bugün

artık pahalı olmamasının sebebi akp'dir.*
bizim meybuzumuz vardı ne kornete nede magnuma değişirdik. abarttım galiba biraz.
eskimo birinci sıradadır hem ucuzdur hem güzeldir. gene olsa gene yesek.
statü göstergesi olduğu yıllardır.
ara ara çubuğunu verip bedava alabildiğimiz kampanyalar yapılan çocukluk yıllarımız olur efenim o yıllar.
harçlığımızın 2 lira olduğu ilkokul öncesi çocukluk yıllarıdır.
tüm harçlık bir magnuma yatırılmayacağından magnum pahalıdır.
geçmişte mi kaldı o yıllar dedirten yıllardır.
işte o yıllar magnuma paramız yetmediği için biz (bkz: meybuz) yerdik dedirten yıllar. Magnum o kadar pahalıydı ki onu yiyen zengin çocuğuydu diye düşündüğümüz yıllar. Şimdi düşünüyorum da o yıllarda magnum pahalıydı fakat alınan tek maaşla evin her türlü derdi karşılanıyordu kirası veriliyor artı bi de ferah ferah yaşanıyordu... şimdi magnum ucuz evet ama hayat pahalı be arkadaş...
lcwaikiki'nin şimdiki bir tommy hilfiger,bir lacoste,veya bir benetton kadar pahalı olduğu yıllara denk gelir.
anneme göre boğazlarım şişip de hasta olacağımı düşündüğü için sadece haftada bir gün dondurma yeme hakkım vardı çocukken. o da salı günü, semtimize pazar kurulan gündü. annemle pazara giderdim sırf dondurma yemek için. dondurma dediysem öyle pek birşey değil yani kimi zaman algida'nın kalem dondurmasını alırdı annem kimi zaman buzparmak; derken sonraları annem çıtayı yükseltti ve max almaya başlamıştı bana artık.

max'a terfi ettiğim zamanki hissiyatım savaş kazanmış komutan edasındaydı yürüyüşüm değişmişti. ne kadar küçük birşey lakin beni çok mutlu eden birşeydi bu. tüm bunlar olurken aklım hep magnumdaydı bir gün seni yiyeceğim diye düşünüyordum, o zamanlar birkaç kere de cornetto yemişliğim vardı henüz tek basamaklı yaşlarda yaşarken hayatımı.
babam kıyamazdı bana, ilk ve tek evladı; erkek evladıydım ne de olsa. ben de bunu farkeder böyle büyük isteklerimi ona yaptırmaya çalışırdım fakat annemin yönetime el koyup ''hayır babası hasta olduğunda ben çekiyorum sıkıntısını, her zamankinden alıyosun dondurmayı'' diye muhtırayı da verirdi babama.

gel zaman git zaman dondurma günün sektirmiştim ve hakkım olanı almak için isyan başlattım evde. oyuncaklarımı kırardım mütematiyen çekiçle ve babamın alet çantasındaki hallice aletlerden biriyle ama bu sefer en sevdiğim oyuncağımı kırmıştım ve annem durumun ciddiyetinin farkına vardı ve taktı beni babamın peşine. gidin babanla dondurma alın dedi ve taktı beni babamın peşine.
yolda giderken kafamda tüm stratejileri belirlemiş hepsini bir bir hayata geçirmeye hazırlanıyordum ve saçma sapan sorularımla babamın beynini ambale ettikten biraz sonra vardık algida satan ilk markete.

babama düşünme ve uygulama fırsatı vermeden dolabın anahtarıyla gelen kasiyer abiye ''magnum istiyorum ben'' dedim ve oldu bittiye getirip kaptım magnumu. rüyada gibiydim sanki. elimde magnum vardı. sanki bana çok değişik bir tadı olduğunu düşündürürdü hep yemeden evvel fakat aldırmıştım ya magnumu, olsundu. bok olsa yerdim o saatten sonra. çubuğunun max'dan farklı olduğunu görünce neden pahalı olduğunu buldum sandım bu dondurmanın fakat ondan değilmiş aslında, yani mesele çubuk değilmiş.

