bugün

Filmini çok beğendiğim romandır.
kitap kesinlikle şu ana kadar okuduğum en iyi polisiye-gerilim. her şeyden önce kitabın içinde hissediyorsunuz kendinizi. tess gerritsen'den daha gerçekçi karakterler yakalayan bir yazar daha keşfettim. karakterlerin psikolojisinin derinine ustalıkla inilmiş. suçluyu son ana kadar bulamamam yönünden de gizemliydi. keşke yazarı ölmeseydi de 9 kitaplık bir serinin hepsini okuyabilseydik.
yeni bitirdiğim kitaptır.bol bol kahve içilir . ve kurgusu gerçekten müthiş etkisinde kalmamak imkansız.
okurken elden bırakılmayan, gün içerisinde tüm işin gücün arasında aklı kitapta bırakan güzel bir yapıttır.
sürükleyici olduğu gibi merak da uyandırır. millenium serisinin ilk kitabıdır.
milenyum üçlemesinin ilk kitabı. stieg larsson üçlemeyi yazdıktan sonra 2004 yılında ölünce kıymete binmiş gözüküyor.

kitabını okumak için almışken, benim gibi tesadüfen filmini seyredenler için ilginç bir polisiye-gerilim filmi olmuş. filmin ikinci yarısındaki ateşli bir sahneye kadar ejderha dövmeli kız hangisi acaba diye kafa yordum boş yere. sanırım bu da kitabın isminin türkçe' ye hayli ilginç çevrilmiş olmasından kaynaklı. ama doğrusu film daha iyi olabilirdi.

üçlemenin diğer kitapları ise, arı kovanına çomak sokan kız ve ateşle oynayan kız. okumak veya seyretmek isteyenler için sırada.
Millenium serisinin ilkidir.
ikincisi olan ateşle oynayan kızda vardır.
Üçüncüsü olan ise arı kovanına çomak sokan kızdır.
herşeyiyle nefes kesicidir.
kitabını an itibari ile bitirmiş birisi olarak diyebilirimki
kitap oldukça güzel ama saçmalıkları da var.

--spoiler--
-harriet mal mıdır ki her sene kurutulmuş çiçek yolluyorda yanına 2 satır not iliştirmiyor?martinin öğrenmesinden endişeleniyorsa adam gibi notunda belirtebilir.
-harriet mal mıdır ki dedesine durumu anlatmıyor. en azından yaşadığını bildirmiyor?
-kurutulmuş çiçek çerçevelerinde parmak izi olmadığından bahsediliyordu. neden yok? madem hayatta olduğunı anlatmak istiyorda parmak izi detayı da neyin nesidir?
-dövmeli kızımızın yetenekleri abartılmış. süper girl değil bu. tek başına elini kolunu sallaya sallaya tek damla ter dökmeden devasa şirketlerin ana bilgisayarını çökertecek ha? oldu. adamın götündan kan alırlar kamil , kan!
+kutsal ayetlerle ilgili şifrenin çözüldüğü yerde şöyle bir silkinip kendime geldim. kitabın boyutu değişti resmen.
+dedektiflik olayı iyi örselenmiş.tatmin edici bir dedektiflik olayı.
-harriet in olduğu resimdeki resim çeken elemanı bulması saçmalıktan başka birşey değildi. oha yani. az yavaş...
--spoiler--
iyi kurgulanmış olay konusu iyi işlenmiş stieg larsson kitabı.

perşembe günü öğlen saat 4'te alıp, bir solukta 650 sayfayı sabahın ilk ışıklarına kadar; yalnızca tuvalet, sigara, kahve üçlüsü ile bitirdim. ikinci kitaba ise yeni başlamama rağmen ilkine göre daha iyi olduğunu anladım. alınıp okunması gerekir. ilki de, ikincisi de. daha üçüncü seriye geçmemiş olmama rağmen araştırmalarım sonucunda bir efsane olarak kıyıda köşede 4. serisi duruyormuş.
az önce kitabı bitirdim. Olasılıksız'dan beri böyle keyif alarak okuduğum bir kitap olmamıştı. Seriye mutlaka devam edeceğim.
çok başarılı olan millenium üçlemesinin ilk kitabı. tabi stieg larsson ölmeseydi söylenenlere göre o seri üçleme değil onlama olacaktı. çok acayip karakterler, çok acayip bir kurgu ve çok acayip bir olay tüm bunlar o kadar güzel harmanlanmış ki kitabı( hatta tüm seriyi) bırakamadan okuyorsunuz. isveçteki filmin ardından bir de david fincher tarafından çok iyi bir hollywood uyarlaması çekilmiştir. ilk fırsatta gidip izlenesi.
Beni benden alan erjerha dövmesi olmasada dövme yaptırmama sebeb olan kitaptır. Ateşle oynayan kız, arı kovanına çomak sokan kız kitabın devamıdır.
filmini izledikten sonra böyle bi kızın psikolojisini nasıl anlatmış acaba diye merak edip alacağım kitap.
başıma bir iş gelmeyecekse çok aşırı başarılı bulduğum filmdir.

aynı filmin hollywood verisyonunun fragmanını dahi izleyemedim o derece entelim.

ayrıca filmdeki lezbiyen hatunun da çok seksi olduğunu ifade etmeliyim.
isveçli yazar stieg larsson'un millenium serisinin ilk kitabı. yazarın ölümünün hemen öncesinde tamamlanan üçleme isveç'te en çok satanlar listesinde uzun süre kalmıştır.
ayrıca 2009 yılında danimarkalı yönetmen niels arden oplev tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır.