bugün

Kendine iyi bak, kendine cici bak cümleleri gelmeden önceki evre.
hayat nasıl gidiyor sorusuna tersler gibi çok kötü çok diyemiyorsun ister istemez iyi gidiyor diyorsu.
Genel hayat mı özel hayat mı hangisini kastediyor acaba.
insan hayatında bu soruyu kimseye sormamalı. çünkü; bu soru öyle samimiyetsiz bir soru ki, insan eğer bu soruyu soracak kadar samimiyetsizse karşısındakine, ben de ona soruyorum "bre ak seni! madem o kadar samimiyetin yok ne yapacaksın adamın hayatını? sanane?". misal; babanın arkadaşı ile karşılıklı gelmişsin, adamla tokalaşacağına "çak lan bi beşlik" demek gibi bir şey bu da sanırım. her şeyin bi uslubu var, yolu yordamı. böyle saçma sorular sormak yerine efendi gibi sorsana kardeşim? sordun cevap vermedik mi? amacın ne lan senin? *
genelde pc de msni açtıgınızda karsılasılan sıkıcı dialog.
(bkz: ne var ne yok)
- naber hayat nasıl gidiyor?
- daha belli değil.
canlı bir metabolizmaya sorulabilecek enfes sorunun uyandırabileceği düşünce.

-hayat nasıl gidiyor?
-süper, az önce sıçtım mesela. boşaltım sistemi çalışıyor anlayacağın.
naber hayat nasıl gidiyor?
- sen sormadan önce daha iyiydi be hacı.
+ya sen de sormadan anlatmıyosun bi şey ha
-lan ne anlatıyım gidiyo işte geçenlerde astral seyahat yaptım, 2 milyon dolara dubai'den ev falan mı aldım diyim
+harbi mi hacı aldın mı
-lan bi git manyak..
bunun yerine,

-sizi çok iyi gördüm, ben nasılım?

sorusunu sorun.. daha karizmatik. alınan cevap karizmayı sarsabilir..
özellikle msnde gün aşırı bu soruyu size yönelten bir ilkokul arkadaşınız varsa hayatın anlamını araştırmaya, taa tibet'e iten saçmalıktır insanı.

haftada bir soranlara saygı duyulur
msn'de yapılan boktan muhabbetlerden birisidir. ne amaçla yapılır hala çözülemez ama nasılsın sorusunun tiki versiyonu olarakta bilinir.
sade bir nasilsin in yerini asla tutamaz. hayat nasil gidiyor da ne demek allasen. sacmalik!
bilmiyorum yalnız bende mi var bu durum; ama çok sinir bozucu ve sadece sorulmak için sorulmuş bir soru olduğu izlenimi uyandırıyor bu soru bende. pek de samimi olmayan ama bir yerlerden tanışıklığı olan iki insan karşılaştıklarında konuşacak bir mevzu olmadığından aralarında "naber nasıl gidiyor hayat?" diye laf olsun diye bu soruyu sorarlar, cevap da klişeleşmiş bir şekilde "nolsun be bildiğin gibi koşuşturup duruyoruz." olur. bu pişkin soruyu soran da eklemeden duramaz "hım aynı yani, olsun başka dert vermesin allah." cümlesini. sonra bu kısır muhabbet tahammül edilemez bir sıkıcılık alır, bir işiniz yoksa da bir iş uydurup orayı ve o kişiyi terketme ihtiyacı duyarsınız. çoğu zaman da karşıdaki anlar bu durumu ama iplemez, umrunda değildir.
işte gereksiz saçma sapan boşa harcanmış bir vakittir elde kalan.
hayat akıp gitmektedir rutininde, sormak bir şeyi değiştirmez.