bugün

ruh hastalarını iyileştirmek (!) amaçlı yapılan beynin bir bölümünü tamamından ayırma işlemi. Sene 1949'da egas moniz'in üzerine yaptığı çalışmalar ile nobel ödülü aldığı, sonuçlarının yararları tartışılır yöntem.
isveç'te, evet bildiniz, o şimdinin süper hümanist sevgi pıtırcığı göçmen dostu ülkesinde 1970'lere kadar uygulanan, özellikle saami ve fin kökenli "alt - mongoloid ırkların"* üzerinde sisteme karşı çıkmasınlar diye denenmiş, alien hand syndrome'a sebebiyet veren iğrenç olay. neyse ki isveç bugün bıdı bıdı iskandinav sosyalisti bir devlet olmuştur, ve bu insanlara aylık tazminat ödemektedir. toplumcu olacaklar ya, o bakımdan.
bulan malın kadınlarda uygulanmasını önerdigi mallık cünkü uygulanan hastalar daha iyi bi ev hanımı da olabiliyomuş ayrıca.

(bkz: ben sana nobel verenin)
(bkz: lobotomy)
kökeni oldukça eskiye dayanan, özellikle bakımız zor akıl hastalarını zaptedebilmek gibi bir işlevi olan operasyon.
insancıl açıdan bakınca yanlışlığı tartışalamaz ancak uzun vadede bilime beyin bölümleri işlevleri bakımından katkısı olmuştur denilebilir.
kendime ara ara tavsiye ettiğim bir hadise.
erken cumhuriyet döneminde Türkiye'de gerçekleştirilen hadisedir.osmanlıya dayanan veya ona atıfta bulunan tüm olaylar ve akımlar ya saptırılmış ya da yok sayılmıştır ; onun yerine taa Türklerin islam öncesi dönemlerine dayandığı iddia edilen ; "kurttan türeme efsaneleri" "tüm insanlığın atası Türktür" saçmalıkları konmak suretiyle ; Türkiye'de yaşayan tüm topluluklara uygulanmıştır.

nasıl ki bir insanın 6 günde tüketeceği ilacı bir anda yutması tedavisine değil belki de ölümüne sebep olacaksa ; koca bir dünyanın 100 senede gerçekleştirdiği "evrilmeyi" , bu topluma "iyi amaçla" enjekte etmek ; 2009 lara varan problemlere ve toplumsal tümörlere sebebiyet vermiştir.

bu problemlerin kaynağına indiğimiz ölçüde , kişilere değil yapılanlara karşı eleştiride bulunma cesaretini , ve eleştirenleri "kabullenme" ferasetini toplumsal bünyemizde yücelttiğimiz ölçüde "huzur getiren bir devlet yapısına" ulaşma yolunda hızlanacağız...
Tam adıyla prefrontal lobotomi olarak bilinen cerrahi girişim; beynin alın (frontal) lobunun akmaddesindeki sinir lifleri kesilerek uygulanır.
Patavatsız konuşan,hayattan bihaber,burjuvazinin temel direklerinden,modelimsi görünüşlü kadınlara zevkle uygulamak istediğim yöntem.
(bkz: sucker punch) isimli filmde bahsedilir.
kişiyi bitkisel hayata sokmak için uygulanan yöntemdir. bir çeşit idam gibi düşünülebilir. genelde ruh hastalarına uygulanmaktadır.
Şaşırtıcı bir şekilde işe yarayan uygulama.
Ak parti gençlik kollarında hala uygulanmaktadır.
(bkz: ak gençlik)
erenköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden randevu aldım, yaptıracağım.
bence herkes lobotomi yaptırmalı. biraz gözünüz ölüyor ama insanın kafası boşalıyor yani. ilk günkü gibi...
On lobu uok etme islevi.
yapılması gereken o bazılarında beyin bulunabilinirse yapılsın dediğim.
Sabaha kadar ingilizce sunumuna hazırlandığım konu. Öğrendiklerimin bir kısmı beni dehşete düşürdü. Çok ilgi çekici bir tedavi yöntemi.

Beynin ön kısmıdaki frontal korteks bölgesine yapılan müdaheleyle o lifleri ayırarak sosyo-duygusal tepkileri minimuma indiren bir tür ameliyat. Diğer bir deyişle o zamanın prozac'ı lobotomi operasyonuymuş.

