bugün

neredeyse 100. yılını dolduracak halk partisi kadrolaşmalarını antalya da sürdüren başkan, göreve geldiğinden beri atama yapıyor. hakkında çıkan kadrolaşma haberlerine yetişmek bile güç;

üniversiteden eski arkadaşları, chp il başkanının akrabaları, kendi akrabaları ve hatta shp' li il başkanının çocukları bile belediyeye yerleşiyor. brova şaşırtmamaya devam ediniz... ak parti son 7 yıldır iktidarda, kadrolaşma haberleri ile ilgili koparmadığınız yaygara kalamdı. ulan adamlar 85 senedir kaymak yiyor!

**

"yönetim kurulu başkanlığını mustafa akaydının yaptığı antalya büyükşehir belediyesine bağlı finans şirketi olan aldaşın, yönetim ve personel kadrosuna yandaşlar dolduruldu. daha önceki dönemde 20 olan aldaş personel sayısı 40'a çıkarılarak yandaşlar oraya yerleştirildi..."

**

akdeniz üniversitesindeki 25 yıllık görevinden ayrılarak büyükşehir belediyesi destek hizmetleri daire başkanı olan mahmut akbaş'ın kızı yasemin coşgunu, özel kaleme aldırırken damadı süleyman coşgun'u da harita ve istimlak müdürü olarak göreve başlattığı ortaya çıktı. yine akbaşın damadının ağabeyi hakkı coşgu'un da belediyede idari işler şube müdürlüğü görevine getirildiği belirlen

**

"mustafa akaydın, başta akdeniz üniversitesi'nden olmak üzere 32 arkadaşını, chp antalya il başkanının kızını, shp eski il başkanını ve daha pek çok chp sempatizanını belediyede göreve getirdiğini itiraf etmişti."

-hee bunlar da yiyor bizimkiler yemesin mi mantığı değil derdim. insaflı olun.

bir benzeri için; (bkz: battal ilgezdi/#5750227)
siyasete iyi ısınmış.

http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=135165
kendisini siyasi bir figür olarak takip etmiyorum. * dün aşkam yemeği için dışarı çıkmıştık, ki süper lezzetli balıklar yapan bir yere ,lara balıkçısı, tesadüfen girdik. yemeğimizi yerken içeri bir adam girdi. yanında bir çift ile. oturdu hemen yan masamıza. yanında tek bir koruma vardı. zaten koruma da onu o kadar uzaktan takip ediyordu ki, kimseye sorun oluşturmuyordu. herneyse, bunlar bir sohbet açtılar, bir konuştular. dinlemeniz gerek. oraya gelen herkes, hocaya selam çakıyor görseniz. o da o kadar candan ve kibar ki..
diyeceğim şu, hayatımda ilk defa kibirden ve yaptığı işten bu kadar uzak, çalıştığı yer ile toprağına bağlı , ayrıca bu kadar kültürlü bir siyasetçiye ilk defa rastladım.
normalde ankara da rastlabileceğiniz siyasetçiler, onuda geçti içe başkanları bile filo filo korumalarla gezdiği için midir nedir, hocayı gerçekten tüm gönlümle takdir ettim.
gata yasağını "Camiye ayakkabı ile giriliyor mu ki GATA'ya da türbanla girilsin" diyerek savunmuştur. şimdi bu adam oksijen tüketiyor ve aynı zamanda profesör. BiR YANDA O KÜÇÜMSEDiĞiNiZ ÇOBANIN OYU iLE BiR DE BU ADAMIN OYU. GERiSi SiZE KALMIŞ. KORKUYORUM Ki BU ADAM, EViME AYAKKABI iLE GiRMiYORUM DiYE, BANA NEFES ALMAYI YASAKLAYACAK.

http://www.samanyoluhaber...ina-cami-benzetmesi!.html
antalya büyükşehir belediye başkanıdır kendileri.
akp li menderes türel e baya bi bok atmıştır zamanında, antray olsun antkart olsun... hepsini kısa süreli kullanımdan kaldırmış tekrar hizmete sunmuştur.
kendisi ise şimdiye kadar sadece ara sokaklara kaldırım, parklara gece lambası yaptırabilmiştir.

(bkz: yaparsa hoca yapar)
*
(bkz: nah yapar)
(bkz: hepimiz baykal a hizmetle yükümülüyüz)
antalyanın çehresini değiştiremez ise ikinci dönem işi çok zor.
reklam panolarında "depreme 'hayır'" gibi gülünç bir ifade kullanılan şehrin belediye başkanı.
israil' in yedioth ahronoth gazetesine verdiği röportajda israil' i övmüş, başbakan erdoğan' dan utandığını belirtmiştir.
yetmemiş, başbakanın mavi marmara gemisine yapılan saldırıya verdiği tepkiden şikayetçi olmuştur.
şimdi efendim bu adam göreve geldiğinde "çok borç var, hizmet yapamayabiliriz." gibi şeyler söylemişti. bugün 40 adet otobüs satın alınmış, otobüslerin tanıtımı adı altında "referanduma hayır" mitingi yapılmıştır.


antalyalı minibüscüler ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle bir gün çalıştırılıp bir gün çalıştırılmıyor. her gün 350 minibüs evin önünde yatıyor.

