bugün

uyuyamamanın, uzun süredir uyumamışlığın, uykuya dalamayışımın ve muhtemelen bugünü de uykuya hissedilen özlemle devam edeceğinin verdiği yorgunluk var üstümde.
yorgun, ama bitmiş tükenmiş değil sadece yorgun.
Umutlu. Düşünüyorum bu noktaya nasıl geldim. Nedir bu kısılmışlık? nedir bu korkaklık? Korkmadan uzun süre korka korka yaşadığımı söylemem lazım. Neyden peki ? Kendi yarattığım yaratıklardan. Hiç kimse bana kendim kadar acı vermedi. iyice düşününce bunu anlıyorum. Bir insanı kimse kendisi kadar yoramıyor. Bu bir alışkanlığa dönmüşse eğer kesip atmak lazım, gömmek deniz dibine, fırlatmak hızlı giden bir araba camından...Sonra hep korktuğun ne varsa tam tersini yapmak. En tersini yapmak. Kendini devirmek lazım önce.

edit: iş bu entry, Hümeyra: tutsana ellerimi eşliğinde okunursa daha etkili oluyor.
görsel
Son sigarasını tersten yakan bi müptezel gibi..
karanlığı izleyecek kadar manasız.
heyecansız.
Vahşi doğada ailesi tarafından terkedilmiş aslan yavrusu gibi.
oruspu gibi diyeceğim de ben zaten oruspuyum.
Güzel, siz?
içim içime sığmıyor da taştığım yer bataklık gibi.
Sevip de sevilmemek nasıl hissettirirse öyle hissediyorum. Ben ona o başkasına mesaj atıyor.
Hala eksik.
grip sonrası kullanılmış ve bir kenarda unutulmuş kağıt havlu gibiyim...
Bi şey eksik sanki.
görsel
Çok tuhaf.
Cıvıl cıvıl olduğum halde içimde bir hüzün var. Ağlarken gülesim, gülerken ağlayasım geliyor.
Beynim, yüreğime; "daralma, bu kadar duygusal olma bak ikimize de zarar." derken.
Yüreğim; " odunsun, odun." Diye sitem ediyor.
Araya vicdanım girip; " hep benim yüzümden, olmasaydım ikinizde rahat ederdiniz" dedikten sonra,
ruhum; " daraldım yeminle, sıktınız beni." Diye sitem ediyor. ( Biraz çocuk gibidir de.)
Ben ise; bu tartışmayı uzaktan izliyorum, hiç karışmıyorum. Galibi yok biliyorum.
Sinirli. Lanet bmx'i satamadım hala anasını satayım.
Bir yandan ilaçların yan etkisi ile bitkin bir yandan özlemle dolu ama sanırım genel olarak yorgun.
Kredi kartına 8 milyar borçlı hissediyorum.
tuvaletten yeni çıktım biraz sıkıntılı hissediyorum.
Var ile Yok arasında,
Aç ile tok arasında,
Dost ile aşk arasında,
Velhasıl iki arada bir derede...
birden neşe saçarken birden denizin dibine nasıl batarsın?
hangisiyiz neşeli olduğumuz an mı yoksa acılar içinde kıvrandığımız an mı? Benliğinden bir kez dahi olsa çıkmadan yaşayabilen var mı? hiç mi keşke olmadın şu hayatta ?
ne istiyoruz hayattan insanlardan en önemlisi de kendimizden ? cevabını bildiğin sorular sorma derler ya cevabını bildiği halde yine de neden sorgular insan ?
tamam kabul herkes bir kere düşüyor o kuyuya ,bir kere batıyor denizin dibine,bir kere görüyor karanlığı ya sonrası
tebrikler kocaman bir umursamazsın artık, hiçbir şey yıkamaz seni,öldürmedi ama güçlendirdi di mi?
kocaman bir yalan. Kandırma kendini en çokta etrafındakileri geçmez ama alışırsın zamanla yok olur sanırsın ama alışırsın güçlenmezsin ama alışırsın sadece ALIŞIRSIN.
Şimdi ne yapacaksın peki ?
kendini bulduğun her an otur ve dinle onu seni sen yapan bu yoldu işte. Yalnızlıktan şikayet ettin ya defalarca o yalnızlık seni sana getirdi işte geç oldu ama güç olmadı
Yorgun. Hissiz. Boş...
bittikten sonra üzerine basılarak tek kale maç yapılan teneke kola kutusu gibi.