endüstriyel futbola hayır anlamına gelen ilk olarak italyan tribünlerinden yükselmiş futbolun sanayileşmesine karşı duruşun dünyadaki sloganı.

ayrıca endüstriyel futbola karşı tribün kültürü de denir.
nedir?Benliği yok etmektir. Sömürülen taraf genellikle öz kimliğini terk eder. Peki yeşil sahalarda veya sporun her alanında sömürü nasıl yapılır? işi para kazanmaya dökerek elbette. Daha çok kazanmak adına sporun simgesi olan taraftarları soymak sömürünün ta kendisidir. Lakin bugüne kadar pek çok kez sömürülen taraftar ruhu pes etmemiştir ki bu da kayda değer bir isyandır. Bu isyan her arenada örnek teşkil etmelidir, edecektir. Ve bu yüzden italyan futbolseverlerin destansı desteğiyle çıkarttığı sözü slogan ilan ediyoruz:no al calcio moderno!Yani ''endüstriyel futbola karşı tribün kültürü''

Taraftar nasıl sömürülür? Spor kulübü, kulüp olmaktan çıkar, firma olur. Anonim şirketi veya türevi haline gelir. Hele biraz da başarılı olursa marka olmuş olan ismi prim üzerine prim yapar. Buna istinaden kulüp zannedilen bu firmanın piyasaya sürdüğü ürünlerde de talep artışından, zamlar uygulanır. Taraftar nasıl olsa enayidir değil mi? Taraftar 100 YTL de olsa alır 1000 YTL de değil mi? Rengine gerçekten bağlı bir insanı sömürmek bu kadar kolay işte.

Bu furya kuşkusuz italya'da başlamıştır. Çünkü sayılı devler arasında rekabet kızışmış ve saha içi başarı maddiyatla ölçüldüğü için şirketleşmek yönetenlere göre şart olmuştur. En ateşli, takımı havaya sokan tribünlerin fiyatları kat be kat artarak yerine burjuva kesimi dediğimiz elit tabaka bir güzel oturtulmuştur. Takımını canı gönülden seven, onsuz saati yok iken çoluk çocuğunun rızkından kesip müsabakaya gelen insan da en ücra köşelere atılmıştır, zorla küstürülmüştür. Çünkü artık onun yerine parası daha çok olan, maç izlerken çekirdek çıtlatmayı tercih eden bir RUH tercih edilmiştir.

1925 yılında kurulmuş, Türkiye'yi Avrupa Liglerinde başarıyla temsil etmiş bir izmir kulübü, Göztepe, geçen yıl hiç hak etmediği biçimde profesyonel liglere veda etti. Nedeni kulübün kasasının, yönetimdeki iş adamları tarafından boşaltılması, harcanmasıydı. 3. Lig gibi çekiciliği sıfıra indirgenmiş bir ligde bile rakipleri bazen seyirci bulamazken, her maç 5.000 seyirci ile oynamak endüstriyel futbola karşı verilmiş en güzel yanıtlardan biridir. Bakın işte! Sömürülecek 5.000 potansiyel bünye karşımızda.

Sporda artık güç,teknik,zekadan önce para konuşuyor. Daha doğrusu para hepsini konuşturuyor. Eskilerde kalan alın teri ve heyecan kendini imha etmiş bulunmakta. Neden bir Anadolu kulübünün şampiyon olamadığını, başarı elde edemediğini düşünürsek olayı biraz daha iyi çözümleriz.

Pahalı biletlere, pahalı ürünlere, göz boyamalarına, kısacası her şeye karşı yılmadan,usanmadan bir mücadele içine giriyoruz ve TRiBÜN KÜLTÜRÜ diyoruz. Sporu seven, sporsuz yaşayamayan her birey tribün kültürü bünyesinde boykot veya bildiri şeklinde protestosunu belirtmelidir. Giden para geri gelebiliyor. Peki satılan ruh???
türkiye'deki sancılarına gelecek olursak; türk futbolu ancak futbol kültürü oturduğu zaman gerçek anlamda var olacaktır. futbol kültürünün yolu tribün ve taraftarlık kültüründen geçer. sloganı da tam olarak buraya yazmak gerekir.

(bkz: endüstriyel futbola hayır)

her kulübün kendi taraftar grubu kültürü ve tribünü oluştuğu zaman yani insanlar kendi semtinin insanı olduğu zaman türkiye'de bir futbol kültüründen bahsedilebilir. insanlar sivaslı olup fenerbahçe'yi, kayserili olup galatasaray'ı, adanalı olup beşiktaş'ı tutmamaya başladığı zaman bu başarılmış olacak.

(bkz: geliyoruz karşıyaka semtinden)
(bkz: aşırı dozda geliyoruz)
futbolun endüstriyelleşmesine karşı temellerinin italya'da atıldığı hareket.*
italya'daki taraftar gruplarının birleşip ortak bir manifesto yayınlamaları ve bu konuda birlikte hareket etme kararı almalarıyla başlamıştır.

ana hatlarıyla bakmak gerekirse, yüksek transferler, büyük televizyon gelirleri, aşırı pahalı bilet fiyatları, tribünlere davul, meşale, pankart, konfeti sokulamama ve deplasmana gidilmeme yasaklarının kaldırılması.

sezon arasın da futbolcu transferi yapılmaması, şike ve bahislere engel olunması, aşık oldukları formaların reklam panosuna çevrilmemesi, takımı her koşulda destekleyen taraftarların holigan olarak görülmemesi gibi, fikirler etrafında toplanmış görüş.*
(bkz: liberta per gli ultras)