bugün
- beybi leydi10
- keki kabarmayan sözlük kızı15
- durduk yere tribe giren erkek11
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam8
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks30
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması8
- icardi190510
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni14
- anın görüntüsü13
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj17
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı10
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek46
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı18
- nervio13
- allah ile tanrının farkı var mı8
- allah yerine hızır'dan yardım istemek8
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- düşün ki o bunu okuyor14
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz13
- sözlük kızlarının saç rengi18
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak16
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- hemşire kızlar nasıl oluyor17
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi9
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir9
- içip içip entry girmek8
"diledin mi yanında tümden varolmayı an için
ve bir kaç sonrasında hiç yokmuşçasına"
ve bir kaç sonrasında hiç yokmuşçasına"
''dünyamsın benim zorbam düzenim
bundan gözlerim göğe çevrili
ellerim denizde.
hiç katılmadan sende yaşıyorum,
dirimimsin benim.
doğarken öldüğüm.''
aklımdan çıkmayan dizelerinin bulundugu tek kitabı daktiloya çekilmiş şiirler olan muhteşem kadın.
slyvia plath'tan etkilenmiş diyorlar. desinler.
o benim müntehirlerimin sahibi.
bir gün senin gibi başarılı olacagım zelda.*
ve kendisiyle aynı rahatsızlıgı paylaşıyormuşuz. sevinmeli mi? hiç sanmam.
ölmeseydin bir kaç şiir daha yazar bir kaç duyguma daha tercüman olurdun. ama sen zaten bu yeryüzünün bütün arka bahçelerini görmüştün değil mi?
bundan gözlerim göğe çevrili
ellerim denizde.
hiç katılmadan sende yaşıyorum,
dirimimsin benim.
doğarken öldüğüm.''
aklımdan çıkmayan dizelerinin bulundugu tek kitabı daktiloya çekilmiş şiirler olan muhteşem kadın.
slyvia plath'tan etkilenmiş diyorlar. desinler.
o benim müntehirlerimin sahibi.
bir gün senin gibi başarılı olacagım zelda.*
ve kendisiyle aynı rahatsızlıgı paylaşıyormuşuz. sevinmeli mi? hiç sanmam.
ölmeseydin bir kaç şiir daha yazar bir kaç duyguma daha tercüman olurdun. ama sen zaten bu yeryüzünün bütün arka bahçelerini görmüştün değil mi?
ne zaman ismini duysam, ne zaman aklıma gelse derin düşüncelere mukabil olduğum, benim için müthiş duygular senfonisi diyebileceğim kadar gözümde ondan daha ötesi kalbimde büyüttüğüm bir şairanelikdir kendisi. sylvia plath hakkındaki tez araştırmasından;
"Sylvia Plath'in intiharına gelince; ailede yaşanan karanlık deneyimlerin sosyal, tarihsel ve otobiyografik yıkımlara eklenmesi, onu önsel bir ideal olarak kabullendiği belirgin, açık seçik bir kendini yok edişe zorlamıştır. Bu ideal kendi akışını tamamen kendi içinde, ölümün zaruri ve saplantılı bir şekilde hayata yayılmasında bulmuştur. Kadınların toplumsal bir hastalığın sonucu olan perişanlığının kurbanı olmuştur. Plath'in narin, incinebilir ruhani varlığı ve her şeyin sürekli kirlenişinin iç karartıcı bir şekilde farkında oluşu onu ölüme sürüklemiştir. Karmaşık düşünce yapısının yol açtığı gerilimin niteliği çözümsüzlük doğururken, yaşamın gerilimi sonsuza doğru akar. Bu farklılık ölümün seçilmesinde, zihnin karmaşıklığının kurgusal bir temelde, yaşamın sonsuzluğuyla birleştirilmesinde ve saf insanilikle felaketimsi bir ölümlülüğe ulaşmak yolunda şiirler yaratılmasında sentezlenir. Zihnindeki çeşitli kasırgalardan kurtulamaz. Uygarlığa yönelik tehditlerin, kitlelerin ideal bir insanlığa ve var olmanın hazlarına veda edişlerin yanı sıra, Plath'in oluşturduğu psişik atmosferde önemli bir rol aldıkları için en küçük ayrıntıları bile abartma eğilimi, şiirlerle tanımlanacak vakumu oluşturur. Peki neden düşünceli bir sukunet içinde mesafesini koruyup, estetik bir uzaklıkta duramaz? Plath'in var oluşu, zalimliği doğal olarak kendisine yabancılaşmaya itecek olan şikayetçi zihni tarafından beslenen bir yalnızlık peçesiyle örtülür. Istırap içinde yaşar ve kaçamak kederini kavramayı başarır. Şiirlerini köşkünün tamiratı sırasında konan tuğlalar, intiharınıysa tam bir başarısızlık olan bu evin yıkılması eylemi olarak görebiliriz. " der.