Yine ilgi çeken kısımlardan biri de bazı hastaların operasyonu gönüllü olarak geçirmesi. Beyin kanaması, kalıcı beyin hasarı, hareket bozuklukları, kalp krizi, mental bozuklukların şiddetinin artması gibi çok ciddi riskleri olan bir uygulamaya gönüllü olmak şaka maka baya deli işi.
Yan masamda tarihin en yalancı gastesi
Beynimin tam ortasında kâinatın sesi
Bu memleketi kuran büyük şaka yapmış kesin
Bur'da mezarlığın karşısında doğum hastahanesi

Davetinde tehdit, adaletinde kahır
Cenazesinde tekbir, merasiminde ağıt
Bi' şey mi teklif ettin? işitmedim, bağır!
Bugün istanbul'u seyrediyorum kulaklarım sağır

Martılar, bugün bur'da nöbetçiler
Bugün deniz dalgalı, bugün önemli gün
Dedim: "Nedir hayatın anlamı?"
Durup düşündü, sonra güldü
Benle kesin paylaş eğer çözersen bi' gün
Dedim basit; Hayat saçmalıktır, saçmalık bütün
Biraz karbonhidrat tüket sonra birazcık tütün
Böyle diyenler kaçarlar hep, sen hâlâ burdasın
Ve saçmalık vazgeçilmezdir kaçmayan için

Belki yarın öyle olmaz, yok garantisi
Bilirsin bazen insanoğlu aniden karar verir
Bana rol yapmayı tarif et bi' gün, aklım ermez hiç
Bu toplulukta oyunculuk marifet midir?

Ben misafirim, saçım siyah ruhum afrikanîdir
Kendi irademle bitirice'm merasimi
Ben misafirim, saçım siyah ruhum afrikanîdir
Çağrı Sinci, bir yeraltı sakini

Sanki en sevdiğim filmin en acıklı sahnesi
Hani lobotomi yaptılar ya Jack Nicholson'a
Aynı öyleyim bugün, henüz ölmedim fakat
Yalnız ihtiyacım var gibi küçük bi' tılsıma

istersen umudumu al, ver öfkemi bana
Bugün ufuk çok uzak ve bulutlar kara
Yalnız huzuruma dokunma, çok savaştım uğruna
Lütfen, beni mağlup etme hırsıma

Karanlık bi' tüneldeyim, duvarlar peşimde
iğne deliği kadar küçük bir ışık içimde
Bi' yerden bi' rüzgar esse oraya doğru koşaca'm
istikamet gebiş gibi delirmiş biçimde

Benimkisi özgürlüğe adanmış bir ömür
Ve bazıları özgürlüğü bi' çift gözle görür
Benimkisi özgürlüğe adanmış bir ömür
Nasıl yaşamışsa insan, aynı öyle ölür

(bkz: çağrı sinci)
(bkz: lökotomi)

1930 larda başlayan, Lobotomi 1940 ve 1960lı yıllar arasında oldukça yaygın olarak kullanılan ve beyin cerrahileri bu zamanlar beynin sağ ve sol loblarını birleştiren bölgedeki bağlantının koparılmasıyla epilepsi semptomlarının iyileşme olacağı düşünülmüş tıbbi tekniktir.
Lobotomi ayrıca diğer ruhsal rahatsızlık durumları için de kullanılmaya başlanmış o dönemlerde. Beynin ön lobuna bağlı sinir liflerinin kesilmesi ile yapılan tedavi şekliymiş.genellikle keskin bir aleti göz yuvarının ( göz yuvarı, Kafatasında bir çukur içine yerleşmiş bulunan gözün yuvarlak bölümü) üstünden sokarak yapılıyor.
Lobotomiler günümüzde çok ciddi epilepsi durumları olmadıkça çok çok az bir biçimde kullanılıyor. (ilerleyen zamanlarda olumsuz etkileri üzerinde halen tartışma konusu olmakta)
1950'lere gelindiğinde piyasaya sürülen Thorazine isimli yeni bir antipsikotik ilaç, lobotomi pratiğinin modasının geçmesine sebep olmuştur.

Lobotominin yarattığı etkiler ve doktorlara yüklediği ahlakî yükümlülükler, Ken Kesey'nin 1975 yılında sinemaya aktarılan "Guguk Kuşu" isimli romanında anlatılmıştır.
(bkz: yobaz)
nerde yaptırılıyor ihtiyacım var.
tıbbi bir terim olan tomi, bizzat bir organın "kesilip alınması" anlamına gelir, lobotomi sözcüğü ise beynin bir lobunun alınması.
ciddi ruh ve akıl hastaları üzerinde uygulanarak bu kimseleri yarı ölü moda sokmaya yarayan, ne derece tedavi yöntemi olduğu ve ne derece acımasız olduğu tartışılır bir husus.
Gün geçmiyor ki psikoloji alanında tövbe estafurullah'lık bir bilgi edinmeyelim. Bu uygulama aşırı korkutucu olmakla birlikte yerine kimyasal bir ilaç bulunduktan sonra hastalar reddettiginden tekrar başlanması daha ilginç. Yanı sonunda bildiklerini unutmayı hatta ölümü göze alıp beyin lobunun canli canlı sökülmesini kabul ediyorsun ama ilacı reddediyorsun. Enteresan.
Guguk kuşu filminin sonunda Jack Nicholson'a yapılan bitkisel hayata geçiş yapmasına neden olan cerrahi yöntem. Şimdilerde yakınlarının izni olmadan kimseye bu işlem yapılmıyor.