bugün

(bkz: altın oran)
Çünkü kâbe'nin bulunduğu konum Dünyanın en yoğun enerji geçiş noktasıdır. The Arrivals (gelenler)'i izleyenler bilir.

edit: ayrıca; Değerli Kardeşimiz;
Müslümanlar'ın Kabeye yönelerek ibadet etmeleri Kabe'nin zatından dolayı değildir
"insanlardan bir kısım sefihler: “Onları (o Müslümanları) üzerinde bulundukları (yöneldikleri) kıblelerinden çeviren nedir?” diyecekler. (Ey Resûlüm! Onlara) de ki: “Doğu da batı da (her yer) Allah’ındır.” (O,) dilediği kimseyi (hikmetine binâen, kendi lütfundan)dosdoğru bir yola hidâyet eder." (Bakara, 142)
Allah Teâlâ bu âyetle, mü'minlerin Beyt-i Makdis'e yönelmeyi bırakıp Ka'be'ye dönmelerini istemiştir. Böylece Hak Teâlâ, doğunun, batının ve bütün yön ile tarafların kendisinin mülkü ve yarattığı şeyler olduğunu beyân etmiştir. Binâenaleyh Allah'ın yönelmenizi emrettiği yer kıbledir. Çünkü kıble, zatından dolayı kıble olmamıştır. Aksine Allah onu kıble tayin ettiği için kıble olmuştur. Binaenaleyh eğer Allah Ka'be'yi kıble yapmış ise bunu kabul etmemezlik edilmez.
Birlik ve beraberlik için.
Düşünün mescide gittiniz ve herkes bir ayrı bir yöne yönelmiş. Böylesi bir görüntüde bir birlikten söz edilebilir mi?

Semboliktir ancak anlamlı bir emirdir.
Hz Muhammed allah'in yuce kuludur.ama kuldur. Kabeye dogru namaz kilarak kula tapmis olmuyor muyuz simdi?
Kabe yeryüzünde allah(cc) ın tecelligahıdır. Kabe yedi kat arşa kadar tecelligahtır. Meleklerde o yöne secde ederler.
o dönemlerde dünyanın düz olduğunu düşündükleri için olabilir. yoksa kabeden belli bir mesafe uzaklıkta olan herkes aslında uzay boşluğuna doğru kılıyor.

tabi gereklilikten öte sembolik bir şeydir bu. birlik beraberliğe vurgu yapar.
Allah namaz kılarken kabeye yönelmeyi emrettikten bir kaç ayet sonra...

Bakara177:

iyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. işte bunlar, doğru olanlardır. işte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
pek de öyle denemez :

görsel
ya bu dünya yuvarlak kardeş. amuda kalkıp mı kılacaz namazı cözemedim gitti.