kendisi hakkında -daha doğrusu kalemi hakkında-, daha derin bilgi sahibi olmak için şunlara göz atalım, keyfimiz yerinden kaçsın, bizi bu güzel havaların mahvetmesine izin vermeyelim:
"bütün yalnızlıklarınızın ilenci korusun çoğulluklarınızı,
cinnet koyun erdemin adını,
maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın,
hepiniz mezarısınız kendinizin..."
"Azımsanmayacak kadar ölmüşüm.Azımsanmayacak kadar ölüyüm. Geliyorlar bu evde doğan yeni bir ölümü görmeye.Koşarak, düşe kalka, yuvarlanarak, sürünerek. Nasıl olursa olsun görmek için bu eski dostlarının yeni cesetlerini ve göstermek için bu eski dostlarının yeni cesetlerini ve göstermek için kendi dirimlerinin kıvılcımlarını geliyorlar. Ölüm çaresizliği, toz ve küf kokan evden ayrıldıktan sonra seviniyorlar canlıyız diye. "
"Sylvia Plath'in intiharına gelince; ailede yaşanan karanlık deneyimlerin sosyal, tarihsel ve otobiyografik yıkımlara eklenmesi, onu önsel bir ideal olarak kabullendiği belirgin, açık seçik bir kendini yok edişe zorlamıştır. Bu ideal kendi akışını tamamen kendi içinde, ölümün zaruri ve saplantılı bir şekilde hayata yayılmasında bulmuştur. Kadınların toplumsal bir hastalığın sonucu olan perişanlığının kurbanı olmuştur. Plath'in narin, incinebilir ruhani varlığı ve her şeyin sürekli kirlenişinin iç karartıcı bir şekilde farkında oluşu onu ölüme sürüklemiştir. Karmaşık düşünce yapısının yol açtığı gerilimin niteliği çözümsüzlük doğururken, yaşamın gerilimi sonsuza doğru akar. Bu farklılık ölümün seçilmesinde, zihnin karmaşıklığının kurgusal bir temelde, yaşamın sonsuzluğuyla birleştirilmesinde ve saf insanilikle felaketimsi bir ölümlülüğe ulaşmak yolunda şiirler yaratılmasında sentezlenir. Zihnindeki çeşitli kasırgalardan kurtulamaz. Uygarlığa yönelik tehditlerin, kitlelerin ideal bir insanlığa ve var olmanın hazlarına veda edişlerin yanı sıra, Plath'in oluşturduğu psişik atmosferde önemli bir rol aldıkları için en küçük ayrıntıları bile abartma eğilimi, şiirlerle tanımlanacak vakumu oluşturur. Peki neden düşünceli bir sukunet içinde mesafesini koruyup, estetik bir uzaklıkta duramaz? Plath'in var oluşu, zalimliği doğal olarak kendisine yabancılaşmaya itecek olan şikayetçi zihni tarafından beslenen bir yalnızlık peçesiyle örtülür. Istırap içinde yaşar ve kaçamak kederini kavramayı başarır. Şiirlerini köşkünün tamiratı sırasında konan tuğlalar, intiharınıysa tam bir başarısızlık olan bu evin yıkılması eylemi olarak görebiliriz. " der.
kendisi hakkında -daha doğrusu kalemi hakkında-, daha derin bilgi sahibi olmak için şunlara göz atalım, keyfimiz yerinden kaçsın, bizi bu güzel havaların mahvetmesine izin vermeyelim:
"bütün yalnızlıklarınızın ilenci korusun çoğulluklarınızı,
cinnet koyun erdemin adını,
maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın,
hepiniz mezarısınız kendinizin..."
"Azımsanmayacak kadar ölmüşüm.Azımsanmayacak kadar ölüyüm. Geliyorlar bu evde doğan yeni bir ölümü görmeye.Koşarak, düşe kalka, yuvarlanarak, sürünerek. Nasıl olursa olsun görmek için bu eski dostlarının yeni cesetlerini ve göstermek için bu eski dostlarının yeni cesetlerini ve göstermek için kendi dirimlerinin kıvılcımlarını geliyorlar. Ölüm çaresizliği, toz ve küf kokan evden ayrıldıktan sonra seviniyorlar canlıyız diye. "
beden
beden onun bedeni bir tımarhane
içinde çok işçi, deli ve çalışkan!
onun bedeni bir kule
içinde çok basamak, karanlık ve nemli.
güldürerek çıkarır merdivenlerden,
ağlayarak indirir aşağı!
onun bedeni bir küre,
yüzeyi çok giz, parlak ve akışkan
döndürcükte gösterir çarpılmaz,
zamana saygılı ve acıyan...
"nilgün marmara"
beden onun bedeni bir tımarhane
içinde çok işçi, deli ve çalışkan!
onun bedeni bir kule
içinde çok basamak, karanlık ve nemli.
güldürerek çıkarır merdivenlerden,
ağlayarak indirir aşağı!
onun bedeni bir küre,
yüzeyi çok giz, parlak ve akışkan
döndürcükte gösterir çarpılmaz,
zamana saygılı ve acıyan...
"nilgün marmara"
Ve şimdi yollarında yaşamın
çığlık tünelleri kazmak
ve susmak'ı
yazmak
kalmıştır
işaretleyenlere
-bu, hepsi, belki-
türk edebiyatının sylvia plathıdır benim icin.
bir başyapıttır o.
çığlık tünelleri kazmak
ve susmak'ı
yazmak
kalmıştır
işaretleyenlere
-bu, hepsi, belki-
türk edebiyatının sylvia plathıdır benim icin.
bir başyapıttır o.
Mezar
tükenirdi monolog
kaçarken içine düştüğüm kara toplum
big bang sonrası büyük yalnızlık bilinmeyeni
saçlarında titreyen iblisler karartırken güneşi
üstüste gömülürken
saydam yaşamlar
bir yankı duyulurdu hiç'likten
bütün yalnızlıklarınızın ilenci
korusun çoğulluklarınızı
cinnet koyun erdemin adını
maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın
hepiniz mezarısınız kendinizin...
Nilgün Marmara
tükenirdi monolog
kaçarken içine düştüğüm kara toplum
big bang sonrası büyük yalnızlık bilinmeyeni
saçlarında titreyen iblisler karartırken güneşi
üstüste gömülürken
saydam yaşamlar
bir yankı duyulurdu hiç'likten
bütün yalnızlıklarınızın ilenci
korusun çoğulluklarınızı
cinnet koyun erdemin adını
maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın
hepiniz mezarısınız kendinizin...
Nilgün Marmara
bütün herşeyinden ziyade tek şiirinde ki bir söz ile beni kendine bağlayan kadın;
''El yazıma en çok benzeyen aşkım,
sana kelimelerimin gördüğü bütün düşlerimi bıraktım..''
sylvia plath ile acayip bir benzerlikleri var, hayata bakış açıları ile alakalı sanırım. ölümünün erken yaşta ve bu kadar trajik olması çok üzücü. her güzel insan dünyadan erken ayrılıyor bu bir gerçek, en azından çoğu böyle. Hayattan bu denli nefret ettiğinin kanıtıdır, kırmızı kahverengi defter adıyla yayınlanan kitabında "hayatın neresinden dönülse kârdır" ifadesi bence.
belki de, haksız sayılmaz.
''El yazıma en çok benzeyen aşkım,
sana kelimelerimin gördüğü bütün düşlerimi bıraktım..''
sylvia plath ile acayip bir benzerlikleri var, hayata bakış açıları ile alakalı sanırım. ölümünün erken yaşta ve bu kadar trajik olması çok üzücü. her güzel insan dünyadan erken ayrılıyor bu bir gerçek, en azından çoğu böyle. Hayattan bu denli nefret ettiğinin kanıtıdır, kırmızı kahverengi defter adıyla yayınlanan kitabında "hayatın neresinden dönülse kârdır" ifadesi bence.
belki de, haksız sayılmaz.
hayatın neresinden dönülse kârdır sorusuyla akıllara zarar verir.
intihar denince akla gelmesi üzüntü verici. şiirleri daha önemli.
