markette yanlarina alisveris sepeti almayan tipler

ekmek alıp çıkandır..

marketin büyüklüğüne bağlı bir olaydır.
bir süper market ise genelde alınır zaten almayan kişiler fazla alışveriş yapmıyacakları için alma gereği duymazlar...
gidipde bir mini markette sepet aramak anlamsızca gelebilir.ama bu kadar çok sepete meraklıysanız hasır sepetinizi yanınızda taşıyın dedirten olaydır.

bir avuca sığabilecek büyüklükteki şeyleri koca market arabasının yüzde birini dolduracak şekilde koymayan mantıklı insandır.

alınan her parçanın en az bir kez yere düşmesi, düşen parça alınmaya çalışılırken helak olunması suretiyle kasaya en kısa sürede varmaya çalışan insan tipidir.

cebinde parası yoksa, " alacaklarım, sepetten daha hafif, kütük gibi sepeti niye taşıyayım. " diyen insandır.

(bkz: tipitip)

sepeti hayatında hiç tutmamış ve nasıl tutucağını bilmeyen tipler.

aldıklarını taşıyacağı yetmiyomuş gibi sepeti de taşımak istemeyen insanlardır.

bir iki parcalik alisveris yapip ekspres kasadan cikan insandir.

araba alan tiplerdir

5 dakika içinde maymuna dönecek olan tiplerdir, yüksek ihtimalle.. girersiniz mopaş'a.. kafadaki tekrarlanan düşünce ''bir ekmek, bir kola alacağım, o kadar.. şu kız da tatlıymış.. bir ekmek bir kola alacağım, o kadar.. şu kız da tatlıymış.. bir ek.. vs..'' dir.. onun içindir ki araba veyahut alışveriş sepeti alınmaz, kıza da inceden göz süzülür.. kızın yanından boş sepetle pikniğe giden polyanna gibi geçmektense, ''bu market benm ulan, arada geziniyoruz işte bööle'' havasında seyirtmek daha makul gözükür size.. almazsınız sepet..
ama işte asla bir ekmek, bir kola alınıp çıkılmaz oradan.. kahrolası tüketim çılgınlığı ve bu tüketim çılgınlarını tüketmeye yönelten alışveriş merkezi oyunları.. iki dakikaya kalmaz eliniz kolunuz pirinç, küp şeker, altılı limonlu maden suyu, deodorant, çiğ köfte, siyam kedisi vs.. bilimum gereksiz ıvır zıvırla dolar.. sepet de almadığınız için bu itemleri kah bir cambaz gibi ellerinizde dengeleyerek, kah bir simitçi gibi kafanızda gezdirerek, kah bir dönek gibi geri yerine koyarak gezdirirsiniz.. artistlik yapacağım diye rezil/rüsvah olursunuz, hatta artist sizi yapar.. kişi dersini almamışsa bütün aldıklarını bir poşete doldurup, o poşetin yırtılmasıyla sinir krizleri eşliğinde halay çeker..
ama her türlü eve gidince kola ve ekmeği unuttuğunuz aklınıza gelir.. neyse belki de kız hala ordadır.. koş lan..

ne alacağını bilen insandır, candır.

kapitalizmin uşağı olmamıştır, olmayacaktır. marketten alışveriş yapmasının tek sebebi, cebindeki beş kuruşla maksimum mühimmat elde etmektir.

markette dolaşmaz, oyalanmaz. gerekeni alır, çıkar.

markette yanına alışveriş sepeti almak zorunda olmayan kişidir.

ekspres kasa önünde görmeniz muhtemel tiplerdir. 5 kalemden daha az alıp çıkacak insanlardır. ya da sepet bulamamışlardır.

az şey alcaksam niye sepetle uğraşayım diyen insandır.

alisveris sepeti alanlara gore cok daha az gereksiz harcama yapmis tiplerdir. zira alisveris arabalari belli oranda kolaylik ve fayda sagladigi gibi, kisinin reyonlar arasinda kendini kaybedip tuketim cilgini olmasinda kullanilan en onemli silahtir.

çoğu -bişey almıycaz zaten gerek yok , diyip içeri girince de tüketim çılgınlığına yenik düşüp en küçük elemanı sepet almaya gönderen tiplerdir.

ben zaten hiç birşey almayacağım. bi salça bi ekmek diyerek çocukceyizlerini kandırır efenim bunlar ve genelde anne sıfatı taşıyan kişilerdir. böyle dedikleri yetmiyormuş gibi aldıkça alırlar, o yorulmasın diye herşeyi siz taşırsınız ve dayanamayıp en büyük market arabasından alma ihtiyacı hissedersiniz.

eline doldurduğun malzemelerin çokluğundan dolayı düşürmene vesile olabilir. düşen şey maden suyu ise büyük bir gürültüyle patlayarak kırılıp, insanı yerin dibine sokabilir.

(bkz: sepet almakta yarar var)

alisverislerini buyuk ihtimalle ekspres kasalarda tamamlayacak tiplerdir.