çalışmaya hazır minibüscüler dururken 40 adet otobüs alan bir belediye başkanını buralarda "belediyenin çok borcu var, ondan hizmet edemiyor, yazık." diye savunanlar bir açıklama yaparlarsa sevinirim.
üniversitelerde kılık kıyafet özgürlüğü için meclisin çalışma yaptığı dönemde, dinimize açtığı savaşla hatırlanır. o iğrençlik üzerine yapışmıştır, ne yapsa kurtulamaz.
chp' deki ikinci rahibe skandalına imza atmıştır.
http://www.haber7.com/haber/20100910/CHPde-ikinci-rahibe-skandali-da-patladi.php
oktoberfestte yaptığı hareketler ve festival sonrası yaptığı açıklamalarla hâlâ sarhoş olduğunu düşündüğüm belediye başkanı. yani bir insan festival yüzünden ölüyor ve başkan "banane" diyor. "içmesini bilmiyormuş" diyor. festival ise bira festivali. ayıp denen birşey var yahu. yani zararı herkes tarafından bilinen bir içeceğin festivali yapılıyor, sonucunda bir insan ölüyor ve "bir daha bu festivali yapmayacağız" demek yerine "evdede içmiş" deniliyor.

bir belediye başkanı sokak ortasında gençlerin, çocukların önünde görmemiş gibi bira içiyorsa bir daha ki seçimde sandığa gömülmesi gerekir. sonuçta bu festivale izin vererek katil olmuştur. ama şundan eminim ki; ankara belediye başkanı melih gökçek'i diline dolayan bu millet, mustafa akaydın faciasını görmezden gelecektir. ve şundan da eminim ki; bir daha ki seçimde chp'den antalya belediye başkan adayı olarak mustafa akaydın gösterilirse yine o seçilir.
eski akdeniz üniversitesi rektörü, antalya büyükşehir belediye başkanı profesör.

belediye başkanlığını kazanması pek çok çevre tarafından anlaşılamasa da olay basittir; önceki dönem belediye başkanı menderes türel'in yapmış olduğu iki büyük hata (tramvay için yanlış güzergah seçimi - antkart) kendisini belediye başkanlığı koltuğuna fazla çaba sarfetmeden oturtmuştur. olay bu kadar basittir. bu sonuçtan sözlük ahalisi olarak birleşip zorlasak bile bir siyasi, ideolojik çıkarım çıkmaz.

lakin kendisinin belediye güncesi, yapılanlar, edilenler hepsine bakınca durum pek parlak değil. kadrolaşmaya kendisinden olunca tamam, olmayınca hayır düşüncesi ile yaklaşan hiçbir zihniyet ve kişi zaten başarılı olamaz. antalya büyükşehir belediyesinin son seçim sonucunda kadrosuna kattığı kişilerin kökenine bakarsak durum anlaşılır; hepsi üniversiteden çalışma arkadaşı. yedi sene akdeniz üniversitesi geçmişi olan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirm ki bu kadro üniversiteye birşey katmadı, antalya'ya ne katacak?

ayrıca büyükerşen hoca ile akaydını birbiri ile karşılaştırmak cahilliktir, bilgisizliktir.

menderes türel'in önümüzdeki yerel seçimlerde yapacağı tek birşey var. seçim çalışmalarında sadece ve sadece şu cümle üzerine yoğunlaşmalı; hatamı kabul ediyorum...
emir kusturica adlı sırp'ı altın portakal film festivaline çağıran şahıs. doğrusu merak ettim bira festivalindeyken mi davet etti bu adamı? yoksa aklı başında bir adam '500 yıl önce hepimiz sırp ve hristiyandık yine öyle olalım mesele bitsin. bosna da olanları abartıyorsunuz' diyen bir zavallıyı film festivaline çağırır mı?
kendisinden önceki dönemde görev yapan şahıs ve parti'nin, belediye'ye taktığı borçlar nedeniyle eli kolu bağlı olan belediye başkanı. bu borçlar nedeniyle, şehre yeteri kadar yatırım yapılmasının imkansız olduğunu, mantıklı düşünebilen herkes anlayabilir. bazı kendini bilmez gerizekalılar, mustafa akaydın hakkında atıp tutmadan önce nedenini araştırsınlar. ayrıca, mustafa akaydın'ın şehre kültürel bakımdan büyük gelişmeler yaşattığını da göz ardı etmemek gerek.
sırp hayranı bir belediye başkanı. festivale çağıracak başka kimse kalmadı da bir tek bu adam mı kaldı diye sormazlar mı adama?

