bugün

Hic birşey hatirlamiyorum bu dersten asker olan hocanin yüz simasını bile hatirlamiyorum lise dönemimdeki en silik derslerden biri. Edit: sözlükte milli güvenlik hocası var beyler eksiliyor dağılın.
yüzbaşı, binbaşı girerdi bu derse. ne mutlu olurduk bee.. orta okuldayken karşımızda bir komutan var ve bizi küfürlerle, hakaretlerle fırçalıyor. heyy gülüm benim!! ne büyük bir onurdu bizim için.
bize de girerdi lisedeyken, kimse adamı takıp dersi dinlemezken ben de dinlerdim saf saf, sorular falan sorardım. sınıfta yoklamayı alırken de herkese soyadı ile hitap ederdi, yoklama sırasında soyadımızı üç defa da okurdu, üç ün ne anlamı varsa artık adam için.
öğrencilerin kendilerini güvende hissetmediği derstir. en azından ben hissetmiyordum.
yüzbaşı , binbaşıların bi dünya koca koca adamlarla uğraştığı halde küçücük lise çocuklarına madara olduğu derstir.
artık rütbeli askerlerin girmediği derstir.
fizik oğretmenlerinin verdigi ders.
Okulda en önem verilmeyen okulda rahat geçilen, vatandaşlıkta sınıfta kalınmasına sebep olan değerli bir ders.
lisede vardı o ders. bir teğmen geliyordu derse adı cihan. bi keresinde "bizim işimiz boğaz köprülerine olan saldırıları engellemek demişti. acaba bu karmaşa da o adamı da almışlar mıdır? hüzünlendim bak. severdim adamı. mavi tonlarında üniformayla gelir giderdi.
bir garip dersti. derse emekli bir albay gelirdi. okulu askeri lise, bizi de askeri öğrenci sanarak aşırı gereksiz bir disiplinle, ''günaydın'' deyişine tüm gücümüzle ''saooolll'' diye bağırmamızı isterdi. ayrıca kendisi ortak sınavlarda farklı hocaların gözetmen olması sebebiyle geometri sınavımızda sınav süresinin 10 dakikası dahil toplam 15 dakika sıra düzeni yaptırmıştır. sonuç zaten sıçış.

dersin adı milli güvenlikti ama kendimi hiç güvende hissetmiyordum. korkuyordum lan.
Dersimize gelen bir albaydı ve beraber altılı yapardık. Milli güvenlik denince aklima gelen ilk şey halis Karataş ve kafkasli.
Bize albay geliyordu.Hep makara yapıyorduk.Adam almanya anılarını falan anlatıyordu.
Babam emekli:

Tankçı komando kurmay albay. Ve bu dersi 3 sene verdi.

Hala beğenmiyorlar ya bu dersi.
Liselilerin artık bilmediği ders. Evet.
Şimdilerde tarih dersi içinde anlatılan konu.
Bizde tenzili rütbe olmuştu.

Binbaşı ile başlamıştık sonra adam dersi astı olan yüzbaşıya kitlemiş o da geldi bir kaç hafta ona da angarya gelince o da asteğmene kitlemişti. Adam avukatmış sivilde. adam bildiğin şafak sayıyordu gırgır şamata geçiyordu. askeriyede kalmayı düşünüyor musun diye sorduk "siktirin gidin lan manyak mısınız" demişti. En son bizim arkadaş adamın kulağından şafak alıyordu.

saçma sapan amgarya bir ders. haa bazı emekli subay yada otorite meraklısı subaylar için 16-17 yaşında ki gençlere ego gösterisi yapabilme şansı verir.
Bir zamanların, Lise dönemi dersiydi...
Teğmen, üsteğmen gibi gençten, poster gibi subayları gönderip, ders işlememizi isterlerdi...
Haksızlıktı...
Neyse ki kaldırıldı...
Sadece isim olarak milli güvenlik dersi adam akıllı bir ders olsaymış iyi kötü etkisi olurmuş.
En dandik derslerden biri sayılırdı, hani beden eğitimi, müzik, resim-iş, falan gibi. Çünkü 10 numara, yani tam not garantiydi. Niçin mi garantiydi? "Her Türk doğuştan askerdi" de onun için!

Milli Güvenlik dersi...

Eskiden "askerlik dersi" derlermiş, erkek öğrenciler askerlik öğrenirken kızlara da biçki-dikiş kursu verilirmiş. Sonraları, "Harbiye Nezareti"ni "Milli Savunma Bakanlığı" yaptıkları gibi bu dersin adını da "Milli Güvenlik" yapmışlar. Kızları da katmışlar.

Eskiden yaz tatillerinde çocukları bir de askeri kampa gönderirlermiş, sıvı soğutmalı makineli tüfeğin kızgın namlusuna işemeyi falan öğretirlermiş, ben bunu yaşamadım ama yaşı geçmiş amcalar yaşamış...

En yakın garnizondan bir subay verirdi bu dersi, bizim bir albayımız vardı (sınıfta taklidini yapardım ama adını unuttum, hatırlasam da yazmam), kendisi yetişemediği zaman da yerine emrindeki asteğmenlerden birini gönderirdi. Ders de genellikle o yıl Fenerbahçe nin şampiyonluk şansının tartışmasıyla geçerdi tabii.