"ne zamandır ertelediğim her acı
çıt çıkarıyor artık
başlıyor yeni bir ezgi"
çıt çıkarıyor artık
başlıyor yeni bir ezgi"
bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu.
Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden,
kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum,
kendime bir yer edinemiyorum, kendime bir yer..
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım,
ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden..
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden,
kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum,
kendime bir yer edinemiyorum, kendime bir yer..
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım,
ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden..
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
"...ada.
içkinliğini denizle aşan karacık.
Süsenlerini geziyorduk onun.
Korsanlar kralı aya nicholas,
Belki hazcıymış yaşamında,
Çünkü su karasıyla sarmış
çevresini biricik sarayında.
ama
sarnıçtaki kızına aşık, ah!"
içkinliğini denizle aşan karacık.
Süsenlerini geziyorduk onun.
Korsanlar kralı aya nicholas,
Belki hazcıymış yaşamında,
Çünkü su karasıyla sarmış
çevresini biricik sarayında.
ama
sarnıçtaki kızına aşık, ah!"
Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.
Maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın / hepiniz mezarısınız kendinizin
"öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" cümlesini her okuduğumda içimi titreten kadın.
sürekli tekrarlıyorum.
öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.
sürekli tekrarlıyorum.
öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.
"benden sonra kuşlara iyi bakın"
"hepimizin yerine balkondan düşeni hatırla,
şiir bazen öyle de çarpabilir hayata."
şiir bazen öyle de çarpabilir hayata."
yirmi dokuzuncu yaşının bugününde kaybettiğimiz şair. ışıklar içinde yatsın. "kuş koysunlar yoluna."
"azımsanamayacak kadar ölmüşüm
azımsanamayacak denli ölüyüm
geliyorlar, bu evde doğan
yeni bir ölümü görmeye;
koşarak, düşe kalka yuvarlanarak,
sürünerek... nasıl olursa olsun;
görmek için bu eski dostlarının
yeni cesetlerini ve göstermek için
kendi dirimlerinin kıvılcımlarını
geliyorlar! uyuyan arzunun düşün
imgelemenin anlağın belleğin
leş kokularını duymaya geliyorlar.
ölüm sessizliği, toz ve küf kokan
evden ayrıldıktan sonra
seviniyorlar canlıyız diye."
görsel
"azımsanamayacak kadar ölmüşüm
azımsanamayacak denli ölüyüm
geliyorlar, bu evde doğan
yeni bir ölümü görmeye;
koşarak, düşe kalka yuvarlanarak,
sürünerek... nasıl olursa olsun;
görmek için bu eski dostlarının
yeni cesetlerini ve göstermek için
kendi dirimlerinin kıvılcımlarını
geliyorlar! uyuyan arzunun düşün
imgelemenin anlağın belleğin
leş kokularını duymaya geliyorlar.
ölüm sessizliği, toz ve küf kokan
evden ayrıldıktan sonra
seviniyorlar canlıyız diye."
görsel
hepimizin yerine balkondan düşeni hatırla
şiir bazen öyle de çarpabilir hayata..
intihar etmiş yazar, ardından yazılmış dizeler.
yanlış biliyormuşum.
senden sonra kuşlara iyi baktık, merak etme.
şiir bazen öyle de çarpabilir hayata..
intihar etmiş yazar, ardından yazılmış dizeler.
yanlış biliyormuşum.
senden sonra kuşlara iyi baktık, merak etme.
arzuladığı öte ışıkları aramaya gitmiştir, ondandır kendisini yüksekliğe hapsetmesi.
intihar ettiği söylenen şair! Hem de ekimin on üçü gibi bir tarihte... Ciddi olamazsınız, nilgün intihar mı etti yoksa şiirlerindeki o birinci tekil şahısın düşle gerçek arasındaki ayrımını mı gördü? Neydi ki onu bir sıra çevirip nefesini değil de bedenini bir boşluğa haykırmaya yönlendiren? "intihar" demek ne kolay! Oysa nilgün intihar etmedi, o boşluğu şiirleştirdi; okuyamıyorsunuz diye onu suçlamayın!
balkondan itilmi$ diyorlar.
"hayatın neresinden dönülse kardır." intihar ettikten sonra defteri arasında bu sözün bulunduğu söylenen yazar.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar