın üstünde yuvarlak var lan!*
bokmal ve nynorsk şeklinde resmi olarak kabul edilmiş iki hali olan dildir. ayrıca "bir dilde ilk olarak küfür öğrenilmelidir" şiarından hareketle, tum norveçlilerin agzını doldura doldura söylediği en meshur kufuru icin:
(bkz: helvete ogsa)
uzun ugraslar sonucunda norvecli bir tanidigimin yardimiyla ogrendigim, fakat telaffuz etmeyi bir turlu beceremedigim guzel dil. norvecceyi ogrenirseniz danca ve isvecce'yi de sokmussunuz denilebilir, zira birbirlerine cok benziyorlar. turkce-azerice gibi. ayrica sanilanin aksine norvec'te herkesin bilip siklikla kullandigi kufur dra til helvete olup cehenneme git, cehenneme seni zincirle ceksinler gibi anlamlar barindirmaktadir. terbiyeli norvec insani icin en agir kufurdur bu, ilkokul cocuklarinin birbirine bok ye diye bagirmasindan farksizdir.
şarkı söyler gibi konuşulan dil. ayrıca sanılan değil tarafımdan bilindiği ve hergün yüz kez duyulduğu üzere en meşhur küfürü** helvete ogsa dur*. dra til helvete daha çok olaylara değil de kişilere karşı kullanılan küfürdür*. bu yüzden helvete ogsa gibi her türlü olay karşısında kullanılmaz. isveçliler'le norveçliler herbiri kendi dilini konuşmak üzere çok kolay anlaşırlar. yalnız sanıldığı üzere danimarkalılar'la hem isveçliler'in hem norveçliler'in anlaşması kolay değildir, çoğu zaman da konuşmaları yüzünden taşşak konusu olurlar zaten. ama yazı dilinde danca norveççe'ye, isveççe'ye nazaran daha yakındır.*
tek fiil çekimi r harfi olan dildir. her özneye göre bir bok takmak zorunda kalmazsınız fiillerin sonuna. mesela benim adım eraserhead diyeceksiniz ve heten mastarı da ingilizcedeki i'm called eraserhead veya almancada daha yaygın olan ich heisse ... cümlesindeki heissen gibi düşünelim. jeg, ben demek. jeg heter eraserhead dersiniz. senin adını eraserhead demek için ise du heter eraserhead deseniz olur... diğer özneler için de değişen bir şey yoktur yamulmuyorsam. mesela hvordan har du det? diye sorar birisi bunu dümdüz çevirirsiniz how have you it şeklinde bir tercüme çıkar sanırsam. kaç dil biliyorsun sorusunun cevabını 1 artırmak için bile öğrenilesidir.
öğrenmesi gayet kolay fakat kendisi de gereksiz dildir. 4 milyon insan için norveççe öğrenmenin anlamı yoktur. ha ben rahat olmak isterim, her tabelada ne yazdığını okuyacağım derseniz öğrenin.

bizzat denedim bunu. arkadaşımın küçük kardeşine -5 yaşında- "go fuck yourself" dedim gidip annesine şikayet etti. çatır çutur konuşuyor 3 yaşındaki veletler bile. bunun üzerine ben hala norveççe öğrenirim derseniz şunları bilmekte fayda var,

* soru kalıbı ve şimdiki zaman zımbırtısı türkçe'ye daha yakındır, yardımcı fillere kasmazsınız.

for egzempıl, ingilizce kelimeleri norveççeymiş gibi düşünün. yani are, er'miş gibi. her neyse.

ingilizce'de where are you going derken norveççe'de where going you diyebiliyorsunuz. tabi ingilizceleştirilmiş hali komik geldi size. yani çok basit. nereye, gidiyor, sen. budur. cevapları da ayrı bir lezizdir bunun. okula gidiyorum derken i'm going to school değil jeg gaar skolen dersiniz. gaar değil orası aslında, üzerinde yuvarlak olan a. ama klavyenizde o a'dan yoksa gaar da yazabiliyorsunuz.

anlatırım lan sonra. *
fonetik olarak oldukça arkaik bir dil. "eski almanca" gibi sanki. almanca ve norveççe arasındaki bağlantı ingilize ve iskoçça ya da irlandaca arasındaki bağa benziyor.
basit cümlelerinin mantığı gayet kolay olan dildir. edilgen çatısı bilmemnesi rahatlıkla anlaşılabilir. fakat iş zamanlara geldiğinde karışır, 10 fiil çekimi arasında kafayı yer, yardımcı fiilleri şaşırırsınız. gikk, går, gått, gå... güzel güzel.
kendisiyle ilgili ilk türkçe kaynak yakın zamanda elimden çıkacaktır. basit bilgileri barındıran onlarca kağıdın sınıflandırılıp yeniden yazılmasıyla ortaya çıkarılacak eser 10 liradan satılacaktır. bizzat elden vereceğim, zımbalı kağıt şeklinde. basit cümle kurulumu, günler, aylar, yıllar, mevsimler, diyaloglar, cümle bağlamalar, işinize yarayabilecek kalıplar...

hazır 3-4 ay boşluk var, yazsam mı lan bildiğim kadarını? alır mısınız he?
başlıklarla ilgili uyuz bir kuralı olan dildir. şöyle ki, bir şeyin başlığını yazarken her kelimeye büyük harfle başlamazsınız, sadece ilk harfi büyük yazarsınız. normalde ne yapıyoruz? başlığın her kelimesine büyük harfle başlıyoruz. fakat norveçliler bunu yaptığınızda "yanlış yazmışsın, öyle değil" diyerek sizi uyarıyor, asabınızı bozuyorlar.

bunu söyleyip beni uyaran kişinin taşak geçtiğini düşündüm fakat dagbladet de aynısını yapmış. gazete yanılıyor olamaz herhalde. vay anasını.
öğrenmek isteyenlerin , " NY NORSK " kitabını almalarını şiddetle tavsiye ettiğim 4 senedir konuştuğum dildir.

- Vi Ses
(bkz: norveç edebiyatı)
öğrenmesi çok zor olan ve her yerde kursu bulunmayan bir dil.
Ankara'da kursunu her yerde arayıp bir türlü bulamadığım, bir kaç ne versen yaparız zihniyetli ikinci el dil kursu sahiplerinin 9 kişi daha getirirsen bir hoca ayarlayıp uygun fiyattan kursunuzu başlatırız dediği, ilerde sadece hobi olarak yapabileceğim bir uğraş olmasına karşın inatla öğrenmeye çalıştığım dildir kendileri.

Nette bir habere rastladım. Norveçte bir bakan ya da benzeri bir şey açıklama yapıyor, metal düşkünü gençler şarkıları anlamak için norveççeyi öğrenme hevesi içindeler.
(bkz: şarkı sözü için norveççe öğrenmek)

bir çoğu kişinin Norveçe ve Norveççeye haksızlık ettiği bir nokta var ki, norveççe ingilizce benzeri bir şey değildir, ingilizce norveççe benzeri bir dildir. Ek olarak hafif bir Alman ve Rus konuşma tarzını da damağınızda bırakmıyor değil.
ingilizceyle almancanın karışımıyla oluşmuş bi dil.