bugün

alakasız kişiler sorduğunda sinir katsayısını arttıran sorudur.
(bkz: sanane)
sonat bağcan diye bayan bir şarkıcının 1995 yılında söyleyiverdiği eski ama hala güzel olan şarkının adı.
sözler de şöyledir:

ne yaptım alındın sevgilim
ne yaptım darıldın
suclular gibisin,gözlerin bir tuhaf bakıyor
böyle miydin eskiden sen
haline bak,ne var ne oldu...
hiç biter mi böyle bir sevda
nasıl yapabildin sen aşkolsun
beni bırakıp böyle yapayalnız
nereye gidiyorsun?
cem adrian'ın emir albümünde yer alan enfes parça.

--spoiler--
hep bu şarkılarla
yüzünde korkularla
içinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun

bu sahte baharlarla
kıymetsiz dualarla
utanmaz bir yağmurla
yine mi gidiyorsun

çocuk
her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği
ve her gözyaşının altında bir dua
kimsenin duymadığı
çevir gökyüzüne başını
bakma arkana
--spoiler--
(bkz: cehennemin dibine gelcen mi)
(bkz: quo vadis)
(bkz: kovadis)
en çok tuvalete gidildiğinde soruluyorsa bünyede agresiflik yapan sorudur.
cem adrian'ın az önce dinlemeye başladığım ve sanırım sabaha kadar da aralıksız dinleyeceğim "yine yapmış" şarkısı.

Çocuk
Sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin
Topla kalbini cadde cadde, sokak sokak
Kazı ayak izlerini birer birer gri kaldırımlarından
Bakma yüzlerine hiç
Görme onları
Çocuk bu kez ağlama
Bu kez git

Gölgeni, ismini sil yavaş yavaş
Giderken bu kentten tükür yüzüne yalnızlığının
Kalbini, kendini sök yavaş yavaş
Giderken bu kentten sakın ağlama sus

Unut
Ne yaptı sana
Unut
Ne söyledi
Unut
Ne varsa vazgeçtiğin

Yüzünde korkularla
içinde çığlıklarla
Kalbinde simsiyahlar
Nereye gidiyorsun

Hep bu şarkılarla
Kıymetsiz dualarla
Utanmaz bir yağmurla
Nereye gidiyorsun

Yolları, duvarları geç yavaş yavaş
Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını
Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş
Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının

Ve unut ne yaptı sana
Unut neler anlattı
Unut ne varsa vazgeçtiğin

Yüzünde korkularla
içinde çığlıklarla
Kalbinde simsiyahlar
Nereye gidiyorsun

Hep bu şarkılarla
Kıymetsiz dualarla
Utanmaz bir yağmurla
Nereye gidiyorsun

Yüzünde korkularla
içinde çığlıklarla
Kalbinde simsiyahlar
Nereye gidiyorsun

Bu sahte baharlarla
Kıymetsiz dualarla
Utanmaz bir yağmurla
Yine mi gidiyorsun

Çocuk
Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği
Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı
Çevir gökyüzüne başını
Bakma arkana
Daha sert basa basa, daha güçlü
Anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla!
Gitmek yenilmek değil kazanmak da!
Gitmek gitmektir işte
Hepsi bu
yüreğimin götürdüğü yere diye cevap verilebilecek bir soru öbeği.
meraklı apartman teyzesi: aa pnar hoşgeldin. okul bitti mi?
pnar: yok haftasonu için geldim.
mat: hııı.. iyiymiş. hadi bakalım dinlen bari.
pnar: ?!
mat: ee. sen nereye böyle?
pnar: şimdiiiii, arkadaşlar dün akşam aradılar dediler ki "yarın sahilde 7 gibi buluşulcak, sen de gel" bayadır görüşememiştik . okul uzakta olunca işte arkadaşlıklardan uzaklaştırıyor insanı. neyse öyle yani, annemlerin haberi var. aşşağıda buluşacağız, tabu falan oynar, ordan da go-karta falan gideriz. sonra da geç olmadan eve gelirim. merak etmeyin. görüşürüüzzzzz...
mat: hı?
aşmış cem adrian'ın aşmış şarkısı. Sonunda şiir gibi okuduğu kısım gözlerden yaşların geldiği kısımdır.. Şarapla iyi gider bu şarkı. Öyle bir şey.
Çocuk...
Sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin.
Topla kalbini cadde cadde, sokak sokak...
Kazı ayak izlerini birer birer gri kaldırımlarından...
Bakma yüzlerine hiç...
Görme onları...
Çocuk bu kez ağlama...
Bu kez git.

Gölgeni, ismini sil yavaş yavaş...
Giderken bu kentten tükür yüzüne yalnızlığının...
Kalbini, kendini sök yavaş yavaş...
Giderken bu kentten sakın ağlama sus...

Unut!
Ne yaptı sana!
Unut!
Ne söyledi!
Unut!
Ne varsa vazgeçtiğin...

Yüzünde korkularla...
içinde çığlıklarla...
Kalbinde simsiyahlar?
Nereye gidiyorsun?

Hep bu şarkılarla...
Kıymetsiz dualarla...
Utanmaz bir yağmurla?
Nereye gidiyorsun?

Yolları, duvarları geç yavaş yavaş...
Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını...
Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş...
Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının...

Ve unut ne yaptı sana!
Unut neler anlattı!
Unut ne varsa vazgeçtiğin!

