bugün

en güzel hikayemin son cümlesi. şarkı zaten baştan sona insanı transa sokuyor... hele şebo'nun o ilk "bitti, zor oldu ama bitti" deyişi...
canımdı o benim be...
nasılda yeni doğan kardeşimi kıskanıp 8 yaşındayken emzik aldırmıştım ona...

nasılda boynuna su matarasını takıp semt semt gezdirirdi beni, karış karış istanbul...
canım dedemdi o benim...
ölemezdi sanki hiç..

o mis kokan elleri hep küçük avuçlarımı sıkı sıkı tutacaktı sanki yılların bıraktığı çizgilerle...

hatırlıyorum, aradan geçen zaman buğulandırmadı onu..
küçüktüm, çok küçük. o gri sakallarıyla uzanmıştı karşıma... yorgun gözlerinin akı kırmızı beneklere yenik düşmüş... battaniyesine sıkı sıkı sarılmış...

ben bunun onu son görüşüm olduğundan habersiz öperken onu,

seni çok özliycem torunum der gibi bakmıştı bana...
yinede anlamamıştım ben, küçüktüm nede olsa...

-dede
+yavrum..
-dede hep yatıyosun sen artık ne zaman gezcez.
kardeşim doğdu diye mi sevmiyosun beni?
+olur mu öyle şey... biraz hastayım ya. hastalanır dedeler arada. ondan.
- tamam dede o zaman yarın lunaparka gitcez??
+tamam torunum, gidelim yarın.
-muuuaah! dedemmm
+...son tebessüm..

ve o yarın hiç gelmedi dede...
hiç bi zaman o yarını yaşayamadım..
ne sen ne ben, ikimizde göremedik...
sen hayata yumdun ya o gece gözlerini,
bana dediler ya meleklerle gitti,

ben sana hiç söylemedim ama ben hep kıskandım o melekleri dede...
keşke gitmeseydin..
ben belki değildim melek, ama küçük avuçlarım vardı sana verebileceğim...
düştüğümde gözyaşlarım vardı silebileceğin...

meleklerden başka kuzenlerimide kıskandım dede...
ben en küçüğüydüm onların, hep küçük parmaklarımla saydım, onlar seni benden kaç yıl fazla tanımışlar diye..
haksızlık bu benimde dedemdin, niye en az benim hayatımda kaldın dedim hep...

keşke gitmeseydin...
en güzel hikayem henüz o 'yarın' bile gelemeden bitmeseydi..,

şimdilerde ruhunu bir duadan bile mahrum edecek kadar vefasız dudaklarım...

.
ağlamaya yetebilen, bazen uzun uzun düşündürebilen az cümlelerden biri...
noktalar, yeni cümlelerin önüne konur.