bugün

ihsan dağı'nın Mustafa filmi ve can dündar hakkında kemalistlerin yaptığı ağır eleştirileri sorguladığı yazısıdır.

okuyunuz :

işaret fişeğini Deniz Baykal ateşledi. Ardından da Kemalist cepheden Can Dündar'a yönelik saldırılar başladı. Ne Amerikancılığı kaldı Can Dündar'ın ne ikinci Cumhuriyetçiliği. Ergenekon davasından korkup saf değiştirdiğini bile söyleyenler çıktı.
Kemalizm'in hayatın akışı içinde anakronistik hale geldiği, Atatürk adının ulusalcı darbeciler tarafından bu kadar kirletildiği, hâlâ partisi olduğunu iddia ettikleri CHP'nin seçimlerde % 20'ye demir attığı bir dönemde Can Dündar'ın 'Mustafa'sı Kemalistlere hayat öpücüğü olabilirdi. Ama anlamadılar; Atatürk'ün 'önce insan' olduğunu anlamadılar, zaafları ve tutkularıyla bir insan olduğunu. insan yönü öne çıkan, şeffaflaşan bir Atatürk'ün arkasına saklanamayacaklarını düşündüler belki de haklı olarak.

Atatürk'ü farklı gören, farklı anlatanlara tahammülü yok Kemalistlerin. Adeta totaliter bir beyin kontrolü peşindeler. Bunun için Atatürk'ün varlığını, yaşantısını ve düşüncelerini bile sansürlemekten, hatta manipüle etmekten çekinmiyorlar. Kafalarında ürettikleri, sonra da devlet aracılığıyla tüm topluma dayattıkları bir Atatürk imgesine eleştirel bakanları sindirmeye, susturmaya çalışıyorlar. Çünkü biliyorlar ki kendi iktidarları, bu hayalî ve fakat adeta kutsal imgenin muhafazasına bağlı.

Mustafa belgeseliyle Can Dündar haddini aştı; resmî Atatürk yerine 'gerçek Atatürk'ü aradı, onun sevinçlerini, hüzünlerini, yalnızlıklarını, iktidar mücadelesini anlatmaya kalkıştı. Bakın, bu Atatürk, bugünün Kemalistleri için anlamsız, içi boş, işlevsiz bir kişiliktir. 'Çağdaş' Kemalistlere sorgusuz sualsiz 'yönetim hakkı' vermeyen bir Atatürk'ten onlara ne! Kemalizm, Atatürk hakikatini araştırmak, anlamak ve ona sadık olmak değil, Kemalist olduklarını iddia edenlere halkın üzerinde bir güç, misyon ve ayrıcalıklar vermek anlamına geliyor. Can Dündar'ın 'Mustafa'sında bu yok, kavga da bu yüzden...

Ne var peki? 'Mustafa' bir Can Dündar klasiği; duygusal bir yaklaşımı, bir öyküsü var. Bazılarının beklediği gibi ulusun öyküsü değil bu, kişisel bir öykü. Daha açıkça ifade edersek, 'yetim Mustafa'nın dağılan bir imparatorlukta, altüst olan bir toplumda 'tutunma' öyküsü. Can Dündar, başarılı bir iletişimci. 'Kişisel' hikâyelerin izleneceğinin farkında. O yüzden cepheler, fikirler, devrimler değil anlattığı.

29 Ekim sabahı, adeta cumhuriyet mitingine çevrilen bir bayram kutlamasının ardından izledim 'Mustafa'yı. 44 yaşındaki ben ve 7 yaşındaki oğlum, bir belgeseli birlikte, sıkılmadan, 'hadi gidelim artık' demeden izlemişsek; iki haftada neredeyse 1 milyon kişi sinemalarda bu belgeseli görmüşse 'Mustafa' başarmış demektir.

Daha da önemlisi Mustafa belgeseliyle Can Dündar bir tartışma başlattı, resmî tarihin kutsadığı ve kısırlaştırdığı Mustafa Kemal gerçeğini aydınlığa kavuşturmak gerektiği düşüncesini büyük kitlelerle paylaştı. Kayda değer bir iştir bu...

Kuşkusuz, doğru bir Atatürk portresi sadece tarihsel bir anlam taşımaz, dünden bugüne olup bitenleri yeniden değerlendirmemizi de gerektirir. Dolayısıyla açılan bu tartışmanın izinden giderek sadece 'Mustafa'yı konuşmak yerine 'Mustafa' ile 'Kemalizm' arasındaki ilişkinin de üzerinde durmak gerekiyor.