gelecek yıllardaki festivaller için hangi zulüm seviciler çağırılacaktır merak ediyoruz?

budur sosyal demokratlık, bu mudur çağdaşlık ve muasır medeniyet seviyesi...rezilliğin dik alasından öte bir şey değil !
Ulu'ya olan bir protestom var uzun zamandır yazmıyorum ancak, ciddi manada abzürt yazılar ve dengesizlikler görünce dayanamıyorum.

antalya büyükşehir belediye başkanlığı konusunda başarısız belediye başkanıdır.

şimdi nedense, kendisi hakkındaki eski entrylerim şu anda eksileniyor. o değil de bu eksileri veren arkadaşlar gibi takım tutar gibi parti veya adam tutmuyoruz. kendisinin yanlışlarını da yine bu başlıkta çokça yazmışımdır.

(bkz: mustafa akaydın/@paleface)

isteyen şuradan da devam edebilir; http://www.itusozluk.com/...afa+akayd%FDn/%21paleface

seçimi kazanması konusunda da şuradan bilgi sahibi olabilirsiniz; (bkz: menderes türel/@paleface)

kendisinin maddi yönden ciddi anlamda eli kolu bağlıdır zira, menderes türel'ün sırf merkezi yönetimin baskıları ile aktardığı rantlar, yapılan yanlış yatırımlar antalya büyükşehir belediyesi açısından ciddi anlamda maddi külfet getirmiştir ancak, her şey de para değildir. antalya'da sırf "idari" kararlarla çözülebilecek en az 10 tane sorun sayarım sizlere ben düz bir vatandaş olarak.

şimdi işin emir kusturica tarafı var. burada ak gençlik saydırmış kendisine.

emir kusturica'nın gelmesi beni rahatsız etmiştir ancak buna da çıkıp "whohoho hocu nasıl gelir yea" demem.

şimdi ak gençlik recep altepe ismini bilirler mi acaba?

kendisi bursa büyükşehir belediye başkanı olmaktadır ve ak partilidir.

şimdi diyeceksiniz ki, recep altepe ile, mustafa akaydın'ın ne alakası var?

başında recep altepe'nin bulunduğu bursa büyükşehir belediyesi'nin daha 3,5 ay evvel düzenlediği 49. bursa festivali kapsamında aynı zamanda müzisyen olan emir kusturica gurubuyla beraber davet edilmiş ve bursa'da konser vermiştir. bir tane ampul kafalı da çıkıp recep altepe başlığına gidip "abi bu adamı nasıl davet edersiniz yehhahahahaha" dememiştir.

bakın bursa büyükşehir belediyesi'nin resmi web sitesinden olay nasıl aktarılmış?
--spoiler--
AÇIKHAVADA KUSTURiCA VE NO SMOKING ŞOV
ÜNLÜ MÜZiSYEN VE YÖNETMEN EMiR KUSTURiCA, RENKLi ORKESTRASI ÇiNGENE TEKNO-ROCK GRUBU "NO SMOKiNG" iLE AÇIKHAVA TiYATROSU'NDA VERDiĞi KONSERDE BURSALILARA EĞLENCELi BiR GECE YAŞATTI.
--spoiler--
ayrıca,

kendisi aynı haberde şöyle tanıtılmıştır;
--spoiler--
Çingeneler Zamanı filmiyle sinema dünyasında hızlı bir çıkış yakalayan Kusturica, genellikle çingenelerin yaşamını konu alan filmlerinde hiçbir oyunculuk deneyimi olmayan çingenelere önemli roller vermesiyle de ilgi çekti. 1986'dan beri gitar çaldığı çingene tekno-rock grubu "No Smoking" orkestrasını turlarında yanında hiç ayırmayan Kusturica, Super 8 Stories (Süper 8 Hikayeleri) ile Chicago Uluslararası Film Festivali'nde "En iyi Belgesel Film" dalında "Gümüş Plaket" kazandı. Ayrıca Kusturica'nın Life is a Miracle (Bir Mucizedir Yaşamak) adlı yapımı da 2004 yılında Cannes Film Festivali'nin yarışma filmleri arasında yer aldı.
--spoiler--
http://www.bursa.bel.tr/?...p;bolum=haber&id=3058

bu işi ak partili bir büyükşehir belediye başkanı yapınca "eğlenceli bir gece" oluyor, ak partili belediye adamı tanıtırken göklere çıkarıyor, bosna savaşı ile alakalı saçmalamalarından en ufak örnek yok ama iş chp'li antalya büyükşehir belediyesi'ne gelince hemen ampul kafalılar zırlamaya başlamışlar.

