bugün

kader'i inkar ediyor "tartışmalı bir fazlalık" diyor. sakıncalıdır.
çocuk tecavüzünden yatmıştır.hüseyin
üzmez'e laf edenler bir zahmet bu "adam"a da laf etsinler.
"islam dünyasında saygın bir yere sahip olan Mustafa islamoğlu Hoca, gelenekselleşen toplantılarında Kur'an ve Sünnet üzerine sohbetlere yer verirken gündemin de nabzını tutuyor. Hür Adam Filmi ile ilgili eleştirilecek bazı noktaların olabileceğini fakat bunların bu emeği ve başrolünü Kur'an'ın oynadığı bir filmi zayi etmeye yetmeyeceğini bildiren islamoğlu, "gidin ve insanları da götürün" çağrısında bulundu."

http://www.timeturk.com/t...am-filmini-yorumladi.html
1981 yılında yaşı küçük erkek çocuğuna tecavüzden hapis cezası almış ( kesin hüküm ) şahıs.

meraklı kedi editi : nooldu ciğerim mustafa amcanla özeline mi girdim ? eksilemişsin de.
bu "adama" şunu sormak isterdim:niye en başta islam dışı sistemleri batıl sayıyordun da şimdi hakla batılın eşitlendiği demokrasinin havarisi kesildin?müridlerini kaybetmekten korktuğun için bu demokrasi meselesini pek ağzına almadığını kendi ağzınla söylüyorsun.bırakalım müslümanı şahsiyeti olan bir insana kıvırmak saklamak hem de kendi müridlerine takiyye yapmak yakışıyor mu.baktın ılımlılaşınca müşterilerin artıyor sen de başladın eski muvahhid mustafadan ayrılmaya.sen çelişkilerle dolu ve methoddan yoksun düşüncelerinle cahil yığınları arkanda sürükle bakalım.gümbür gümbür samimi müslümanlar sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.sen de yozlaştın artık be mustafa.artık insanlar seni hilal tvde görmekten sıkıldı sen miadını doldurdun.halbuki 10 kasım cuma günü ne demiştin:"şimdi sıra bizde".sen sıranı çoktan savdın ve yozlaştın.gelecek tutarlı ve methodik bir düşünce sistemine sahip samimi müslümanların inşallah.bir de arapçayı bilmediğin gerçeğini arapça bilenler gayet iyi biliyor.ama sen müridlerini kandırmaya devam et.sen artık doğal sınırlarına ulaştın mustafa.sen ancak o binayı dolduracak kemikleşmiş ""fanatik" taraftarlarınla doldurabilirsin.halbuki o binalara dolması gereken samimi müslümanlar olmalıydı senin yalakaların değil.
(bkz: demokrat mustafa)
http://www.youtube.com/watch?v=ygv4J8R9YxI

kendisine iftira atanlar ile arasında hem itikadi hem felsefi hem siyasi olarak kocaman bir fark vardır. onun seviyesine ulaşamadıkları için kuduruyorlar...
(bkz: ahmet islamoğlu nun ali eren hocaya yazdığı mektup)
bu devrin mutezilesidir ve tek sapıklığı kaderi inkar etmesi değildir, bir sürü vardır. islam alimleri, mezheb alimlerinin çoğu ''kaderi konuşmayın'' der.

bu adam koca bir alim görünümünde ama, kur'an'dan hükümde şirki çıkaramayan biri. dolayısıyla takipçileri de bundan habersiz. 1000 tane şeyi doğru söylüyor olabiliri, lakin böyle kişilerden din öğrenilmez; özellikle tevhid hiç öğrenilmez. tevhidi bilen biri bu adamın menhecini kolayca anlar.
Kendisinin deyimiyle ''Cins Kafa''lardandır. Üç Muhammed, Yahudileşme Temayülü, imamlar ve Sultanlar gibi eserleriyle Emevî Sünnetçiliğini farklı bir şekilde eleştirmiştir.
Ancak günümüz dini statükocuları tarafından bir nevi afaroz edilmiştir. (islamda afaroz yoktur demeyin, ona kalırsa tekfir etmek hiç yoktur.)
Ne var ki dini cemmatlere hoş görüneceğim derken, Ergenekon Susturma Operasyonu sürecinde yapılan haksız muamelelere tek kelime ses çıkarmamış, kendisi de bir köşe yazısından dolayı hapis yattığı halde Arınç'ın bile eleştirdiği gazetecilerin tutuklanması olayında 3 maymunu oynamış ve Emevilerden kalan yozlaşmış bir gelenekten -statükodan- yana tavır takınmıştır..
(bkz: severek okuyoruz)
"Muhterem Ali Eren Beyefendi!..

Selamlar, sevgiler, dualar, hürmetler...

Allah, hidayet ve salah veresice oğlum Mustafa islamoğluna köşenizde verdiğiniz, "Kur anı Kerim e el sürme" mevzuunda, alimane, arifane, vakıfane cevabınızdan dolayı sizi canı gönülden tebrik eder ve halisane şükranlarımı arz ederim. Hürmet ve dualarımla...

Aciz Ahmed islamoğlu. Mütekait (emekli) imam hatip ve fahri vaiz. Develi / Kayseri.

"Not: Muhterem Hocam (Ali Eren)!... Mustafa nın dâl ve mudılliği, baba olarak bizi çok huzursuz etmektedir. Salahına dua etmekteyiz. Sizlerden de ıslahına dua istirham etmekteyiz. icap ederse, bu kısa tebrik ve teşekkürnamemi köşenizde dipnot alarak neşredersiniz... Milyonları ifsat ve idlal etmesin... Cevabınız, fakiri pek memnun ve mesrur etti. Hak razı olsun..."

ahmet islamoğlu

ehli beyte yakışıksız şeyleri isnad eden, sahabeye dil uzatan bir fitnedir kendisi.

el edid: ed hominem, eminem eminem, köyümün güzeli asla yapılmamaktadır. kendisine allah tan selamet diliyoruz. ancak yoldan çıkmış fikirlerini söylerken mecburen ismini zikrediyoruz o kadar da olmalı değil mi ? efendimiz sav in mucizlerini küçümseyen, peygambere "sıradan bi insandı", sahabeye "avamdı" diyen birine ad hominem yapılmaz. allah hidayet versin denilir. fakat skalına bakıp da hoca zannedenlere karşı da uyarmak icap etmekte.
ehl-i sünnet dışı görüşleri olan ve hilal tv'de programlara çıkan şahıs. ' mustafa islamoğlu'nun batıl görüşlerine karşı hak söz ' isimli güzide kitapta, islamoğlu'nın batıl görüşlerine en güzel bir şekilde reddiyeler yapılmıştır. bu şahısın muhterem babası, ehl-i sünnet bir hocadır ve ali eren hoca'ya oğlu hakkındaki üzücü gerçekleri anlatan bir mektup yollamıştır bu güzel amcamız. allah ıslah etsin oğlunu. mektubu şu şekildedir:

MUSTAFA iSLAMOĞLU'NUN BABASININ ALi EREN'E YAZDIĞI MEKTUP
Muhterem Ali Eren Beyefendi!..

Selamlar, sevgiler, dualar, hürmetler...

Allah, hidayet ve salah veresice oğlum Mustafa islamoğlu'na köşenizde verdiğiniz, Kuran-ı Kerime el sürme mevzuunda, alimane, arifane, vakıfane cevabınızdan dolayı sizi canı gönülden tebrik eder ve halisane şükranlarımı arz ederim. Hürmet ve dualarımla...

Aciz Ahmed islamoğlu. Mütekait (emekli) imam-hatip ve fahri vaiz. Develi / Kayseri.

Not: Muhterem Hocam (Ali Eren)!... Mustafa'nın dâl ve mudılliği, baba olarak bizi çok huzursuz etmektedir. Salahına dua etmekteyiz. Sizlerden de ıslahına dua istirham etmekteyiz. icap ederse, bu kısa tebrik ve teşekkürnamemi köşenizde dipnot alarak neşredersiniz... Milyonları ifsat ve idlal etmesin... Cevabınız, fakiri pek memnun ve mesrur etti. Hak razı olsun...
'' Vaiz Babanın Teşekkür ve Üzüntüsü '' Ali Eren / Yeni Mesaj,21.10.2000
Not: dâl = sapık mudıl = saptırıcı idlal etmek = saptırmak, yoldan çıkarmak.
tecavüzü belgeleyen mahkeme kararı; http://www.odatv.com/n.ph...mahkeme-karari-0108111200
hakkındaki tecavüz iddiaları hakkında konuşmak istiyorum.

etmiştir, etmemiştir bilmiyorum. kendi görüşümü de burada açıklamayacağım. ama şeriatın geçerli olduğu bir islam ülkesinde bu duruma düşen bir insan için "ceza" ne olurdu onu anlatmaya çalışacağım.

konu: islamoğlu'nun bir erkek çocuğuna tecavüzü.
deliller: çocuğun ifadesi, adli tıptan ve doktorlardan alınmış çeşitli tecavüzü onaylayan raporlar.

öncelikle islam'ın düsturunu yazalım:

"din kardeşinin kusurunu ört, ayıbını gizle, belki tövbe eder de allah da onu affeder"

amma!

şu dört suçu işledikten sonra, suçu toplum tarafından duyulan kişi bunun dışındadır.

1- adam öldürme
2- terör
3- zina ve tecavüz
4- hırsızlık

bu suçları işleyip de suçu da toplum tarafından duyulmuş olan kişiye suçun cezası tatbik edilir.

gelelim ilgili vakaya;

tecavüz suçunun işlendiğinin kesinleşmesi için islam hangi delili ister?

- ya tecavüze uğrayan suçu anlatacak
- ya tecavüz eden itiraf edecek
- ikisinin de ifadesi yoksa dört şahit aranacak.

ilgili durumda, hem tecavüze uğrayan kişinin ifadeleri hem de doktorlardan, adli tıptan alınmış raporlar var.

yani islam şeriatına göre suç kesinleşmiş.

peki erkeğin erkeğe tecavüzü suçun cezası nedir?

pek çok ayet ve hadislerde belirtilmiştir. erkek erkeğe bırakın tecavüzü, zina etmenin dahi cezası islam'da ölümdür.

nasıl insan öldürmenin cezası ölümse, erkek erkeğe ilişkinin veya tecavüzün cezası da ölüm olarak belirlenmiştir.

kendisi yatsın kalksın, islam şeriatının olmadığı bir ülkede 2.5 yıl hapis yatıp çıktığına dua etsin.

öyle hacı hoca ayağına da hiç şeriat gelsin diye çabalamasın, ölmek istemiyorsa.

not: islam hakkındaki samimiyetini buradan anlayabilirsiniz.
1981 yılında tecavüzden hapis yatmış. hem de küçük bir erkek çocuğuna. bu alim diye geçinenlerin kanında mı var bu sübyancılık anlamadım.
islamiyeti ne kadar "hoca" kılıklı din düşmanı adam varsa onlardan dinleyen kimselerin hayal kırıklığını da ben anlamıyorum. ne sanıyordunuz yani, dini bu adamların felaha erdireceğini mi?

al birini vur ötekine;

- mustafa islamoğlu
- mustafa karataş
- abdulaziz bayındır
- adnan oktar
- iskender evrenesoğlu
- ömer öngüt
- müslüm gündüz
- yaşar nuri öztürk
- zekeriya beyaz

daha kimler kimler var allah bilir.
adam mahkum olmuş, babası böyle evlat olmaz olsun demiş ama hala "iftira ediyollaa" diye çığrınan destekçileri var.

(bkz: tatlı geldi galiba)
erkek çocuklarını çok sevmektedir.
bugün bir müridiyle konuştum, bu zat tefsir sohbetlerine düzenli bir şekilde devam ederdi.ayrıca hocaya toz kondurmazdı.görüştüğümde mustafa islamoğlunu eleştirdiğimde, islamoğlu demokrat olalı artık onun da islamoğlunun yanlış yolda olduğunu anladığını, bu demokratlık hikayesinden sonra müritlerinin hızla azaldığını belirtti.ne denir:elhamdulillah.
hakkında çok konuşulan çirkin olay iftira mıdır, gerçek midir bilemeyeceğimiz kişi... ama eğer iftiraysa, ben olsam, gider, aklanır, iftiracıyla hesaplaşır, öyle çıkarım milletin karşısına...

neyse, bunun üzerinde durmayalım, fikirlere bakalım: ehl-i sünnet düşmanı, mezhepsiz, allah resulü'nden hiçbir saygı edası taşımadan söz eden, "üç m......." türünden gariplikler yapan, bence hiçbir islami değeri olmayan biri...

yolda görsem selam vermem, o derece...
islamoğlu Eşariliği eleştiriken çok temel hatalara düşüyor:
1-Eşariliği(özellikle kadere inandıkları için) eleştirirken Maturidiliği savunuyor ancak Maturidilik ile Eşarilik arasında islamoğlu nun dediği kadar fark yok, kader konusu dahil.Eşarilik çoğu müslümanın inandığı bir kader anlayışına sahipken, islamoğlu kadere inanmıyor.Kuranda açık bir şekilde kaderden bahsedilmesine rağmen.
2-islamoğlu Eşarilik yüzünden bilimde geri kaldığımızı iddia ediyor ama bunu yalanlayan birçok örnek var.
3-islamoğlu Kuran da şer Allah a isnat edilmez, hayır isnad edilir diyor ama yanılıyor: Nisa 78 de her şeyin yani şerrin de hayrın da Allah tan olduğu açıkça ifade edilir: Onlara bir iyilik geldiği zaman derler ki, bu Allah katındandır. Bir kötülük geldiğinde de bu sendendir. De ki hepsi Allah tandır.
4-islamoğlu kötülüğün insanın kendinden olduğuna delil olarak şu ayeti gösteriyor: (Bedir de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz musibet, (Uhud da) kendi başınıza geldiği için mi bu nasıl oluyor dediniz?De ki: O, kendi kusurunuzdandır.Şüphesiz Allah ın her şeye gücü yeter. (Al-i imran,165)
Ama bir sonraki ayeti görmüyor: iki birliğin karşılaştığı gün[Uhud] başınıza gelenler[bozgun] , ancak Allah ın izniyle/dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırt etmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. (Al-i imran,166)
1-Sırf Eşariliğe muhalefet olsun diye Maturidicilik yapmak ne kadar sahici? Dinleyen de sanacak ki Maturidlikle Eşarilik arasında önemli farklar var.Mesela sormak isterim kader konusunda Eşariler acaba kulun fiilini Allah yaratır derken Maturidiler kulun kendisi yaratır mı demiştir?Ya da Eşariler insan eylemlerini Allah ın iradesi, takdiri ve kazasına bağlarken, sözümona Maturidiler: Hayır, insan eylemleri Allah ın ne iradesi, ne takdiri ne de kazasıyla olmaktadır mı demiştir?Tam aksine bu konularda Eşariler ne demişse Maturidiler de aynı şeyi söylemişlerdir.Maturidi metinlerde islamoğlu nun yüzünü buruşturacak onlarca kazıyye olduğunu görüp bilmek için kaza-kader bahsini okumak kafi.Mesela Bekir Topaloğlu nun Maturidiyye Akaidi adlı tercüme kitabın 155. Sayfasındaki Kaza ve Kader başlığı altındaki ilk cümle şöyle: Ehli Hak şöyle dedi:Yaratıkların fiilleri, halleri ve sözlerinin hepsi yüce Allah ın kaza ve kaderi ile vücut bulur. Bu cümleyi okuyan islamoğlu izleyicisinin tepkisini merak ediyorum.Acaba kendisine şu soruyu sorabilecek mi:Hangi Maturidilik gerçek?islamoğlunun Eşariliği taşlarken tutunduğu Maturidilik mi, yoksa kaynaklardaki Maturidilik mi?islamoğlu nun başka bir iddiası: Maturidilik kitabı Tabsiratü l-edille de kader inancı yoktur
Cevap: Tabsiratü l-edille de kaza-kader bahsini işlemek üzere Kaza ve kader hakkında kelam(2. Cilt sayfa 715) başlığıyla açılmış bir bölüm vardır. Bu bölümde kaza kader inancı savunulur, inanmayanın kâfir olacağı söylenir, bu inancı benimsemeyen Mutezile ye ağır tenkitler yöneltilir.

2-islamoğlu diyor ki: Eşarilik tabiat kanunlarını inkar ederek bilimi kurutmuştur.Eşariliğin neşv u nema bulduğu yerlerde bilim adamı yetişmemiştir.
Cevap:Eşariliğin hayli yaygın olduğu Horasan(Belh,Nisabur,Herat,Merv) diyarı bugün iran,Afganistan,Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan olmak üzere birçok ülke topraklarına yayılan geniş bir bölgedir.Bu bölgede fizik,astronomi,matematik gibi hikmet bilimlerinin gelişmişliği bile tek başına islamoğlu nun mesnetsizliğini göstermey kafidir.ilaveten bir Eşari kelamcı olan Ali Kuşçu misalini burada hatırlarsak sözkonusu iddianın ansiklopedi taramasına bile dayanmadığı ortaya çıkar.
Türk islamı söylemini dillendirenlerin Osmanlı astronomi biliminin kurucusu olarak gördükleri Ali Kuşçu hayranlığı malumdur.Ne var ki Ali Kuşçu nun sürekli taşlayıp durdukları Eşari mezhebine mensup olduğunu düşünememeleri trajikomik bir çelişkidir.Selçuklu devleti Sultan Alpaslan ın vefatından Eşariliğe destek vermiş, ancak Selçuklu idaresi altındaki bölgedeki ilmi faaliyetlerde bir düşüş yaşanmamış, birçok şehirde rasathaneler inşa edilmiş, bilim faaliyetlerine zengin imkan ve araç temini gerçekleşmiştir.
3-islamoğlu:Kuran ın hiçbir yerinde şer Allah a isnat edilmez.Cevap: Nisa 78 de : Onlara bir iyilik geldiği zaman derler ki, bu Allah katındandır. Bir kötülük geldiğinde de bu sendendir. De ki hepsi Allah tandır. der.Ancak bizler başımıza gelen kötülüğün her ne kadar Allah tarafından takdir edilmiş ve yine O nun tarafından yaratılmış olsa da kendi nefsimizin bir kusurundan kaynaklandığını düşünür, bundan dolayı haşa Allah ı mesul tutmaya kalkışmayız.Nitekim bu ayetten sonraki ayette meselenin bu boyutuna dikkat çekilmektedir: Sana bir iyilik geldiği zaman Allah tan; bir kötülük geldiği zaman nefsindendir (Nisa 79) Şu halde farklı bağlam ve noktalara işaret etmeleri itibarıyla ilgili ayetler arasında bir çelişki olmadığı gibi iyiliğin Allah tan; kötülüğün nefisten bilinmesi ilkesiyle Eşarisiyle Maturidisiyle bilumum Ehl-i Sünnet topluluğun inancı olan hayır da şer de Allah tandır ilkesi arasında bir çelişki yoktur.
4- islamoğlu kötülüğün insanın kendinden olduğuna delil olarak şu ayeti gösteriyor: (Bedir de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz musibet, (Uhud da) kendi başınıza geldiği için mi bu nasıl oluyor dediniz?De ki: O, kendi kusurunuzdandır.Şüphesiz Allah ın her şeye gücü yeter. (Al-i imran,165)
Ama bir sonraki ayeti görmüyor: iki birliğin karşılaştığı gün[Uhud] başınıza gelenler[bozgun] , ancak Allah ın izniyle/dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırt etmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. (Al-i imran,166)
Kader inancını reddetme telaşına düşmüş islamoğlu, okuduğu ayetin devamının iddiasını yanlışladığını maalesef göremiyor ya da ayetlerden söylemiyle örtüşen kısımları alıp diğer kısımları bırakıyor.Ayet açıkça düşmanınız eliyle başınıza gelen bozgun Allah ın eliyledir diyor.Kader, sonuçta hayır olsun şer olsun iş ve olguların Allah ın izniyle gerçekleşmesi demek olduğuna göre burada başımıza gelen bozgunun kader olduğu daha açık nasıl ifade edilirdi?
son demokratik söylemlerinden dolayı mürid sayısı yarı yarıya düşmüştür.
müridi hiçbir zaman olmamış çünkü mürşid olmamış kişi, kurum, kuruluş.

kürt kardeşlerimizi sözde din ile yaklaşarak, iran'ın desteği ile kandırmaya çalışmış başarısız bir denemeden başka bir şey değildir.
allah için kendisinden uzak durulması gereken cemaat lideri. tasavvuf münkiri.