Aslında kimsenin Atatürk'ü tartışma niyeti yoktu. Yaptığımız, en fazla 'Kemalizm'i tartışmaktı. Can Dündar'ın 'Mustafa'sı hiç de öngörmediği bir yere doğru gidiyor: Kemalizm'in içindeki 'Mustafa'yı ortaya çıkarıyor. 'Mustafa' kendi 'tarihselliğine' bu tür çalışmalar ve tartışmalarla yerleştiğinde, belki de otoriter ve jakoben Kemalizm de 'tarihsel' meşruiyetini kaybedecek.

Bunun için de Atatürk'ü 'dünyaya indirmek', ona insan muamelesi yapmak şart. Atatürk'ü 'tarih-dışı', kutsal, adeta insanüstü bir varlık olarak görmenin 'modern' bir tutum olduğunu kim söyleyebilir? Bu ülke, 'Mustafa'ya bile tahammül edemeyen Kemalistlerinin çok önünde...
kemalistler'in mustafa filmine karşı gereksiz tepkilerinden doğan bir durumu anlatır. Ancak durumun kavga olabilmesi için can dündar' dan da bu çirkin saldırılara karşılık gelmesi beklenir. Ama o her zamanki vakur duruşunu burada da gösterip sessiz kalmayı yeğlemiştir.
"hz.muhammed'in özel hayatı mı önemlidir yoksa peygamber kişiliğimi?" sorusunu aklıma getiren başlık. mustafa diye bir film çekilip peygamberin eşiyle olan ilişkisi anlatılsa acaba kaç kişi çıkıpta " o da bir insandı" diyecek merak ediyorum. burada Mustafa Kemal Atatürk'ü peygamberimizle kıyaslamıyorum sadece saygıyı hakeden büyük insanlar hakkında bu tarz saçma sapan filmler çekilip "işte onlarında zaafları var, onlarda yemek yer,su içer karı düdükler " şeklindeki gereksiz hatta karalayıcı nitelikteki gündemlerle ortalığı velveleye vererek seveni olan insanları bölücülüğe sürüklemeleri yanlıştır.
şimdi herkes Atatürk'ün hayatını biliyordu da bir tek bu filmde anlatılan insansı kişiliğindenmi habersizdi diye sorasım geliyor. yoksa uzaylı falan mı sanılıyordu sevmeyenleri tarafından?
sanırım epey bi rahatlattı bu film içinde gizliden gizliye atatürk düşmanlığı olan zavallıları.
nihayetinde amerikadan beklenen yardım geldi.
yazıklar olsun can dündar.
kemalistlerin kendi kafalarına göre yarattıkları hayali imajla gerçeğin çatışmasının bir neticesi.
yanlış bir kavgadır. gönül isterdi ki islami kurallar peygamberimizin yüzünü birisinin oynamasına izin verseydi de onun da insani yönünü görseydik, sadece peygamberlik vasfı üzerinde durmasaydık. onun insani yönü hakkında kitaplardan okunduğu kadarıyla yetinilmek durumundadır bu noktada. mustafa filminin konusuna tepkili değilim ben de. insani yönleri çıkarılsın, çıkarılması lazım zaten. bir insanın puta tapmanın her türlüsüne karşı çıkması lazım. sorun burada değil zaten. bana göre sorun mustafa filminde işlenen mustafa kemal atatürkün gerçek mustafa kemal atatürk olup olmadığıdır.
Acaba benim izlediğim Mustafa değil miydi diye düşünmeme sebep olan tartışma konusu. Kavga edecek tek bir sebep bile göremiyorum. Can Dündar başından beri "ben Atatürk'ün özel hayatını, insani yönlerini işleyeceğim" demiyor muydu? Ortada atılmış bir iftira mı var? içki, sigara içmek, her sağlıklı insan gibi karşı cinsinden hoşlanmak, memleketi kurtarmak uğruna bazı zekice politik hamleler yapmak kötü mü? Can Dündar'a muhalefet edenler yapsınlar o halde bir belgesel de doğruları öğrenelim. Ama pardon Atamızın özel hayatı olamazdı değil mi.. Seni Çok Özlüyoruz.
kemalistlerin kendi o çok geniş olmayan ufuklarına hitap eden mustafa kemal'i göstermediği için yaptıkları kavgadır.
T.C nin Kurucusu Başöğretmen 'Aranızda nice Mustafa Kemaller var.''Yeni nesiller beni aşınız' diyebilecek kadar egolarına hakim olabilen sayılı liderlerden olan önünde saygı ve sevgiyle eğildiğim ama her daim kendisini geçebilecek kadar yükseğe çıkabilecegimi düşüdünğüm ve böyle olması isteyen liderin kendine kemalist diyenler tarafından tabulaştırıldığı için dokunulmazlığına erişildiğinin anlaşılıp can dündarın üstüne saldırılmasıdır.