bakın tekrar söylüyorum, benim bu adam hakkındaki yazılarım buradadır, üstteki verdiğim bakınızdan da yazdıklarımı okursunuz, yazdığım her şeyin de sonuna kadar arkasındayım asla bir geri vitese takmak değildir.

velhasıl, burada emir kusturica konusundan olaya bakıp, bu adama ağzına ne geliyorsa söyleyen ampul kafalıların "adamlık" konusundaki turnusol kağıdı, recep altepe başlığıdır.

ağzınızı açtığınızda herkesi "ideolojik" davranmakla suçlarsınız ya be amına koduklarım, hadi görelim ideolojik olmayan bakış açınızı!
yaptığı çirkinliği "akp-chp ikilemi ile, hacı recep altepe de getirdiydi o zaman sorun yok muydu ya" diyerek hafifletmeye çalışılan sevenleri olan insan..

burada kimin, hangi siyasi görüşe mensup olunduğunun önemi yok...recep de yapsa, mustafa da yapsa mehmet de yapsa çirkinliktir.

yapılan eğip bükmeden hadsizlilktir, bunun savunulması ise daha büyük bir infialdir...
yaptığının savunulmadığı insan.

"emir kusturica'nın gelmesi beni rahatsız etmiştir ancak buna da çıkıp "whohoho hocu nasıl gelir yea" demem." demişiz bak?

"recep yapsa da, mustafa yapsa da çirkinliktir" diyen ama nedense recepciğimin başlığına gidip "zulüm sevici seniiii" diyemeyen adamların, neden burada bunu yapmasınadır tepki.

bakın burada tepki göstermesi değil, adam recep'in yaptığının çirkin olduğunu bile gelip burada haykırıyor.

(bkz: recep altepe) bak buraya yazacaksın recep'e tepkini, burada değil! ha yemiyorsa, o ayrı.

eleştirilen, mustafa akaydın'a tepki gösterilmesi değil, recep altepe'nin eleştirilmemesidir. "ikiyüzlülük" yapılmasınadır tepki. ama adam daha tepkinin neye olduğunu dahi idrak edemiyor, at gözlükleri o kadar kullanışlı yani *

ayrıca, mustafa akaydın sevici ilan edildik. bakınızımızı verdik, oraya link verdik 10 dakikanızı ayırıp okursanız ne kadar büyük bir "akaydın aşığı"(!) olduğum ortaya çıkar.

velhasıl, takım tutar gibi parti tutan dürrüklerin ancak "ideolojik" sebeplerden sallayacağı adamdır. biz ise "somut" şeylerden dolayı salların kendisini, somut şeylerden dolayı överiz yeri geldiğinde de.

edit: balyancho'ya tebriklerimi gönderiyorum en içten şekilde; (#9585789)
bu adamın tek suçu çağdaş olmaktır, gerici zihniyet bel altı vurmaya başlayınca bu şekilde gündeme gelmiştir.
onbinlerce müslüman kadına tecavüz edilmesini onaylayan bir zihniyeti, "biz hoşgörülüyüz" diyerek hoşgören, aynı şeyin kendi yakınlarının başına gelmesi halinde ne diyeceğini çok merak ettiğim tipik chp'li zihniyet..
bu insanı ve kendini çağdaş sananlar tarafından oy alıp belediye başkanı olmuştur. kimbilir kusturica bizim hakkımızda ne düşünüyor? bize "enayiler" mi diyor? yoksa "vay mallar, hem dinlerine sövüyorum hemde ülkelerinde kral gibi karşılanıyorum." mu diyor yoksa "ulan şu dünyada ne kadar mal adam var. ben olsam tecavüzcüleri savunan bir şerefsizi hayatta ülkeme almam." mı diyor?
müslüman bir ülkede mezarlıkta yer sorununun çözümü için ölülerin yakılması önerisini getiren halkçı parinin halkçı (!) başkanı...
Antalyalılar duysun kimi seçtiklerini.
5 aralık 2010 da toplu taşıma araçlarına paralı binişin kaldırılacağını açıklamış. bence iyi de etmiştir. şöförlerin kayıt dışı kazançla patronlarından zengin olmasının sonu gelmeli artık.
aynı şeyi menderes türel yaptığında gösterilen tepkinin milyonda birini görmeyecektir hoca efendi.
menderes türel' e otobüste küfürler yağdıran -sözcü gazetesi okuru amcalar- paşa paşa halkkartlarını alıp otobüse bineceklerdir.
kart işine sevinsem de antalya halkının ikiyüzlülüğünden tiksiniyorum.