yiyemiyordum bile biticek diye ama erimeye de başlamıştı bir yandan. evimizin olduğu sokağa varana kadar yola dahi bakmadan ilerlemiştim, dondurmayı izliyordum bi yandan ufak ufak yalayarak bitmesin diye. sokağa vardığımda mahallede oynayan çocuklar elimde magnumu görünce hepsi birden bana bakmıştı. annem de görsün istiyordum fakat görürse elimden alırdı o kadar büyük bi dondurmayı yiyip hasta olmayım diye, elimden alır diye de korkuyordum.

en son süzülen dondurma elime avucuma bulaştığından dondurma bitince elimi yalamıştım. eve çıkıp yıllar sonra türkiye kupası kazanmış fenerbahçe gibi magnum'un çubuğunu gösterdim anneme ''baağğk bobom bono mognum aldı anneaaa'' demiştim ellerim yapış yapış.
aynısının snickers için de geçerli olduğu durum. yıllar önce snickers alacağımıza 4-5 tane metro çokonat gibi çikolata alabilirdik. şimdi ise fiyatları arasında öyle uçurumlar yok.
Hala da aynı olan değişmeyen durum. Şöyle oluyor ki; magnumun pahalı olduğu yıllar vardı evet doğru. Ama Magnum bugün de öyle çok ucuz bir dondurma değil. Ucuzluğu pahalılığı kıyaslama yoluyla yapıyoruz elbette.Yanlış hatırlamıyorsam 2,5 lira mıydı neydi yazın.Max falan yiyecek olursanız da Magnumun yarısından daha ucuza alabilirsiniz. Yani Magnum hala en pahalı dondurmalardan biridir. Çocukken annemizin, babamızın verdiği harçlıklarla elbette ki gözümüzde en pahalı, en asil, burjuva dondurması falandı o ayrı.Hem en güzeli Buzi ohh mis gibi yazın her tür meyvelisinden yiyin gari.Magnum falan boş işler bunlar.
(bkz: 27 ekim 2012).
cocukken yazliktaki zamanlarimi hatirlatan, duygulandiran hos yillar. o beyazlisi ne forsluydu be. bir de magnum reklamlarindaki gibi katirt katirt se yapardik. her zaman alamazdim tabi, ama bazen hirs yapip alirdim. su an o hirs bile bana cok derin ve manali geliyor. ulasmak istedigim sey, ulasip da herkese gosterebilecegim ve bununla boburlenebilecegim sey bir dondurma dolabinin icindeydi. ne gunlerdi.
5 sene evvle 2 lira oldu zamanlarda ne kadar güzel olan dondurmadır.

edit: lan amuna godoom, bunun neresini beğenmedin?
Ben kendimi bildim bileli Magnum pahalı, biz fakiriz. Bi liseli kendini ne kadar bilebilir, ayrı bi konu tabi. Magnum pahalı biz fakir, zengin kız zengin, fakir ama gururlu genç gururlu kalsın, herkes mutlu olsun.
o zamanlar magnum reklamlarında daha bir güzel hatunlar oynardı.
Magnum hala pahalıdır; ama eskiden daha pahalı gelirdi. Belki de biz büyüdük, paramız oldu, bu yüzden eskisi kadar pahalı gelmiyor.
cornetto ve calippo nun da pahali sayilabilecegi yillardir. ama biz max yiyip cikan bedavasini da arkadasimiza verirdik o yillar da.
bizim züür olduğumuz yıllardı.
max ile fiyat mukayesesi yapilarak cevap bulunabilecek sorudur. muhtemelen cocukken cok salak oldugumdan dolayi babam "git bakkala istedigin dondurmayi al" dediginde bile en sevdigim buz parmak dondurmasini alirdim. tekrardan dusundumde bayagi salakmisim hakikaten..
eskiden magnum yoktu. buralar hep tarlaydı.
magnum yerine babamın bana her gün verdiği yüzbinlirayla karbeyaz alıp yavaş yavaş yediğim yıllardı.
ayrıca ablamla misket oynayıp kaybettiğim zaman deli gibi ağlayıp misketlerimi geri aldığım zamandı da.
çılgın bediş izleyip bedişin dedesinin çapkınlıklarını ufak çapta anlayıp güldüğüm yıllardıda.
hey gidi günler.ülkemin şimdiki çocukları mı ben mi daha şanslıydım. kim bilir?
çok güzel yıllardı o yıllar. hiç unutmam, bir arkadaşım şuursuzca max'ın magnum'dan daha güzel olduğunu savunuyordu. oysaki daha önce hiç magnum yememişti.
(bkz: 30 Ekim 2012 salı 14 07)