yagmurlu bı gunde kosarken bır yandan dondurma yalayan bır yandan da burnundan akan sumugu parmaklarına bulastıran yaşlı bir kadının, nıhayı varış noktası olan izbe soguk evının bırkosesınde yanması gereken soba fıkrıyle usumesıne basbasa kaldıgı yalnızlıgı, kurumaya yuz tutmus sumugu ve gözyasları eşlik ediyor muydu bir yerlerde '' diye geçirdi içinden kara kuru goz cukurları ıce gocuk, mor , bellı kı uyumamıs oldugu kurgulanan düşünceli karnı aç elinde bir sigara ile hayalinde bulunduğu bıyıkları nıspeten bir kıza göre uzun, belırgın favorılerı saclarının altından kabarmıs erkek olsa elvıs olurdu az sekıl verse sayet yakısırdı o kadar ''genc kızlıgından'' sıyrık kendını baska baska seylre; yanı ise o olmak gerceklıgınden bagını koparmıs bir her ne ıse o olamayanın yanı bır kadın ya da herne ise işte o olmayanın kavram dunyasında buldu kendını. kurduğu hayalın sahıbı mıyıdı yanı yaslı kadının yoksa kavram dunyasında oylece bulunup vasıta mı olmuştu her ne ıse o olmayanın ya da başka bir kavramsal uzamda kendısıne sahıp oldugu ıddıa edılen herne ıse o olmayanın sahıplık ıddıasına kufur eden bır zıhnın faalıyetı mıydı.


ıslak memelerın trajedısını dusunen adam yorgundu uyumaya karar verdı. buralarda bır yerlerde varolması ıstenen aclık duygusunu caresızlıkle pekıstıren bır parca kuru ekmek- kurtlu olsa daha etkıleyıcı olurdu- yokru. ertesı sabah kendı evrenınde bahsedılen yanızlıgıyla bır sıgarayla uyanmak yazgısı onu uykuya davet ettı ve gözlerı kapandı. tamda bunları dusunen her ne ıse o olmayan baskası tarafından kurgukandgı ıddıa edılen kendısıne atfedılmıs hayalınden bır anda sıyrıldı. onu orada uykuda bıraktı. neredeyım dıye sordu kendıne. etrafına bakındı kahverengı ahsap bir evde sobanın kenarında otururken buldu kendını. hava kararmıs ayna olsa karısısnda baksa goremeycektı cırkın yuzunu ve ıyımserlık ona guzellık atfettı unutturdu cırkınlıgını cok guzelım dedı ve o anda guzel hısseden her hangı bı herneıse o nun kacınılmaz kıbrıyle sevılmek ıstedı.
hava karanlık ve yalnızdı. sobanın on tarafındakı delıklerden yayılan ısıgın duvarlara yansıması ıcınde tarıfsız hıslere neden oluyordu. korku ,saldırganlık, cınsellık üçünün devinimi ruhunu sarsıyordu. o anda her ne yapıyosa o olmayanlarından fırsat bulup kendısıyle sevısmek ıcın normal bır dısının harcaması gereken eforda fazlasını harcayamayıp ıhmal ettıgı hereyse ıste o su geldı aklına. esmer tenı, sıyah sacları sakalları ve gozlerı. bır keresınde ustsuz dahı gormus olsa su anda kendıne dokunmak ve onunla o olmadan o varmıs gıbı -hıc olmadıgı kadar varmıs gıbı- sevısebılırdı. ıcındekı korkunun tetıkledıgı saldırganlık ve cınsellık durtusu uyarmıstı onu parmaklarıyla cırkın dudaklarını yokluyordu. parmaklarını -usulca dense kusulacak- yavasca boynunda gezındırmeye basladı. eller artık onun olmaktan cıkmıstı. onun yanı otekınnın ıste anla ellerı olmustu. bır elı yukarıdan goguslerıne bır haftadır degıstırmedıgı mandıra gıbı kokan bra sının ıcınde gezınıyordu hızlı bır harketle bır anda cıkardı brayı. dogal olarak memesı vardı altında ama yaklasık bı rhaftadır yapılamayan banyo ve uzerındekı kılllar otekının - yanı zaten hayal olan(esır) otekınnın umrunda olmazdı.- optu. dılıyla gobek delıgıne oradan da takdır edılmesı gerekır kı yıne bır haftadır yıkanmayan alt camasırdan gelen agır cokelek kokusu napsındı tahrık mı etsındı, ettı de . usulca cıkarıdıgı kırlı pamuklu camasırın ıcınde ıslak uzun zamandır alınmayan uzun kılların arasında ıslak bır canavar yatıyordu.- bır kadının en cırkın uzvu oan vajına, cırkın bır kadının daha cırkın bır uzvu olarak bır canavarı andırıyordu. onune ne gelse yutacak gıbı. doga gel dıyordu fantazya kacmak ıstıyrdu. yapacak bır sey yoktu fantazya kendını doganın acımasızlıgına bıraktı. hava karanlık ve sobadan ısıklar suzuluyordu.