bugün

evet efendim, sözlükte sıkça rastlanılan, dikkatli takip edildiğinde sayılarının azımsanmayacak ölçüde olduğu, bölünerek mi, vuruşarak mı çoğaldıklarına henüz karar verilmeyen malakların genellikle kıskanılan, yada yüz alamadıkları yazarların dikkatini çekmek için yapmadıkları şebeklik kalmadığı gibi, " şşşşşt ben burdayım bak , alooo, ahanda takla atıyom heeey, beni fark et artık yeaaa, sinirlendiriyorum seni biliyorum ama amacım aslında kedinin ulaşamadığı ciğere olan duygusudur " diye hislendiği toycuğun her ne kadar kedinin ciğere bakışından daha çok öküzün trene olan sevdasına gönderme yapsa da öykülerdeki genel tasvir metodunun fazlada dışına çıkmayacak tabire cuk oturur.
Şimdi bu toycuk malakların genel özelliğine gelince;
- genelde o rengi haketmeseler de nüfus cüzdanları mavidir.
- genelde entel dantel kelimelerle bezeli cümleler kurmaya çalışıp " lan bir hata olsa da imla, anlam, çatı uyumsuzluğu, özne yüklem uyumsuzluğu bulup takdir edilsem " havalarındadır, zira sözlükte kendilerince bir zekidir bir zekidir sorulmayasıdır. Netekim IQ ları ayakkabı numaralarının bir üstü ya da bir altıdır.
- sık sık çaylaklığa terfi ederler, 1 ayda sözlüğün genel kurallarını ilkokulu torpille geçene anlatsanız kapar, ama bu malaklar ısrar eder mallığa.
- klavyeşörlükte üzerlerine yoktur, tek el ile 10 parmak delikanlılık yapabilirler.
velhasılı herkes sanal alemdedir, nikimyirmikarakterli dahi sadece ve sadece burada anlatıldığı kadarıyla bilinebilir, bilmem kaç km ötelerden yiğitliklere, başlık sıçmalara, velhasılı bu tip özentiliklerin sonunda sözlükte şebeklik rolü üstlenilmek istenmiyorsa son verilmelidir, olmaz sa ne olur? : hiç bir şey. siz yazarsınız, okuyan güler.