Milli Güvenlik dersinden "nae bae cae silahları" aklımda... NBC... Nükleer ve biyolojik silahlar... Fakat ne hikmetse "ne be ce" değil de "nae bae cae" şeklinde telaffuz edilir. Cahil erat kameriyeye "kamelya", parkaya da "parke" der.

Ha, bir de "kaçma ve kurtulma" dersi. Her Türk, düşmana esir düştüğü zaman kaçıp kurtulmak (yani Cenevre Antlaşması'nı çiğnemek) ve en yakın Türk birliğine "intikal etmekle" yükümlüymüş.

Başka da bir şey hatırlamıyorum bu dersten.

kaldırıldı mı yoksa hala devam ediyor mu bu saçmalık bilmiyorum!

tıpkı 19 Mayıs kutlamalarında sivil öğrencilerin asker töreni yapmalarından vazgeçildiği gibi, liselerdeki Milli Güvenlik dersi de kaldırılabilir.

Böylece, Avrupa Birliği ilkelerine ve kurallarına ters düşen bir uygulama daha tarihe karışır. Eh, Nae Bae Cae silahlarını da çocuklar askere gittikleri zaman eğitim anfisindeki panolardan öğrenirler artık.

Benim merak ettiğim, şimdi içinizden hangi yazar nasıl şarlayacak... "Bu herif orduyu da dağıtmak istiyor" diye nasıl utanmadan yalan söyleyecek...

Az kalsın unutuyordum, konuyla doğrudan ilgili değil ama dolaylı olarak ilgili;

Baldur von Schirach, 1937 yılının ocak ayında resmi bir ziyaret için Türkiye'ye gelmiş, Atatürk'le bile görüşmüş ya!

Bilmiyordum, yeni öğrendim. Öğrenmenin yaşı yok.

Baldur von Schirach, "Hitler Gençlik Örgütü"nün (Hitlerjugend) başkanı. Savaştan sonra Nürnberg mahkemesinde 20 sene yemiş, Spandau'da yatmıştı...

Ne alakası var, diyeceksiniz. Çok alakası var efendim, anlayana çok alakası var. Alakası haddinden fazla.
lisedeyken zevkli geçen derslerdi. zaten konusu da ilgimi çekerdi. ders girenler pilot yüzbaşılardı. karizma da tiplerdi, kızlar hasta oluyorlardı bunlara. bir tanesi amerika'da da eğitim aldığı için siz hazırlık da görmüşsünüz nasıl olsa diye dersleri türkçe değil ingilizce anlatırdı. cidden ingilizce konusunda da bize katkı yapmıştı o ders.
hayatımda aldığım en güzel dersti. Gerçi ders konusu arada kaynar, hep askerlikle ilgili sorular sorulurdu. Bir keresinde arkadaşın biri hiç terörist vurdunuz mu hocam demişti albay tam cevaplayacağı sırada lan geri zekalı görmüyor musun adamın branşı ordonat komando mu ki mal demiştim. Uzmanla astsubayı bile ayırt edemeyen sınıfın içinde acayip sükse yapmıştım o an. Sınıf 19 kişiydi yani pek kalabalık değildi. Kışlaya gitmek için epey üstelemiştik. Birgün arkası brandalı bir unimogla geldi, unimoga doluştuk hep beraber. Ulan nasıl mutluyum kışlaya gidiyoruz. 16 yaşındayım hayatımda ilk kez btr gördüm. Btr dediğim traktörün koca tekeri gibi 8tane tekeri olan bi tank. içine girebilir miyim dedim. Tabi ki dedi. Dünyalar benim oldu o an. Bir astsubay direksiyona geçti kışlanın içinde btr'yle geziyoruz. Tüfek mazgallarından dışarı bakıyorum. O da kesmedi kulenin kapağını açtım uçaksavarın başına geçtim gördüğüm herkese selam çakıyorum. Herkes de karşılık veriyor. iflah olmaz bir liseliyim çünkü. gördüğüm herşeyi soruyorum. Albay da sabırla cevaplıyor. O gün ilk kez bir ders bittiği için üzüldüm.
97 neslindenim. alamadım bu dersi..

sanırım ya bizim senemizde ya da bizden önceki sene kaldırdılar bu dersi. halbuki üst dönemde görmek istediğim belki de tek ders buydu, olmadı..

içimde bir uhte kaldı yani. iyi geceler..
lisede bu dersimize bir emekli yarbay giriyordu. sinir bozucu bir adamdı. derste sıraların arasında dolanırken babam çatlı kitabını gördü. sen mi okuyorsun bunu diye sordu evet cevabını alınca delirdi. ağzına geleni saymıştı. karşılık verince beni sınıftan atmıştı. bizde kalabalık bir halinde sınıfı terk etmiştik. hırt ya. nerden geldiyse aklıma.
lise zamanı bu dersimize giren hocayı gaza getirip tüm sınıfı orduevine götürmesini sağlamıştım, adam bir ay yüzüme "yünan" askeri gibi baktı.
Bizimki cildirmisti.

Kışlada emrimin altında bir sürü asker var ben burda bi sizi sustaramiyorum diye cildiriyorordu.

Birde kızlar hocaya soru soruyodu hoca anlamıyodu tamam kizim sen düşünme bunları kitap oku diyodu.

Neden hoca oldunuz diye sordugumuzda ise askeriyede tam vaktinde gitmek zorundasin ama okula geç de gelebiliyosun öğrenciler seni bekliyo derse 15 20 dk geç girsen de sıkıntı olmuyo diyodu * .