bugün

1947 new york doğumlu abd'li akademisyen, filozof, hukukçu.

antik yunan ve roma hukuku ve politik felsefesi uzmanı olan klasisist nussbaum'un aynı zamanda; aristo ve sosyal liberalist john rawls etkisinde kalarak geliştirdiği kendine özgü feminizm kuramı mevcuttur. alanında pek çok eseri bulunan filozofun maalesef dilimize çevrilmiş ''yapabilirlikler yaratmak ve yeni dinsel tahammülsüzlük'' adında sadece iki kitabı var.

sosyal liberal kuramını daha ziyade pozitif haklar üzerinden geliştiren rawls ve "kadınların eksik yaratılmış varlıklar" olduğunu düşünen ve yine köleci toplumu savunan aristo gibi; biri modern diğeri klasik iki filozofun felsefesinden etkilenerek kendine özgü feminizm kuramını geliştiren felsefecinin enteresan kuramına göre ise;

nussbaum, eşit ve özgürlükçü haklar verme konusunda son derece bonkör davranan günümüz liberal devletlerin, bu hakları verdikten sonra mümkün olduğunca küçülerek sahnenin gerisine çekilmesini eleştirir. Toplumda Sosyal ve kültürel anlamda bir cinsiyet eşitliği yoksa hukuk önündeki eşitliğin bir anlamı olmaz. aristo'nun, ''zoon politikon'' (politik hayvan) insan tanımı, bireyin toplum içinde ve topluma rağmen var olabilmesinin en kısa özetidir aslında. sosyal, kültürel ve toplumsal anlamda geri çekilen, cüceleşen bir devletin alt grup bireyleri kendisini var edemez. hukuken eşit haklara sahip olmaları eşit oldukları anlamına gelmez.

''Bangladeşli kadınları ele alırsak, Yasal olarak erkeklerle aynı haklarla sahip olmalarına karşın Bangladeşli işçi kadınların toplumsal yaşamda ve ekonomik hayatta rolleri erkeklerle kıyaslanmayacak derecede düşük durumdadır. Ananevi değerler, toplumsal baskı ve yerleşmiş kültür nedeniyle kadınlar yasal haklarını kullanmaya çekinmekte ve eşitsiz durumlarına rağmen hayatlarından memnuniyet duyduklarını dile getirmektedirler. Oysa Nussbaum’un yaptığı Aristo okumasına göre, doğru olan bireyleri yalnızca yasal olarak değil zihinsel, kültürel, eğitim seviyesi olarak da doğru tercihler yapacak konuma getirmektir.

Nussbaum’a göre, insanların temel bazı ihtiyaçları arasında yaşamak ve eceliyle ölmek, beslenmek, barınmak, seksüel ihtiyaçlarını gidermek, diğer insanlarla etkileşim içerisinde olmak, hareket etmek, gülmek-eğlenmek, bireyselliği için özel bir alan sahibi olmak gibi koşullar vardır. Nussbaum kültürel farklılıkları hiç bir zaman reddetmemesine karşın bu özelliklerin çok temel insani ihtiyaçlar olduğunu ve her toplumda, her insanda gözlemlenebileceğini ifade eder. Bu özellikleri belirlerken Nussbaum, tarih boyunca yazılmış klasik yapıtları, destanları, efsaneleri, kitapları incelediğini belirtir. Herkese özgü olduğunu düşündüğü bu özellikleri koruyacak ve o nedenle insanoğlunu kurtaracak olan sosyal devletin temel prensiplerinin bu ihtiyaçlardan hareketle ortaya çıkarılması gerektiğini savunur. Bu liste oldukça temel ihtiyaçlar üzerine belirlenmiş ve kesin sınırları olmayan bir listedir. Kültürden kültüre, zamandan zamana, ülkeden ülkeye değişkenlik gösterebileceği gibi kimi toplumlarda farklı eklemeler yapılabilmektedir.''