bugün

şu 7 dakkalık sahne filmin özeti gibi zaten



ayrıca akp öncesi türkiyenin ne kadar kötü biyer olduğunu da göstermektedir.
gecenin bu saatinde o meşhur tiradı akla gelip üzen film.
''Aşık oldum abla görmüyor musun? Kime? Kime olacak abla sana. '' türk sinemasının en iyi üç filminden biridir.
yaş aldıkça kaybedilendir, masumiyet..
En son istanbul gezisinde köşede dilenen orta yaşlardaki suriyeli kadının kucağındaki çocuğun bakışlarıydı.

orada kaldı.
başyapıtlardandır.Sevgi nedir? Aşk nedir? Bu kavramların tanımlamış.Ve aşkın akıl işi olmadığı gerçeğini fazlasıyla irdelemiştir.
Belli olgunluğa gelindikten sonra izlenmesi önemle rica olunur.
günümüz erkeklerinde hiç olmayan bir özellik.
şöyle bir şey olsa gerek:

görsel
Eski dost düşman olmaz, bir görünür bir kaybolur,
dedirten yazar.
onun işi çok.
mütemadiyen tarafımı tehdit eden yazar.

insanların "koca koca adam" olup 5 yaşında gibi davranmalarından yoruldum artık. neredeyse benimle arkadaşlık etmeyenin anası babası ölsün diye mızıyacak. yeter.
benim nickimin ekürisi olan nicke sahip yazar.
Artık küçük bir çocukta bile kalmadığına inandığım şey.
Sözlükte bilinen tiradı gördükten sonra izlemeye baş koyup az önce bitirdiğim film.
Tirad gerçekten efsane, keşke haluk bilginer göz açıp kapayınca yok olmasaydı filmden. Biraz baltalamıştı gerçi filmi benim için, yok anasının amı bu kadar oynanır diye düşünmekten hikayeyi kaçırıyordum...
Kimi zaman tıkansa da hikaye, 90lara, o sokaklara, o insanlara, o seslere hastaysanız benim gibi öneririm.

Eksilerden gelen: okuma özürlü müsünüz yoksa istemeden mi basıyorsunuz?
çocukluğuktan yetişkinliğe doğru giderken kaybedilen en saf duygudur. en masum insan bile bir nebze kötü değil midir zaten? her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik vardır. kimse masum değildir bu soktumun dünyasında. ne sen, ne o, ne ben, ne en kudretli insanlar, kimse masum değildir. sadece masum olduğuna inanılmıştır. neden? çünkü o yapacağını kimse görmeden yapmıştır. ama çocukken böylemiydik? en saf, en masum düşüncelerimizi, laflarımızı, hareketlerimizi, olaylarımızı o dönemde yaşamadık mı? bir gram bile kötülük düşünmeden, her şeyi iyi niyetle yapmayı en son o zaman bırakmadık mı? kimse beni masum olduğuna inandıramaz, tanrı bile.
1997 yapımı zeki demirkubuz filmi. Haluk bilginer muhteşem bir oyunculuk çıkarmış, adeta karakteri yaşamış. O efsane tiradı unutulmaz zaten. Güven kıraç da bir o kadar başarılı.
''... bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daha açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır’a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır’dayım. bi soruşturma... kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişey demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını,usul usul yürü şimdi.
o gün bugün usul usul yürüyorum işte...''

https://www.youtube.com/watch?v=Q1wGfz4_epg insanın içini dağlayan zeki demirkubuz yapımı film.
https://www.youtube.com/watch?v=5jye9HDsNk4

şu sahne, delirmenin, cinnetin, yıllarca biriktirdiğin her şeyi kusmanın resminin, son noktasıdır. bu nasıl bir oyunculuk, bu nasıl bir gerçekcilik.
er ya da geç, öyle ya da böyle, kaybolandır.
zeki demirkubuz'un baba filmi. anası da kader'dir.
Yaşadığımız yüzyılda Öldü.
Nasıl bilirdiniz?
Dunya bu kadar kirli iken, temiz kalmak mumkun mu.?...
Böyle bir yazar var
pirim yapan bir nick bulmuş kafa çalışıyor.
Bi kafamızı kullanıp adam akıllı nickler bulamadık (cahillik).
Hayatı boyunca sadece sözlükte kalburüstü olmuş yazar.
Haluk Bilginer in döktürdüğü filmdir.

https://www.youtube.com/watch?v=Q1wGfz4_epg
aylar içinde benzeri bir kısa versiyonunu çekeceğim film.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar