bugün

grace albümünde bulunan aşmış jeff buckley şarkısı. akustik versionu da mükemmeldir.
jeff buckley'nin hayattayken yayımlanan tek albümü grace'in hüznüne hüzün katan parça.
(jamie cullum yaşına başına bakmadan bu şarkıyı yorumlamaya kalkmış gayette iyi iş çıkartmıştır ancak jeff varken seni kim ne yapsın?)
jeff buckley neden yaşamıyor, neden yeni şarkılarına, o güzel sesinin yeni sözlerde bestelerde anlam kazanmasına hiçbir zaman tanık olamayacağız gibisinden serzenişlere sebebiyet veren muazzam bir şarkı.
yapılmı$ en iyi $arkıdır.
tarihin gördüğü en iyi şarkı. jamie cullum söylerse sıralamaya bile giremez; cef söylerse en iyisi olur, bestseller olur, ayet olur, öldürücü olur: öldürür.
"well maybe i'm just too young...
to keep good love going wrong..."

sözlerini yazmayayım da ziyan olmasın!
bittiğini sandığınız bir şeyin aslında bitmemiş olduğunu ve asla da tamamen bitmeyeceğini ama gene de yolunuza devam etmeniz gerektiğini farkettiniz mi hiç? bu şarkı onun şarkısı. darmadağın eden hislerin insanı parçalayan şarkısı. daha iyisi olmayacak. asla.

looking out the door i see the rain fall upon the funeral mourners
parading in a wake of sad relations as their shoes fill up with water
and maybe i'm too young to keep good love from going wrong
but tonight you're on my mind so you never know

broken down and hungry for your love with no way to feed it
where are you tonight, child you know how much i need it
too young to hold on and too old to just break free and run

sometimes a man gets carried away, when he feels like he should be having his fun
and much too blind to see the damage he's done
sometimes a man must awake to find that really, he has no-one

so i'll wait for you... and i'll burn
will i ever see your sweet return
oh will i ever learn

oh lover, you should've come over
'cause it's not too late

lonely is the room, the bed is made, the open window lets the rain in
burning in the corner is the only one who dreams he had you with him
my body turns and yearns for a sleep that won't ever come

it's never over, my kingdom for a kiss upon her shoulder
it's never over, all my riches for her smiles when i slept so soft against her
it's never over, all my blood for the sweetness of her laughter
it's never over, she's the tear that hangs inside my soul forever

well maybe i'm just too young
to keep good love from going wrong

oh... lover, you should've come over
'cause it's not too late

well i feel too young to hold on
and i'm much too old to break free and run
too deaf, dumb, and blind to see the damage i've done
sweet lover, you should've come over
oh, love well i'm waiting for you

lover, you should've come over
cause it's not too late.
her saniyesinde adamı duygulardan duygulara sürükleyen, deneme sınavı öncesi shuffle'ın azizliğine uğramamla, kitapçığın kenarındaki pıtırcıklı yerlere temsili lover'lar çizdiren, "jeff. gitmeseydin oğlum. ne gerek vardı" dedirten, sıfat yakıştıramadığım şarkı.

ümitlerin suya düşmesinin ardından düşen ümitleri elini çenene dayayıp izlemek gibi.
arkada bu şarkı çalardı. eminim.
..maybe i'm too young to keep good love from going wrong.. diyerek beni benden almış,bünyedeki hüzün ve melankoli katsayısının tavan yapmasına neden olan jeff buckley şaheserlerinden biri..diğerleri için:
(bkz: forget her) (bkz: last goodbye) (bkz: so real)..
(özellikle 'Sometimes a man gets carried away,
When he feels like he should be having his fun
Much too blind to see the damage he's done' bölümündeki tonlamaları iç sızlatır,fenadır.)
bu öyle bir şarkı ki, tarif edilemez, anlatılamaz. şarkı yazmak bile hakarettir böylesine bir muhteşemlik için. bir meleğin sesine sahip jeff buckley, öyle vurucu söyler ki gözlerinizi kapatıp hissedebilirsiniz yitip giden sevgiliye duyulan özlemi.
iyi giden bir şeyin nasıl berbat edildiği ve artık geri dönmenin imkansızlığını öyle iyi anlatılır ki. insanı jeff buckley sevgisi, yitip giden güzel günler, asla bitmeyecek bir sevgi, ve muhteşem sözlerin hayranlığıyla başbaşa bırakır. defalarca dinlense de bıkmayacağınız türden bir şaheserdir.
"oh, sevgili, uğramış olmalıydın, çünkü çok geç değildi" neden gelmedi ki çok geç olmadan?

"too young to hold on and too old to just break free and run" "dayanmak için çok gencim ve her şeyi öylesine bırakıp kaçmak için çok yaşlıyım"
her dinlendiğinde insanı parçalarına ayıran ve tekrar toparlayan muhteşem bir şarkı..
akla hep eski acilari, uzuntuleri getirmede bir numara olan jeff buckley sarkisi. Bir de uzgunken playlistte denk gelirsiniz buna, o uzuntu ikiye katlanir en az. Mazosistlik, baska da bir sey degil. Yagmurlu bir gecede arabada dinlenmesi tehlikeli.
Yeni bir eve taşındım bir hafta önce sözlük ve odama girip bavulların üstüne uzanıp ilk bu şarkıyı dinlettim duvarlara. Her gün patronun bir yere kadar gittiği 5 dakikada playliste atıp müşterilerin fark edip etmeyeceğini seyrettim. Fark edenlere el altından bir şeyler ikram ettim. Bazen kendi isteğimle açtığım halde dinlememek için sigara içmeye çıktım. O kadar dokunuyor ki "it's never over" la başlayıp bir kadının, ruhunda sonsuza kadar asılı kalan gözyaşı olduğunu söyleyerek son bulan yer, inanamıyorum. Bir insanın diğerinin ruhunda gözyaşı olarak asılı kalması ne demek?

Tanıma gelirsek: Cümleleri ve sesi teni kadar beyaz olan Jeff Buckleynin notaya nağmeye söze dökülmüş hali. Yaptığı şeylerin en güzeli nefesini bu şarkıya üflemek olmuş.

Bir diğer tanım: acıyı kabullenme manifestosu

Belki de hiç bir şey için ne genç ne yaşlıyızdır.