bugün

dokuzuncu nesil yazar. hoş gelmiş.
(bkz: faruk bayar)
kendisi çok değerli ve saygı duyulası bir yazardan öte insandır. saygılar efem. ayrıca; sözlüğün en güzel kokulu nickine sahiptir.
(bkz: chanel)
erkek yazardır.
aslı chanel no 5 olan, Chanel S.A. ürünüdür.
gabrielle bonheur chaneal namıdiğer 'coco' nun ‘kadın parfümü deyince aklıma yapay bir koku geliyor aynı elbise gibi, bir kompozisyon geliyor aklıma’ diyerek ernest beaux' a tasarlattığı parfümdür.
ernest beaux' pek çok parfüm hazırlamıştır, coco 5 numaralı parfümü seçmiştir.
Ve bu seçimle Kadının kompozisyonu yazılmış, Başlığı da ‘no 5’ atılmıştır.
Marilyn Monroe
''no 5, gece yatağa girerken bir kadının üzerinde olması gereken tek şey .''
demiştir ve coco’nun amacı vuku bulmuştur bedenlerde, elbise olmuştur bir koku.

Lakin koku sanılanın aksine, büyüleyici değildir.

yazar için yazarların kadın ya da erkek olması önem arz etmemektedir.
Yazarın kadın ya da erkek olması önem arz etmemelidir.
ayrıca (bkz: chanel no 5)
numara 5 ya da 5 numaranın kısaltılmış halidir.

ayrıca chanel yazılıp şanel diye okunan bir isim de olmaz olsun.
hani ingilizcede "ch" olunca "ç" sesini veriyordu. "ş" ne alaka? yıllardır yemişler bizi.
fifa 2000 de no9 diye bir oyuncu vardı. fiyatıda baya yüksek. ben ronaldo olm bu diyordum arkadaşım başka birşey. kavga ettik ağzını burnunu kırdım dangalağın. sonra baktım evet ya ronaldo diyor ağlamaklı...

konu o değil.

bu kız iyi yazıyor hocu. bak kız diyorum! biriside yazmış nickaltına erkek bu diye. o erkek diyenin ağzına belgeler sıçücam şimdi iyi oku.

kemal kılıçdaroğlu mod on

----varan 1----

(bkz: #17244900)

hiçbir erkek turşu yapmaktan zerre anlamaz. hele hele o salatalıkları sokmaya çalışacak girmeyecek felan... erkek en fazla kapağı kapama işlemine yardım eder. bilirsiniz turşu yapılan şişenin kapağı sağlam kapanmalıdır. kapağı sıkıca kapatamayacağını bilen bayan erkeğini mutfağa çağırır "şunu bi sık bakalım erkek kuvvetiyle" der. erkek turşu yapma işleminine ancak burada dahil olur daha fazlası değil

---varan 2---

(bkz: #17673188)

memur olduğunu düşünüyorum... yani bu bir tahmin. özel sektörde de çalışıyor olabilir. entrydeki anlatım çok duygusal. feminence yazılmış. kadın olduğuna dair bir delil daha

---varan 3---

(bkz: #17233112)

böyle dram tarzında diziler genelde dişilerin hoşuna gider. ama bu entryden kadın olduğu sonucunu değil dizikolik olduğu sonucunu çıkartıyoruz çoğunlukla

---varan 4---

(bkz: #17233041)

bak bak bu entry çok kısa ama en büyük delil. bir erkek ile kadın arasındaki ilişki bayağılaşır çünkü ego yüzünden diyor. ego hangi tarafta olur? erkekter! kadın tarafında olanına ego denmez, kapris denir.

kesinlikle manidar.

---varan 5---

(bkz: #17674393)

bir erkek küfür ettiğni saklamaz yada ben küfür ediyorum diye itiraf etmez direk eder lan... küfür bayana daha çok yakışmaz. eğer bir bayan küfür ediyorsa içten içe bunu başkasına söylerse al sana itiraf.

---varan 6---

(bkz: #17668836)

kızkıza kalınan bir öğrenci evi belli. işin ilginç tarafı bahsettikleri yayla çorbası yapılışı diğerlerininkine göre biraz daha zordur. hiçbir erkek ben çorba yapıcam hemi de yayla yapıcam demez zaten yapamazda. gider hazır çorba alır 5 bardak su koyar yapar.

içeriye aniden dalan bayan arkadaşımızda ilginç. hangi erkek dolu bir eve bir kız çat kapı gelip mutfağa dalıp o öyle olmaz bebeeeem deyip işe el atar. zooooor!

orası bir kız evidir. no 5 de bayandır

fifa 2000 de no 9 ise ronaldo dur. kavga etmeyelim şimdi durduk yere.

---varan 7---

(bkz: #1766863)

aha aha ahaaaaa

ulan hangi erkek bu cevabı verir bre denyolar, az akıllı olun!

---varan 8---

(bkz: #17668388)

bu entry bi delil olamaz ama yani bak şu anlatıma yazım şekline değindiği konuya felan...

yukarıdaki varanları destekler gibin

geçelim

---varan 9---

bu bir delil değil. bu entryi başka bir noktaya değinmek için seçtim. hanımefendi fazlasıyla muhafazakar baştan söyleyeyim a dostlar,ceza rep yapar çok kötü toslar,koslar foslar öööhhöööm nese sadece bu entryi için konuşmuyorum, bazı entrylerinde de muhafazakar kesimin kullandığı kelimeleri sıklıkla seçmesi felan tabi ki manidar.

---varan 10---

(bkz: #17641720)

yine feminence bir başlığa girilen bir entryi

ama şunu belirtelim hani derler ya "ben kadında karakter ararım" diye. aha bunda o var işte

---varan 11---

(bkz: #17632056)

"çeşmedeki kız" tablosundan daha da berbat bir eser. konu o değil kullandığı kelimeye bak "halet-i ruhiye".

hiç duydun mu bu kelimeyi?

duyamazsın!

bu kız küçükken kuran kursuna gönderilmiş kardeşim bak gönderilmemişse şerefsiz evladıyım.

tamamen ailenin yetiştirme tarzıyla alakalı. aileside muhafazakar.

sonuç:

no9 ne kadar ronaldo ise bu yazarda o kadar kadındır.

kadın lan işte tartışmayın bunu benle.

not: umarım yazarımız alınmaz,darılmaz çünkü onu üzmek yada küstürmek için girilmiş bir eser değil. bildiğin karakter tahlili bu. umarım kendisini kırmamışızdır
dünyanın en iyi aşçıları erkeklerdir bunun sonucunda en iyi turşuyuda erkekler kurar. sen varadur kardeşim.
kıymetli bir yazardır, entry'lerinin kısm-ı ekserisiyle keyif ve takdir hissi uyandırmaktadır.

üslubunun yüzü suyu hürmetine , dağılan tesbih taneleri adedince tebriktir hakkı.

hem salsın marilyn'in kokusunu havaya, bahçesindeki yapraklarını dökmüş ağaç da istifade etsin kendince...
9.nesil güzel yazardır. bizzat kendim gördüm.
#17615548senın ağzını burnunu yerim everseler ya bizi.
nesli tükenen yazarlardandır.

severek takip ediyoruz.
uzun bir zamandır sesi soluğu çıkmayan yazardır.

özledik ama.
(bkz: #19722613) kandil gecesi ile 10 kasım'ı karıştırmış eleman. kandil gecesi atatürk'ten neden bahsedilmiyor diye efkarlanmış .ah ata ah nasıl takipçilerin var ..
bir no 1 değildir.
belki daha iyidir, bilemeyiz ki.
ay ışığıdır.
(#20728904) girisi ile duygusal bir yönü olduğunu sezdiğim yazardır. Güzel yazmıştır.
#20925359 keyif dolu bir zamana sorunsal ekleyerek güldüren yazardır.
seksi bir kadın parfümüdür. (bkz: channel no 5)
(bkz: mezbaha no 5)
gülümseyeme ihtiyaç duydum bir gece. kussam geçmezdi biliyorduk. yazarsam belki geçer dedim. çok fransızdım henüz, en az benim kadar fransızdı. hem bana hem size. ben mi sizden farklı siz mi benden bilmem, umrum da değil hani ya, ilginçsin sen vesselam..

gülümsemeye ihtiyacım vardı bir gece, gülümsetti. teşekkür ederim.
yaklaşık iki ay önce bir sabah vakti, kargalar henüz kahvaltısını yapmamışken ve ben tam bir çıkmaza girdiğimi düşünürken beni bu düşüncelerden döndüren; kendim için bir şeyler yapmam gerektiğine inandıran vefalı yazar.
vefalı yazar diyorum çünkü; iki ay sonra ne halde olduğumu sorma inceliği göstererek hatırnaz kişiliğini ortaya koymuştur. derinden teşekkür eder, sevgilerimi iletirim.
bugün düğün davetiyesi yolladığım 9.nesil yazardır.
biri kalbini sımsıkı tutmuş da sanki avuçlarının içinde sıkıyor gibi.
evet, iyi biliyorsun bu hissi.
kalbin sıkılıyor ama içinde büyüyor da büyüyor, sığmıyor hiçbir yere.
birden ağzında doluyor sanki; istemiyorsun bunu, yutkunuyorsun.
boğazında kocaman bir yumru oluyor, bu defa gözlerin yanmaya başlıyor, burnun sızlıyor, ve boşanıyor yaşlar gözlerinden.
bunun adı ağlamak.

biri oluyor, sıcacık biri.
sarılsın istiyorsun, sarsın sıcaklığı benliğini.
ya da sarılmak istiyorsun doyasıya, yılların özlemi sanki içinde çok beklemiş de dışarı çıkmak istiyor gibi.
arkadaş diyorsun adına onun.
kalbini zorluyor, kalbin hızla çarpıyor. sanki izin versen göğsünden çıkacak gibi.
sesi kulaklarında yankılanıyor, nasıl da öyle deli atıyor.
bunun adı sevgi.

biri oluyor, bambaşka biri.
sana ömründe duymadığın, belki de hiç duyamayacağın sayısız güzellikte sözler söylüyor.
seviyorsun o sözleri, çünkü sevmeyi biliyorsun.
canı acısa canında hissediyorsun, mutluluğunu yaşıyorsun.
kalbin senden çok bağımsız, sesini ona duyurmak ister gibi.
seni hiç dinlemiyor, sana kendi cümlelerini kurmana müsaade etmiyor.
sen onu dinliyorsun hep, ne derse diline değdiriyor söylüyorsun.
ve hiçbir zaman anlam veremiyorsun buna, tarif edemiyorsun bu hissi.
bunun adı aşk.

biri var, hep eli üstünde.
her şeyini biliyor, her halini görüyor. seni okuyor, seni anlıyor; bazen anlamıyor.
seni gerekirse ağlatıyor ama kimsenin ağlatmasına izin vermiyor.
gözünde bir damla yaş görse, oturuyor karşında ağlıyor, "daha ne kadar ağlayacaksın yavrum" diyor.
yavrum diyor o.
bunun adı anne.

biri oluyor, ömrüne belki de hiç görmediğin biri.
bir sabah vakti, uykusuz bir gecenin sabahına güneşin doğmasını sağlıyor.
iki elin iki yanına düşmüş, çaresizlikten kıvrandığın bir anda, bak diyor burada bi kapı var, o kapıyı açıyor sana.
sonra öylece bırakmıyor seni, yine uğruyor yanına.
ama sana öyle bi benliğini sunuyor ki, aynada kendini gördüğünü sanıyorsun.
hayır aslında yanılıyorsun, aynada gördüğün senle o kişi farklı; hissediyorsun.
ama adı hayat olan bir şey var. herkese aynı yemeği veriyor ama herkes yemekten ayrı lezzet alıyor.
bu da öyle.
aynı yemeği yediğiniz ve farklı lezzetler aldığınız halde; o yemeği tanıyorsunuz.
işte bunu adı ne, bilmiyorsunuz.
bunun adı ne?