bugün

mustafa islamoğlu

islamoğlu Eşariliği eleştiriken çok temel hatalara düşüyor:
1-Eşariliği(özellikle kadere inandıkları için) eleştirirken Maturidiliği savunuyor ancak Maturidilik ile Eşarilik arasında islamoğlu nun dediği kadar fark yok, kader konusu dahil.Eşarilik çoğu müslümanın inandığı bir kader anlayışına sahipken, islamoğlu kadere inanmıyor.Kuranda açık bir şekilde kaderden bahsedilmesine rağmen.
2-islamoğlu Eşarilik yüzünden bilimde geri kaldığımızı iddia ediyor ama bunu yalanlayan birçok örnek var.
3-islamoğlu Kuran da şer Allah a isnat edilmez, hayır isnad edilir diyor ama yanılıyor: Nisa 78 de her şeyin yani şerrin de hayrın da Allah tan olduğu açıkça ifade edilir: Onlara bir iyilik geldiği zaman derler ki, bu Allah katındandır. Bir kötülük geldiğinde de bu sendendir. De ki hepsi Allah tandır.
4-islamoğlu kötülüğün insanın kendinden olduğuna delil olarak şu ayeti gösteriyor: (Bedir de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz musibet, (Uhud da) kendi başınıza geldiği için mi bu nasıl oluyor dediniz?De ki: O, kendi kusurunuzdandır.Şüphesiz Allah ın her şeye gücü yeter. (Al-i imran,165)
Ama bir sonraki ayeti görmüyor: iki birliğin karşılaştığı gün[Uhud] başınıza gelenler[bozgun] , ancak Allah ın izniyle/dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırt etmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. (Al-i imran,166)
1-Sırf Eşariliğe muhalefet olsun diye Maturidicilik yapmak ne kadar sahici? Dinleyen de sanacak ki Maturidlikle Eşarilik arasında önemli farklar var.Mesela sormak isterim kader konusunda Eşariler acaba kulun fiilini Allah yaratır derken Maturidiler kulun kendisi yaratır mı demiştir?Ya da Eşariler insan eylemlerini Allah ın iradesi, takdiri ve kazasına bağlarken, sözümona Maturidiler: Hayır, insan eylemleri Allah ın ne iradesi, ne takdiri ne de kazasıyla olmaktadır mı demiştir?Tam aksine bu konularda Eşariler ne demişse Maturidiler de aynı şeyi söylemişlerdir.Maturidi metinlerde islamoğlu nun yüzünü buruşturacak onlarca kazıyye olduğunu görüp bilmek için kaza-kader bahsini okumak kafi.Mesela Bekir Topaloğlu nun Maturidiyye Akaidi adlı tercüme kitabın 155. Sayfasındaki Kaza ve Kader başlığı altındaki ilk cümle şöyle: Ehli Hak şöyle dedi:Yaratıkların fiilleri, halleri ve sözlerinin hepsi yüce Allah ın kaza ve kaderi ile vücut bulur. Bu cümleyi okuyan islamoğlu izleyicisinin tepkisini merak ediyorum.Acaba kendisine şu soruyu sorabilecek mi:Hangi Maturidilik gerçek?islamoğlunun Eşariliği taşlarken tutunduğu Maturidilik mi, yoksa kaynaklardaki Maturidilik mi?islamoğlu nun başka bir iddiası: Maturidilik kitabı Tabsiratü l-edille de kader inancı yoktur
Cevap: Tabsiratü l-edille de kaza-kader bahsini işlemek üzere Kaza ve kader hakkında kelam(2. Cilt sayfa 715) başlığıyla açılmış bir bölüm vardır. Bu bölümde kaza kader inancı savunulur, inanmayanın kâfir olacağı söylenir, bu inancı benimsemeyen Mutezile ye ağır tenkitler yöneltilir.

2-islamoğlu diyor ki: Eşarilik tabiat kanunlarını inkar ederek bilimi kurutmuştur.Eşariliğin neşv u nema bulduğu yerlerde bilim adamı yetişmemiştir.
Cevap:Eşariliğin hayli yaygın olduğu Horasan(Belh,Nisabur,Herat,Merv) diyarı bugün iran,Afganistan,Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan olmak üzere birçok ülke topraklarına yayılan geniş bir bölgedir.Bu bölgede fizik,astronomi,matematik gibi hikmet bilimlerinin gelişmişliği bile tek başına islamoğlu nun mesnetsizliğini göstermey kafidir.ilaveten bir Eşari kelamcı olan Ali Kuşçu misalini burada hatırlarsak sözkonusu iddianın ansiklopedi taramasına bile dayanmadığı ortaya çıkar.
Türk islamı söylemini dillendirenlerin Osmanlı astronomi biliminin kurucusu olarak gördükleri Ali Kuşçu hayranlığı malumdur.Ne var ki Ali Kuşçu nun sürekli taşlayıp durdukları Eşari mezhebine mensup olduğunu düşünememeleri trajikomik bir çelişkidir.Selçuklu devleti Sultan Alpaslan ın vefatından Eşariliğe destek vermiş, ancak Selçuklu idaresi altındaki bölgedeki ilmi faaliyetlerde bir düşüş yaşanmamış, birçok şehirde rasathaneler inşa edilmiş, bilim faaliyetlerine zengin imkan ve araç temini gerçekleşmiştir.
3-islamoğlu:Kuran ın hiçbir yerinde şer Allah a isnat edilmez.Cevap: Nisa 78 de : Onlara bir iyilik geldiği zaman derler ki, bu Allah katındandır. Bir kötülük geldiğinde de bu sendendir. De ki hepsi Allah tandır. der.Ancak bizler başımıza gelen kötülüğün her ne kadar Allah tarafından takdir edilmiş ve yine O nun tarafından yaratılmış olsa da kendi nefsimizin bir kusurundan kaynaklandığını düşünür, bundan dolayı haşa Allah ı mesul tutmaya kalkışmayız.Nitekim bu ayetten sonraki ayette meselenin bu boyutuna dikkat çekilmektedir: Sana bir iyilik geldiği zaman Allah tan; bir kötülük geldiği zaman nefsindendir (Nisa 79) Şu halde farklı bağlam ve noktalara işaret etmeleri itibarıyla ilgili ayetler arasında bir çelişki olmadığı gibi iyiliğin Allah tan; kötülüğün nefisten bilinmesi ilkesiyle Eşarisiyle Maturidisiyle bilumum Ehl-i Sünnet topluluğun inancı olan hayır da şer de Allah tandır ilkesi arasında bir çelişki yoktur.
4- islamoğlu kötülüğün insanın kendinden olduğuna delil olarak şu ayeti gösteriyor: (Bedir de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz musibet, (Uhud da) kendi başınıza geldiği için mi bu nasıl oluyor dediniz?De ki: O, kendi kusurunuzdandır.Şüphesiz Allah ın her şeye gücü yeter. (Al-i imran,165)
Ama bir sonraki ayeti görmüyor: iki birliğin karşılaştığı gün[Uhud] başınıza gelenler[bozgun] , ancak Allah ın izniyle/dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırt etmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. (Al-i imran,166)
Kader inancını reddetme telaşına düşmüş islamoğlu, okuduğu ayetin devamının iddiasını yanlışladığını maalesef göremiyor ya da ayetlerden söylemiyle örtüşen kısımları alıp diğer kısımları bırakıyor.Ayet açıkça düşmanınız eliyle başınıza gelen bozgun Allah ın eliyledir diyor.Kader, sonuçta hayır olsun şer olsun iş ve olguların Allah ın izniyle gerçekleşmesi demek olduğuna göre burada başımıza gelen bozgunun kader olduğu daha açık nasıl ifade edilirdi?