Yüzünde korkularla...
içinde çığlıklarla...
Kalbinde simsiyahlar?
Nereye gidiyorsun?

Hep bu şarkılarla...
Kıymetsiz dualarla...
Utanmaz bir yağmurla?
Nereye gidiyorsun?

Yüzünde korkularla...
içinde çığlıklarla...
Kalbinde simsiyahlar?
Nereye gidiyorsun?

Bu sahte baharlarla,
Kıymetsiz dualarla...
Utanmaz bir yağmurla?
Yine mi gidiyorsun?

Çocuk...
Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği...
Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı...
Çevir gökyüzüne başını...
Bakma arkana!
Daha sert basa basa, daha güçlü!
Anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla!
Gitmek yenilmek değil kazanmak da!
Gitmek gitmektir işte...
Hepsi bu.

Budur. Cem adrian yine Çoşmuştur.
"Çocuk
Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği
Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı
Çevir gökyüzüne başını
Bakma arkana
Daha sert basa basa, daha güçlü
Anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla!
Gitmek yenilmek değil kazanmak da!
Gitmek gitmektir işte
Hepsi bu......."

hepsi bu. evet. cem adrian'dır. yine ağlatmıştır.

Yüzünde korkularla...
içinde çığlıklarla...
Kalbinde simsiyahlar?
Nereye gidiyorsun?

nereye gidiyorsun!
hatırlatan, boğazı düğümleyen, sessizce ağlatan şarkıdır.
çok güzel olmuş.
cem adrian her söylediğinde her seferinde farklı bir his yaşatan şaheser. şahsen 3 adet ayrı kaydını üst üste dinlemekten mükemmel bir orgazmik zevk duyuyorum. ikilem, disko kralı ve orijinal versiyon olmak üzere... favorim disko kralı versiyonu elbette.
cem adrian ın tapılası şarkısı alıyor götürüyor yahu.
cem adrian'ın harika şarkısı. kalbinizin titrediğini hissediyorsunuz dinlerken ve onunla eşzamanlı soruyorum her dinleyişimde kendime: nereye gidiyorum?
iğne olmaya giden öğrenci fruko, hocadan izin alır.
sülo- nereye gidiyorsun lan fruko(fruko kapıyı kapatır)
adnan hoca- vurdurmaya gidiyor süleyman.
sülo-hee iyi. ne? hönk
beyhude bir ömrün sonundaki soru işareti. giden, gitmeye karar vermişse hangi soru döndürebilir onu? dönse bile nokta konabilir mi bir cümlenin sonuna? ahh üç nokta, hayatımız gibi...
(bkz: cumaya gittim gelecegim) *
sürekli ve üst üste dinleme hissi uyandıran şarkılardandır bu şarkı.sözler, müzik ve sesin en uyumlu birlikteliği denilebilir.
hellori hikayesinde geçerdi. "nereden geliyorsun nereye gidiyorsun ey yolcu?" hani şu mahlukatül böcekle konuşan adam.
(bkz: uyduk bir alamete gidiyoruz kıyamete)
terk edilen insanın ilk sorusudur. nereye gidiyorsun? hani hiç ayrlmayacaktık, böylemi kavilleşmiştik? yalnızlığa bıraktığın bu gözleri özlemeyecekmisin? sorular, sorular? gitmeye karar vermiştir bir kez, arkasına bakmadan yeni bir yaşama yelken açmaktır amaç. arkasında bıraktığı yaşlı gözleri düşünmeden yürür, yürür.
müziğin sözlerine bu kadar yakışabileceği şarkıdır. fazla dinlenilmesi tavsiye edilemeyecek derecede yoğundur.
'' çocuk!
sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin,
topla kalbini cadde cadde, sokak sokak.
kazı ayak izlerini birer birer kıyı kaldırımlarından.
bakma yüzlerine hiç, görme onları.
çocuk, bu kez ağlama. bu kez git. ''

hazan beni yolun sonunda yakaladı.. kalbini kırışımı, sessizce izledim.. herkes bliyordu benim için yeteri kadar iyi değildin. ama benim tüm yapmam gereken, bir özür dilemekti içten.. zamanı geri almak cehennem gibi.. lakin, belki ozaman nasıl olduğunu görebilirim.. oyun, sana bir şans daha vermem gerektiğini söylüyor..

ama artık çok mu geç?

herşey bitti mi?

asla sevemeyeceksin beni..


'' çocuk,
her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği..
ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı..
çevir gökyüzüne başını.
bakma arkana!
daha sert basa basa, daha güçlü!
anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla!
gitmek yenilmek değil kazanmak da!
gitmek gitmektir işte.
hepsi bu. ''

ama eminim tüm bunların çökeceğini tahmin etmezdin, hayır etmezdin.. allak bullak ettim kafanı.. köprülerin yakıldı, sıra sende.. biliyorum derler ki; 'bazı şeyleri söylememek, daha iyi olur söylemektense onları..' kafamı karıştırıp duruyor, anlatılan onca şey.. dürüstlüğü seçmeliydin.. zarar verildi..

artık gitsem iyi olucak..

'' yolları, duvarları geç yavaş yavaş..
giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını..
ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş..
giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının..

ve unut ne yaptı sana!
unut neler anlattı.
unut ne varsa vazgeçtiğin!

yüzünde korkularla,
içinde çığlıklarla,
kalbinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun?

bu sahte baharlarla,
kıymetsiz dualarla,
utanmaz bir yağmurla
yine mi gidiyorsun? ''