bugün

2005 yapımı andy garcia tarafından yönetilen, kübayı güzel bir açıdan tanıtanbir film.ülkemizde 2006 temmuzu nda gösterime girmiştir.başrollerinde andy garcia,ines sastre,bill murray gibi ünlü isimler vardır.film satsın diye inatla bu isimlerin arasına dustin hoffman ınki de eklenmiştir;oysa adam sadece iki sahnede görülmektedir.filmin müzikleri insanın aklını başından alacak şekilde güzel ve dinlendirici bir özelliğe sahiptir.
bu basligin (bkz: the lost city) basligina tasinmasi gerekir.

cok super olmasa da gayet guzel bir film. cogu kisi filmi emperyalistlikle suclamis. ben daha cok filmden savastan, olumlerden bikan ve hayata baska bir sekilde devam etmek istiyen adamin hikayesini gordum. andy garcia'nin sondaki konusmami, siir mi bilemiycem ama gayet guzel olmus. filmdeki muziklerin uzun tutulmasi insani baysa da gayet guzel film olmus. andy garcia da harika is cikartmistir.
andy garcia'nın vatanı küba'ya saygı niteliğinde çektiği filmidir.

castro devrimine karşı biraz önyargılı ve yanlı bir tutum vardır filmde.
lakin bu filmin değerini azaltmamaktadır.
her ne kadar film bir amerikan prodüksiyonu olsa da
filmi bir kübalının çektiğini göz önünde bulundurarak filmdeki tüm eleştirilere
hoşgörüyle yaklaşılmalıdır.
küba devrimini çok hümanistçe göstermeye çalışan,
ernesto che guevara'yı salt bir popüler kültür ikonu yapan,
popüler kültür anlatısının aksine
çuvaldızı kendine batırmaktadır.

filmin en güzel bölümü ise kuşkusuz kapanış sahnesidir.
andy garcia kesinlikle taraflı bir film çekmiştir. filmdeki ana karakterimiz havana'da bir kabere sahibidir. 1959 kuba devrimi 'nin ardından ise kabaresi kapatılır, ailesi dağılır ve abd'ye göç eder. film sürekli içten içe küba devrimi düşmanlığı yapmaktadır. filmde devrimci gerillalar terörist gibi gösterilmiş, che ise basit bir katil gibi lanse edilmiştir. küba devrimi 'nin toplumsal yanı ve önemi es geçilmiş, tamamen başkarakterimizin bireysel hayatına etkileri anlatılmıştır fakat bu yapılırken de devrimin işi boşaltılıp basit bir iktidar savaşı gibi gösterilmiştir. ayrıca devrimciler şiddet yanlısı sapkın militaristler gibi gösterilmiştir.fulgencio batista adlı diktatörün 1956-59 yılları arasında 60binden fazla kübayı düzenlediği operasyonla öldürttüğü bir dönemde fidel ve yandaşlarının iktidarı şiddet uygulayarak ele geçirmesi kadar doğal bir süreç olamaz. devrimler gül demeti uzatarak kazanılmıyor.

--spoiler--
filmdeki anakarakterimiz özgürlüğü uğruna küba'dan kaçıyor fakat özgürlüğüne düşkün bu zat-ı muhterem abd'de bulaşıkçılık yaparak işe başlıyor. her ne hikmetse amcamız abd'ye iltica ettikten 15 ay sonra new york 'da kendi kaberesini açıyor. hem de havana 'dan beş parasız geldiği halde. tamam, iyi güzel küba rejiminin tonlarca eksik yanı var fakat hollywood yapımcılarını insafa davet etmek istiyorum.

bir de başkarakterimiz küba'da cillop gibi manitayı bırakıp abd'ye göçüyor. sen naptın andy abi?
--spoiler--